Keyifli Okumalar.
Bölüm 8 "Kalpte Açan Çiçekler."
Kalbimde ağrılar, ruhumda sancılar, içimdeki çocukta umutlar vardı. Beni ne kalbimdeki ağrılar öldürmüştü ne de ruhumdaki sancılar. Beni içimdeki çocuğun umutları öldürmüştü. Beni annem ve babamın nefreti öldürmemişti beni annem ile babamın beni seveceğine olan inancım öldürmüştü.
Ne kalpteki ağrı ne de ruhtaki sancı öldürmezdi insanı. İnsanı öldüren şey umutlardı. Gerçek olmayan umutlar. Asla gerçekleşmeyecek umutlar daha çok can yakardı. Kalbini, ruhunu sökerdi bedeninden ve sana can çekiştirirdi.
Ben can çekişiyordum.
Hep annem beni sever dedim, sevmedi. Hep babam beni görür dedim, görmedi.
Ben Aslan beni hiç sevmez dedim ama beni sevdi.
Aslan...
Benim ilk aşkım, Aslan. Kalbimdeki ağrıları, ruhumdaki sancıları dindiren, Aslan. İçimdeki kız çocuğunu gülümseten, Aslan. Benim kabuslarımı güzelleştiren, Aslan...
Annem kadar güzelsin, demişti bana. Ben ilk defa kendimi güzel hissetmiştim. Bana kendimi güzel hissettiren, Aslan.
Sana tüm dillerde teşekkür etsem hakkını ödeyemezdim fakat seni o kadar çok seviyordum ki sen beni göklere bile çıkarsan hakkımı ödeyemezsin. Çünkü sana olan sevgimin hiçbir karşılığı yok. Sana olan sevgim o kadar saf ve güzel ki kalbimin bir köşesini sen ile doldurdum ve o köşeye baharlar geldi, çiçekler açtı, güneş doğdu.
Ama sende beni böyle saf ve güzel seversen ödersin hakkımı ve emin ol o sevgin hiç azalmasın, hiç kirlenmesin diye çok çabalarım. Sevgisiz büyüyenler sevginin kıymetini bilirler, ben senin sevginin kıymetini bilirim. Hep beni sev diye her şeyimi koyarım ortaya. Çünkü ben artık annem ile babamın beni sevmesini dilemiyorum, senin sevgini diliyorum. Bu da benim sen beni sev diye yaptığım ilk fedakarlık. Annem ve babamın sevgisini gözden çıkardım senin için.
Sırf senin o temiz kalbinin bir köşesinde olabileyim diye.
O yüzden sakın benim gibi inanmamazlık yapma, Aslan. Bu benim kalbimi çok kırar. Bu senin için anne ve babasının sevgisini gözden çıkaran o kız çocuğunu çok kırar.
"Günaydın." Dedi Aslan ve yanıma oturdu. Evimde gece yarısına kadar benimle durmuş sonra gitmişti. Dün ise hiç görüşmemiştik. Günlerden pazar olduğu için okulda yoktu. Dün bana yine yazmasını, aramasını beklemiştim ama yazmamıştı. Bende cesaret edip yazıp aramamıştım.
"Günaydın." Dedim hafifçe gülümseyerek. Bana anlattıkları doğru muydu yoksa yalan mıydı bilmiyorum ama içimdeki kız çocuğu tekrardan bir umuda tutunmuştu. Doğru olacağına inanıyordum içten içe ve bu yüzden her fırsatta ona gülümsemeye karar vermiştim. Eğer mutlu olacak ise ben ona hep gülümserdim.
Gülümsememe takıldı bakışları ve gözleri mutluluk ile parıldadı. O da gülümsedi bana. Bu sefer benim gözlerim mutluluk ile parıldadı.
"Dün bana yazmanı bekledim," dediğinde şaşkınlıkla gülümsemem soldu ve ağzım şaşkınlıkla aralandı. Bir anda böyle bir itiraf beklemiyordum. "Seni darlıyormuş gibi hissettiğim için dün yazmadım. Belki sen yazarsın demiştim ama yazmadın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER DE SEVER
قصص عامة"Gerçekten de ölülerin de sevdiğini düşünüyor musun?" Duraksadım. Bir kez daha utandım. Bu dediklerimi duymasını istemezdim. Bu kadar acınası ve zavallı bir insan olduğumu bilmesini istemezdim. "Evet. İnsanlar ruhlarıyla sever, bedenleriyle değil...