İntikam İçin Aşk

Bu Tesadüf Mü?

Sabah yüzümü kavuran güneş ışığına lanetler yağdırarak uyandım, halsizliğimi üzerinden atmak için odamdaki tuvalete ilerleyerek duşa girdim. Oyalanmak istemediğim için beş dakikaya çıktım ve dolabımdan spor bir kombin seçip giydim. Siyah taytımın üzerini crop, mavi bir tişört giyerek tamamladım ve hizmetlinin ben duştayken hazırladığı spor çantasını aldım ve aşağı indim. Çantayı dış kapının önüne bıraktım ve aşçının sabah hazırladağı mükemmel kahvaltıyı yedim. Eskiden olsa babamla sohbet ederek, gülüşerek yediğim kahvaltı masasında artık tek başımaydım. Hatırlamak acıtırdı fakat unutmak kaçış olamazdı unutmak daha da acıtırdı, geride bırakılan şeyleri hatırlamak gerekirdi. Yenisi olmayacaktı,eskiyle yetinmeliydik.

Tabağıma aldıklarımı yedikten sonra kapıya doğru ilerledim, spor ayakkabılarımı giyip kapının yanındaki çantayı alıp dışarı çıktım. Çantanın içinden çıkardığım anahtarla arabayı açtım ve arabaya doğru ilerledim. Beni gören güvenlik hemen ayaklandı ve kapımı açtı "Günaydın efendim, iyi günler" Demesiyle ona tebessüm ederek arabaya bindim ve arabayı çalıştırdım.

Okula geldim ve arabadan indim. Okuldan içeri girdiğimde Elif'in boynuma atlaması bir oldu "Meyve verecektim bir kerede sen önce gel beni bekle" Dedi bende onun sarılmasına tebessümle karşılık verdim birkaç saniye sonra ayrıldık sınıfa doğru yürürken konuşmaya devam ettik "Ben geç gelmiyorum sen erken geliyorsun" Diyerek alaylı sitemimi ortaya koydum Elif gülerek omzuma hafifçe vurdu bende "Okula beraber gitmeye ne dersin" Diyerek ortaya bi fikir attım hemen bana dönüp "Nasıl yani? " Diye sordu anlasa şaşardım zaten! "Evler yakın kavşakta buluşuruz bi gün benim arabamla ben seni alırım bi gün sen beni alırsın bazen yürüyerek gideriz ama tabi saatte anlaşmamız lazım" Dedim Elif heyecanla "Olur! " Diye bağırdı bağırdığı için koluna hafif vurdum ve ikimizde güldük. Sınıfa gelip çantamı bıraktım ve Elif'le birlikte bahçeye çıktık.

Ben Eda, Eda Neşe evet soyadım neşe. Eskiden soyadımın hakkını çok iyi verirdim çünkü yanımda babam vardı fakat artık eskisi kadar neşeli değildim. Hayır hayata küsüp, depresyona girip, bütün arkadaşlık bağlarımı kesmedim babam bunu istemezdi elbette üzüldüm, ağladım, kahroldum fakat bunlardan önce yapmam gereken bir şey vardı İntikam, babamın intikamı babam çok saygın, sevilen, iyi kalpli bir iş adamıydı bir gün şirkete yakın bir arazide ölü bulundu polisler, dedektifler hepsi intihar olduğunu söyledi fakat ben inanmadım babam asla bunu yapmazdı bir insan bu kadar mutluyken bir kızı varken neden ölmek ister ki? 2 hafta evet toparlamak sadece 2 haftamı aldı beni bu kadar güçlü yapan şey acıydı acıdan güç aldım ve o acıyla intikam ateşini yaktım zaten güçlü bir karakterim vardı dövüşte iyiydim babamın intikamı için gücüme güç kattım silah, dövüş dersleri aldım hani şu filmlerdeki yeteneklerine hayran bırakan kahramanlar olurdu ya onlar gibi olmuştum. Araştırdım tehdit, şantaj, cinayet hepsini yaparak çok derinlere indim ve o isme ulaştım "Halil Taşkın" Babamı şirket hissesi için öldürmüştü bir oğlu vardı karısıyla boşanmıştı fakat karısı yani eski karısı kalp krizi nedeniyle ölmüştü. Oğlunun adı "Mert Akan" babası annesini aldattığı için boşanması ile annesinin soyadını almıştı fakat çok geçmeden annesini kaybetmişti. Babasıyla şuan biraz daha iyi anlaşıyor, onunla yaşıyor 24 yaşında işletme mezunu babası yaşlanınca onun yerini devraldı. Uzun zamandır her ikisini de takip ettiriyorum bütün adımlarından haberim var.Ben ise 23 yaşındayım işletme okuyorum son sınıfım henüz mezun olmasam da babamın işlerini çok iyi bir şekilde yönetiyorum.

Bahçedeki banklarda oturmuş milkshake tarzı içeceğimi içerken Elif'in sesiyle kendime geldim ve ona döndüm elinde kahve bardağıyla bana her zamanki gibi laf atıyordu "Yine milkshake içiyorsun biraz büyüyüp kahve içmeye ne dersin? " Hiç bir zaman kahve meraklısı biri olmadım "Sen onu bırakıp milkshakekin tadına doymaya ne dersin?" " Yok aman kalsın. "Dedi ve dayanamayıp ikimizde güldük biz hiç ağız tadıyla kavga edemiycekmiyiz? Zil çalmasıyla sınıfa gittik sırama oturdum ve hoca bozuntusunun gelmesini bekledim bi yandan da sınıftaki konuşmalara katılıyordum ve hoca geldi ders işlemeye başladı dinlemeye ihtiyacım yoktu fakat iyinin iyisi olmak istiyordum bu yüzden hocayı dinleyerek not alamaya başladım.

Zilin çalmasıyla sınıfça bahçeye gidip kamelyalardan birine oturup sohbet etmeye başladık sınıf ortamımız accayip iyiydi herkes kafa dengiydi ve evet o an geldi dayanamadık ve Doğruluk-Cesaret oynadık her seferinde "Bidaha oynamayalım ergen oynu bu" diyerek sonlarndırıyor ama en fazla bir gün sonra tekrar oynuyorduk. Yine kirli çamaşırlar ve rezil hareketler ortaya çıktı fakat devam ettik sonra bilmem kaçıncı kez şişenin kapağı beni gösterdi 2 doğruluk 1 cesaret demiştim bana kimin sorcağına baktığımda Emre'ydi sırıtmış bana bakıyordu sorusunu ve görevini hazırladığını anladım fakat korkmadım ve cesareti seçtim ve eski sevgilime mesaj attım.Bunun hesabını sorcaktım. Zil çalınca sınıfa girdik hala oyun hakkında konuşurken kapı açıldı ve hoca yanında biriyle sınıfa girdi onu tanıyordum bu oydu!

"Arkadaşlar bu Mert Akan genç bir başarı sizin sorularınızı cevaplamayı kabul etti" Diyen hocaya kimse bi tepki vermedi çünkü sınıfta ben vardım zaten bana soruyorlardı benim de bi şirketim vardı ve çok başarılıydı Mert "Merhaba arkadaşlar sorularınıza açığım. " Dediğinde sınıfça dayanamayıp güldük Mert şaşkınca bize bakarken Aslı yanımdan "İyide bizim Eda'mız var zaten" diyince daha da güldük. Hocanın bağırmasıyla sustuk Mert "Eda kim? " Dediğinde ayağa kalktım ve "Benim, Neşe Holding'in hem sahibi hem yöneticisi hem ceosu" Diyip yanına gittim ve elimi uzattım oda elimi sıktı "Merhaba Eda adını çok duydum bi ara seninle görüşmek isterim. "Dedi fırsat koşarak ayağıma geldi başımı sallayarak onlayladın ve yerine geçtim hocanın hatlar yerine gelip beni hatırlayınca "Mert Bey biz başka sınıfa gidelim o halde. " dedi ve Mert başıyla onayladı. Tam sınıf kapısındayken bir şey unutmuş gibi arkasını döndü ve masama doğru yürüdü masama kartını bıraktı ve "Beni ara. " diyerek gitti.

Her şeyin başlama vakti gelmişti hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı...