7: Takipçi Kul

5 2 0
                                    

Taehyung derin bir nefes aldı ve konuştu.

"Namjoon hyung ve ben-"

"Ajanız ya biz! Tabi şuan sadece öyle geziyoruz." Dedi Namjoon hyung ve Taehyung'u bir çırpıda böldü. Hem onun önüne atladı hem de sözünü kesti.

Jin hyung, Jimin hyung ve ben onlara anlamazca bakarken, Taehyung da sırıtmıştı.

Neden birden böyle davrandıklarını bilemesem de ikisi de çok şapşik davranıyordu.

"Evet ya, işsiz işsiz dolanıyoruz da yıllardır, siz nereye gidiyorsunuz diye merak etmiştik." Taehyung'un konuyu değiştirdiğini hissetsem de birşey dememiştim.

"Jimin hyung ve ben Kuzey Su Kabilesinin neden yok olduğunu araştırmak için kuzeye gidiyoruz. Bir de.. benim ne olduğumu bulmaya. Dünyada gerçekten güzel sırlar var." Gideceğimiz kuzey yönüne bakarak.

Jimin hyung sol kolunu omzuma atarak kafasını sallamış, konuşmuştu.

"Yönümüz kuzey, kaderimiz kesin. Kuzeyde bıçak bileyici kaynıyor, değerli makrakamı ve yıldızlarımı biletmem şart oldu." Ciddi bir ifadeai vardı.

Bilenmeden bir süre daha dayanabilirdi aletleri ama haklıydı. Hatta hazır aklımdayken, bir biley taşı almamız da iyi olurdu.

Biz Taehyung'u cevapladığımız için, ben Jin hyunga bakmıştım. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı ve bir müddet düşündü. Bize baktığında, gözlerindeki huzuru fark ettim.

Jin hyung çoktan kendi anlamını bulmuş, kendine ulaşmış biriydi. Onun bizimle gelmesi, Jimin hyungu bilmem ama benim için bir onur olurdu.

"Bende sizinleyim. Hava tapınağı ve uygarlığa dönemem şuan." İkimize de parlayan gözleriyle bakarak bu sözleri sarf etmişti Seokjin hyung.

Elimi 'yanımıza gel' dercesine Zyphir ve Jimin hyunga doğru uzattığımda, Zyphir'in yanına geçmiş ve onun kürkünü okşamıştı.

Biraz daha iyi görünüyordu Zyphir ama iyileştirme çemberim ona özel olarak onun etrafındaydı.

Şimdi gözlerimiz Namjoon hyungu ve Taehyung'u bulduğunda Namjoon hyung yanındaki Koya'yı göstererek konuştu.

"Biz de gelsek kalabalık olmayız değil mi ?" Dedi Namjoon hyung  ve sözü bitmemiş olacak ki devam etti. "Yani Koya, ben ve bu salakla. Koya ve ben asla yer kaplamayız, cidden bakın. Ama bu ayı hakkında birşey diyemeyeceğim." Söylendiğinde hep beraber kahkaha atmamıza zıt, Taehyung hormurdandı.

"Ayıymış, sen önce kendi cüssene ve boyuna bak. Hepimiz yanında çocuğun gibiyiz."

Neden öyle demişti ki ? Ayılar çok tatlıydı. Küçüklüğümde ormanda kaybolmuştum birkaç kere ve bana yardım eden orman hayvanları olmasaydı o ormanda donarak ölürdüm. O zamanlar kabileden kaçmak en büyük hobimdi ve kutuptan uzaklaşıp yeşilliklere gitmek çok eğlenceliydi. Ayılar bana yardım eden hayvanlar listesinde ilk sıradaydı.

"Ön yargıyla yaklaşma ayılar senden daha tatlılar." Sinir etmek istediğim için ters cevap vermiştim. Nedensizce yaptığım bir şeydi.

O tekrar söylenmeye hazırlanırken, araya girmemle biraz duraksamış ve hafif gülmüştü.

"Kesinlikle! Ayılardan ders almalıyım ama sende almalısın, benden daha felâket bir durumdasın maviş." Pişmiş kelle gibi sırıtarak bunu söylemese belki de beni daha az etkileyecekti.

"O zaman hadi ilerleyelim. Sizin tartışmanızı çekemem. Giderken de mantıklı davranıp konuşun." Jimin hyung araya girdiğinde, 'hıh' diye bir ses çıkarıp önden önden ilerlemeye başlamıştım.

Custodiae 🌊 🔥✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin