⁸ 𝓐𝓬𝓲𝓵

340 18 6
                                    

Merhabaaaaa 8 bölümle sizlerleyizz
İyi okumalar
🦅🦢

"Beyza hanım 79 numaralı odada olan hastanız nöbet geçiriyor acil bakmanız gerek."
Hijyenik olması için yeni bir eldiven alıp koşarak asansöre ilerledim oda hastanenin 2 katındaydı. Odaya girince hemşirelerin hastanın kollarını ve bacaklarını tutmaya çalışıyordu.

"Hemen damar yolu açalım hemen " hemşireler damar yolu açarken diğer tarafta serumu ve ilaçları hazırlıyordum. " Damar yolu hazır" hemen hastanın başına geştim "hazırladığım 2ml ..... İlacı verin" hemşire demin şırıngaya doldurduğum sıvıyı uzatınca hemen elinden alıp yavaş yavaş damar yoluyla vücuda yedirdim ve hemen sonra serumunu taktım. İlacı vurur vurmaz hasta sakinleşmeye başladı.

Boynumdaki steteskopu alıp hastanın kalp atışlarını ve nefesini kanturol edib odasından ayrıldım. Bu gün çok yorucu geçmişti saat gecenini 3 olması daha acilde hastaların olmasını değiştirmiyordu. Bu akşam nöbetçi doktor ben olmadığım için hastaneden çıkıp yemek yemek için bir restorana geldim. Menüye baktıktan sonra en uygun yemeğin pizza olduğunu fark ettim ve garsonu çağırıp pizza siparim.

Siparişimi verdikten sonra Instagramı açtım işe başladığımdan beri Instagrama bile doğru dürüst giremiyordum. Bir az sosyal medyada dolaştıktan sonra mesaj kutusunun üzerinde kırmızı işaret ve bir vardı. Hemen mesaj kutusunun üzerine tıklayıp kimin yazdığına baktım. Yazan kişi Eylüldü nerede olduğumu neden bir kaç gündür ortalarda olmadığımı soruyordu ben de babamla kavga edip beş parasız Kıbrıs'a geldim diyemezdim.

Bu yüzden kafa dinlemek için Kıbrıs'a geldiğimi söyledim. Eylülle bir az havadan sudan konuştuktan sonra yemeğim geldi. Pizzam çok lezzetli görünüyordu her malzemesi gerektiği kadardı ne az ne çok.

Yaaa ilkuş sence de biz başardık dimi kalmaya bir yerimiz olmasa da yine de çok güzel oldu. O evde bulamadığım huzuru burda buldum. Evet kız Beyza ya burası çok güzel ve cidden basardın ben senin bu aptal kafanla sokaklarda kalırız kimse de almaz yar etmez kendine evde kalırız.
Ya sen de bir karara gel ya dışarıdan kalırsın diyorsun ya da evde kalırsın diyorsun. Yaa sen süper zekâsın yaaa. Vaz geçtim ilkuş kayıp ol senle de bur az konuşmak olmuyor haa.

İlkuşla konuşara düşüncelere dalak yemeğimi bitirmiştim garsondan hesabı isteyip kalktım bir az yürümek istiyordum bu yüzden taksi sifariş etmedim. Yavaş yavaş yürüyerek hastaneye geldim. Odama ilerlerken Leyla hemşire " Beyza hanım Beyza hanım acile gelmeniz gerek Burak hekim ameliyatta ve Selma hekim şoka girdi bir şey yapamıyor" "LEYLA ACİL VAKAYI ANLAT SÖZÜ GEVELEME" bunları söylerken acile doğru koşuyordum

" 40 yaşlarında kadın karın göbek etrafından 4 parmak ileriye bıçak saplanmış kanaması var bıçak yerinde duruyor bilinci açık ama her an kapana bilir ambulansda çok kan kayıp ettiği söylendi" acile gelir gelmez hemen bir önlük istedim önlük gekriken eldivenlerimi giyip hastanın yanına ilerledim işaret ve orta parmağımla boynundaki şah damarından kalbini kontrol ettim yavaş atıyordu " hemen kalp atışlarını, oksijeni, ve kan basıncını şöyle"
" Kalp atışı 50, oksijen 88, kan basıncı büyük 100 küçük 50"
"Hemen ameliyata almamız gerek aksi takdirde hastayı kayıp ede biliriz anladınız mi? Ayrıca hemen 2 ünite kan gerekli kan gurubuna uygun kan bulun" hemen koşarak soyunma odasına girip ameliyat kiyafetlerimi giydim ellerimi yıkayıp steril etdikten sonra ameliyat odasına girdim. Odaya girer girmez asistanım Nazlı eldivenlerimi ve önlüğümü giydirdi.

"Neşter...... cımbız...... iğne......" bir kaç saat sonra ameliyat bitmişdi. Kendimi çok yorgun hiss ediyordum ameliyat kiyafetlerimi değiştirip odama geçtim uykusuzluktan ölecek gibiyim. Hemen valizimden kalın ceketimi aldım. Odamın bir az ilerisinde olan hasta kontrol yatağına geçip uzandım demin valizden aldığım ceketi de üzerilerime örtdüm oda geceleri çok soğuk oluyordu.
Sabah camdan odmaa sızan güneş ışığıyla gözlerimi kısark uyandım bu gün iş günü olmadığı için günümü ev aramakla geçirmeyi düşünüyordum.

Bu yüzden üstümü değiştirip üzerime beyaz boğazlı kazak altına siyah kumaş pantolon gıdım. Son olaram makyaj çantamı çıkarıp hafif makyaj yaptım. Hava soğuk olduğu için boynuma geçen sezon Zara'dan aldığım ama her yere araba ile gitdiğim için hiç tanımadığım siyah atkımı taktım son olarak askeri botlara benzeyen botlarımı giydim. Parfümümü de sıktıktan sonra hazırdım gide bilirdim. Ama ilk önce kahvaltı etmem gerekiyordu. Tekli koltukun üzerinden de küçük siyah çantamı alıp odadan çıktım. Yakınlıkta olan bir lokantaya gelip sabah kahvaltısı sifariş ettim burayı orta yaşlı kadın ve kızı işletiyordu gördüğüm kadarıyla kadın çok minnoş bir teyzeydi kızı da çok güler yüzlüydü. Kahvaltım geldikten sonra Instagramda gezinerek keyifle kahvaltımı yapmaya başladım. Kahfaltımın son peynir dilimini yemeğe hazırlanırken telefonumun çalmasıyla yarım kaldı. Mesut doktor arıyordu.

Mesut doktor hastanenin baş doktoruydu 50 yaşlarında olmasına rağmen daha genç gösteriyordu. İçimi kaplayan korkuyla çatalımı yere bıraktım hemen telefonu açarak kulağıma götürdüm. "Alo merhaba hocam" "Merhaba Beyza sana bir şey söylemem herek ama hastaneye gelmen gerek " " tamam da bir eşy mi oldu hocam " "Beyza sorgulama! Gel" hemen hesabı ödeyip koşarak lokantadan çıktım yoldan taksi durdutup adresi söyledim.

Mesut hoca aceleyle koşutuğu için beni de korkutmuştu. Hastaneye gelir gelmez taksi ücretini ödeyip koşarak direk Mesut hocanın odasına gittim. "Hocam... " odanın içinde ikili koltukta 2 asker oturuyordu. Aceleyle odaya girdiğim için tüm gözler üzerime konsantre oldu. " Geç Beyza otur anlatacağım"

Özel harekat aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin