{21}

33 3 2
                                    

Hoseok

Kabul edersem hayatım degişicekti. O eve bir daha giremezdim. Zaten girmek istemiyordum.

"Beni herşeyim ile kabul edebilir misin? Ben hasta bir adamım Yoongi."

"İlacın olabilirim Hoseok. Sadece bu da değil herşeyin olabilirim. Kabul ediyor musun teklifimi?"

Biraz durup yüzüne baktım. İki adım geri gidip yüzümü aşağı indirdim. Biraz korksun kaybetme duygusu yaşasın. Kabul etmeyeceğimi sansın diye yapmıştım.

İki dakika sonra yüzümü kaldırdım ve koşarak ona sarıldım.

"Tabii ki kabul ediyorum aptal." Dedim.

Oda kollarını sıkıca sardı bana. Biraz öyle kaldık. Omzuna başımı koydum o ise boynumu kokluyor gibiydi.

Boyunuma doğru olduğu için boğuk çıkan sesiyle "Çok güzel kokuyorsun." Dedi.

Aslında özel olarak bunun için uğraşmıyodum. Çoğu zaman parfüm bile sıkmazdım.

"Teşekkürler." Dedim. Omzuna yattığım için bembeyaz boynu önümdeydi.

"Bembeyazsın tıpkı pamuk gibi. Pamuklara sarılmış bir kedi gibi." Dedim.

Sahte bir sinirle bana döndü. " Kedi mi?" Dedi.

"Evet kedi. Minnoş bembeyaz bir kedi."
Kafamı kaldırıp yanaklarını ellerim arasına aldım. Pofidik yanakları vardı. Yumuş yumuş. İnsanın sürekli dokunmak isteyeceği cinsten.

Ellerimi biraz ortaya getirerek dudaklarını bir ördek gibi çıkarmasını sağladım. Bunca zamandır bu tatlılıktan mahrum bırakıldığım için kızdım.

"Şu haline bak neden bu kadar tatlısın. Kalbime iyi gelmiyosun ama." Dedim ve dudaklarına küçük öpücükler bıraktım.

Ellerimi çekti ve bu seferde belimden o tuttu beni.

"Bana tatlı diyene bak. Sincap mıdır nedir." Dedi. Gülerek yüzüme bakıyordu. Gülerken diş etleri görünüyordu. Çok tatlıydı bu ama. Tüm gün hiç şikayet etmeden onu mıncıklayabilirdim.

"Hadi gidelim abinler bekliyo."

"Abimler ne alaka?"

"Korktum Hoseok. Eve dönmüş olabileceğin geldi aklıma ondan Namjoon'a sordum. Yok dedi. O kadar endişelendim ki. Her yeri aradım senin için." Dedi.

Kollarımı boynuna sardım.
"Seni seviyorum Yoongi söz bir daha olmiycak."

"Olmasın zaten meleğim. Ben sensiz naparım."

Bu sırada el ele tutuşup arabalara doğru ilerliyorduk. Arabalara yaklaşınca abimlerin arabasından büyük bir küfür çıktı. Endişelendiğim için bakmaya gitcektim Yoongi beni durdurdu. Kendisi bakıp gelicekti.

Arabaya ilerledi camdan hafif baktı. Ve yüzünü buruşturup geri çekildi. Merakla ona baktım.

"İnan görmek istemezsin." Dedi. Ama ben meraklı bir adamım. Birşey olmaz diyerek gittim.

Gitmez olaydım. Bunlar baya baya bizi beklerken... Neyse. Arabaya doğru ilerledik.

"Onları burda mı bırakıcaz?" Diye sordum.

"Evet. Bide bitmesini mi bekliycez ohooo. "

Arabayı çalıştırdı ve evimize doğru yol aldık.
.
.
.
.

Bugün bayağı yorulmuştuk. Eve girer girmez ben bir koltuğa Yoon bir koltuğa bıraktık kendimizi. Biraz dinlenince odamıza gitmeyi teklif ettim. Bunu bekliyormuş gibi kabul etti ve el ele gittik.

Uzandım ve Yoon'u bekledim. Oda gelince hemen göğüsüne doğru uzandım. Hemen sarıldı bana. Burnunu saçlarımın arasına koymuştu.

"Sonsuza kadar böyle kalabilirim." Diyerek belimi daha sıkı tuttu.

"Bende kalabirim kalbinin sesini dinlemek çok güzel." Dedim. Yüzüne bakmak için dirseğimin üzerinde yükseldim. Herşeyi kediye benziyordu. Ellerimle tekrar yanaklarını tuttum.

"Kocaman ısırırım seni Yoon yapma şöyle." Dedim. Şaşırmış bir biçimde yüzüme baktı.

"Hiçbir şey yapmıyorum ki hayatım." Dedi. Hayatım dedi bana. Bana dedi. Bana.

"Yapıyosun Yoon hem de çok kötü şeyler. Durduğun yerde kalbimi fethediyorsun. Bu çok tehlikeli birşey." Dedim. Yine diş etlerini göstererek gülmeye başladı.

Gerçekten çok tatlıydı ya. Biraz yüzüne yaklaştım. Oda ciddileşmişti. Onu öpeceğimi sanıyordu. Dudaklarına yaklaştım yaklaştım derken kafamı çevirdim yanaklarını ısırmaya başladım. Benden kurtulmak için çırpınıp duruyordu. Sonunda kurtulmayı başarınca beni altına aldı.

"Rahat dur Hoseok uyumalıyız tüm gün çok yoruldum." Dedi.

Bunu Hak Ediyorsun SOPE/YOONSEOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin