MELEKLERİN OĞLU YERA; GİZEM KALESİ

Bölüm 26

Adam onları divanlara yerleştirdikten sonra diğer odaya geçmişti.

Erta divanın döşeklerinin göründüğünün aksine oldukça yumuşak ve rahat olduğuna dikkat etti. Sırtını hafifçe yastıklara yasladığında ayakları da yere değiyordu. İçerisi oldukça sıcaktı. Ormanda tehlikelerle, açlıkla ve üşüyerek geçen dört koca günün ardından bu sıcaklık başta Yera olmak üzere onları çok rahatlatmıştı. Her ikisinin yüzünden de geçirdikleri zorlu günlerin izleri rahatlıkla okunuyordu.

Adam kısa bir süre sonra bir elinde bakırdan yapılmış bir leğen diğer elinde bakırdan bir ibrik olduğu halde tekrar odaya gelerek şöminenin yanına leğeni bıraktıktan sonra Erta'ya dönerek gelmesini işaret etti. Erta istemeyerek de olsa yerinden kalktı ve adamın yanına yaklaştı, dizlerinin üzerine çöktü, kollarını dirseklerine kadar sıvadıktan sonra ellerini leğenin ortasına gelecek şekilde uzatarak avuçlarını çukurlaştırdı. Adam, Erta hareketlerini tamamladıktan sonra ibrikle yavaşça su dökmeye başladı. Su sıcacıktı. Erta önce ellerini güzelce yıkamaya başladı. O, elini yıkarken bir an şöminenin yanında duran demir çubuk dikkatini çekti. Bu demir çubuk iyi bir silahşörün elinde ölümcül bir silaha dönüşebilirdi. Bir an bulunduğu durumdan rahatsız oldu. Elini yıkamayı hızlıca hareketlerle tamamladı tam kalkmaya niyetlenirken adam yüzünü de yıkamalısın dedi. Erta adamın bu sözüne karşı nasıl davranacağına karar vermeye çalışırken adamla göz göze geldi. Yera ise oturduğu yerden kalkmış şöminenin yanına kadar gelmişti. Eline şöminenin yanında duran demir çubuğu alarak ateşi karıştırmaya başladı. Erta, Yera'nın farkında olmadan yaptığı bu davranıştan son derece memnun kalmıştı. Yüzünü bir çırpıda yıkadı ve kalktı. Adam omzunda duran havluyu Erta'ya uzattı ve "rahatladın mı?" diye sordu. Erta, yüzünü ve kollarını silerken "evet teşekkürler" dedi. Yera'da elini ve yüzünü yıkadıktan sonra adam içi su dolu olan leğeni ve ibriği alarak odadan çıktı gitti.