İLK VİRAJ VE SON DÖNÜŞ (PROLOG)

3 0 0
                                    

*tanrısal bakış açısı

*Geçmiş

"Rosanna! Rosanna! Rosanna! "

Rosa, memnun olmuş bakışlarını tribünlere dikerek onu destekleyenlere keyifli bir gülüş ile el salladı. Son yarıştı ve onun için elde edilmesi kolay bir başarı olacaktı. 17 yaşında olmasına rağmen kendi yaşı kadar tecrübesi olan yarışçılara bile taş çıkartacak bir yeteneği vardı . Şuan yarıştığı kişi ise nerdeyse doğduğundan beri arkadaşı olan, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Betty'di. Sarı saçları ve ela gözleriyle arkadaşının tam tersi gibi gözüküyordu, hem dış görünüş olarak hemde karakter olarak, motorcu ceketini giymekle meşguldü. Rosa ise uzun siyah saçları , kömür karası gözleri ve bembeyaz teniyle ve boynundan asla çıkarmadığı deniz kabuğu kolye ile son hazırlıklarını yapıyordu. Yarış için uyarı sirenleri çalmaya başladığında ikiside birbirine sarılarak şans diledi ve Rosa annesinin ona aldığı ilk ve tek şey olan deniz mavisi Yamaha yzf r1'ine bindi. Annesi ölmüş olsada hâlâ onun yakıcı gözleri tarafından izlenirmiş gibi hissederdi. Çocukken motorlardan nefret ederdi. Çünkü eve geldiğinde ya annesi yarışta olurdu ya da televizyonun karşısına uzanmış ve sehpadaki bira şişeleri eşliğinde yarışı seyrederdi. Daha 8 yaşındayken eve gelir yemekleri hazırlar, evi toplar ve yatmadan önce ödevlerini bitirip diğer gün için uykuya dalardı. Küçüklükten beri avukat olmak isterdi fakat annesi bu hayalini bile yerle bir etti. Bir gün eve geldiğinde annesi onu alıp evlerinin arka bahçesindeki garaja götürdüğünde aslında amacının ne olduğunu anlamıştı. Onun büyüyünce ne olacağı aslında o doğmadan önce belli olmuştu bile. Zaten annesi onu bu amaçla doğurmuştu. Kendisi gibi yenilmez bir yarışçı yapmak. Karşı çıkmadı, çıksa bile boşunaydı çünkü bu amaçla doğmuş, bu amacın lanetiyle ölecekti. Büyüdükçe ev ona daha soğuk daha yabancı gelmeye başlamıştı. 15 yaşına geldiği gün annesi ona verdiği Yamaha ile boynuna yeni bir yük daha eklemişti. Onun motorlardan nefret ettiğini biliyordu fakat nefret etmesi yapmayacağı anlamına gelmiyordu. Motoru gördüğü ilk an eli boynundaki deniz kabuğu kolyeye gitti, bu kolyeyi annesi ona 5 yaşında vermişti ve asla çıkarmamasını söylemişti . O zamandan beri annesinin dediği gibi kolyeyi asla çıkarmamıştı.Helena Blayke sert mizacı sayesinde Rosa'nın üzerinde zaten büyük bir baskı oluşturmuştu. Eğer baş kaldırırsa sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu çok acı bir şekilde öğrenmişti. İlk yarışı ile bile insanlar arasında gündem haline gelmişti. Ne diyorlardı "Helenanın kızı! " Rosa bu ithamdan nefret ederdi. O annesi için Rosa, 3 yaşındayken ölen babası için Annaydı. Bazen sessizce yakarır , babam yanımda olsa herşey daha güzel olabilirdi diye içerlenirdi. İlk yarışından 1 ay sonra annesi aşırı dozdan ölmüştü. O buna bile üzüldü, hayatını cehenneme çeviren kişi ölmüştü, artık özgürdü fakat yapamıyordu. Bırakamıyordu. Sanki zincirlenmiş gibi , o zinciri her zorladığında ruhunda daha büyük yaralar açılıyordu. Pes etti. Buna razı geldi ve annesinin yerine geçti. Haberlerde ondan böyle bahse derlerdi "Annesinin kızı yine yapacağını yaptı " Bu haberi gördüğü zaman gün ışığı odasının penceresinden sızana dek ağlamıştı. Hayatını sadece buna adamış ve çok kısa bir süre içinde başarılı olmuştu. Ta ki Herşeyin yeniden başlayacağı, tabuların yıkılıcağı o güne kadar. Motoru o zamana dek Moje More'si "Denizi" Olmuştu. Fakat o günden sonra çağrıştırdığı tek anlam "Kabus"tu.

MOJE MOREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin