Bölüm²⁵

28.9K 1.5K 281
                                    

İnstagram / Piyanonunkokusu5 Wattpad/ Piyanonunkokusu

25.Bölüm

Teyzemin hakimiyetini sürdüğü karavan hızını yavaşlatıp durduğunda elimde tuttuğum telefonun ekranından bakışlarımı ayırdım. Sadece Bora'nın resmi vardı elimde... Bir fotoğrafımız dahi olamadan bitirmişti her şeyi.

Derin bir nefes aldığımda karavanın kapattığımda perdesini araladı. Vee gelmiştik işte. Çocukluğuma, doğduğum eve geri dönmüştük.

Annem bana hamileyken, babamla büyük bir tartışma yaşayıp ayrılmışlardı. Annem haliyle babama boşanma davası açıp anneannemlerin yanına geri dönmüştü. Ama annem henüz bana hamile olduğunu bilmiyormuş. Bütün eşyalarını toparlayıp İzmir'e döndüğünde bir avukat tutmuş ve onun her şeyle ilgilenmesini istemiş. Avukat babamla olan bütün prosedürleri Istanbul'da halletmişti ve boşanma gerçekleşmişti. Annem mahkemenin olduğu gece ufak bir baygınlık geçirip hastaneye gitmişti ve bana hamile olduğunu öğrenmişti. Beni ilk dört ay boyunca babamdan gizlemiş, hamile olduğunu bir tek Anneannem, dedem ve teyzem biliyormuş... Annem benim için çok fazla üzülüyormuş dedemde bunu farkedince babama ulaşmış ve durumu anlatmış. Babam İzmir'e gelip dört ay boyunca anmemle barışmak için çabalamıştı. Ben, yani biricik kızları sekizinci ayımda premetüre bir bebek olarak dünyaya gelmiştim. Annemin doğum sancısı gecenin bir yarısı gelmişken annem babama kızgın olmasını asla umursamayıp İhsan olmadan asla doğurmam demişti. Teyzem ambulansa haber vermişken, artık her şey için çok geç olduğunu bilen ambulans doktoru beni bu evin merdivenlerinde dünyaya getirmişti. Hemen ambulansla hastaneye kaldırılıp yoğun bakıma alınmıştım üç haftalık yoğun bakım serüvenimin ardından yoğun bakımdan çıktığım gün annem ve babam tekrardan sadece bir nikahla dünya evine girmişlerdi. Annemin giydiği ikinci gelinliğiyle birlikte olan fotoğraflarında kucağında bende vardım... Babam ise beni damatlığının üstünden göğsüne yaslamış o şekilde olan bütün fotoğraflarını çıkartmıştı. Hepsi annemlerin yatak odasında duruyordu...

Karavandan indiğimde önünde durduğumuz tek katlı eve baktım..

Bu ev ve altındaki dükkan annemin babaannesinden, onlara miras kalan tek şeydi. Tek katlı bir evken alt katı ise anneannemin ev yemekleriyle şenlenen ufak bir restorant&cafeydi. Anneannemin kayınvalidesine ait olan bu yerin ismi Menekşe Ev Yemekleriydi.. Anneannem asla ismine karışmamış ve aynı şekilde devam ettirmişti. Bizim özellikle yazın uzun süreliğine buraya gelmemizin nedeni restorant&cafe sahile yakın olduğu için anneannemin gözlemelerinin kokusunu duyan koşup geliyordu. Mahallelide çoğu yaz akşamını dışarıda geçirdiği için çay, limonata ve soğuk içecekler içmeye her zaman buraya geliyorlardı. Dedem annesinden kalan bu mirası başkalarının eline bırakmamak için yabancı birini asla çalıştırmıyordu. Dedem, anneannem, teyzem ve Buse genellikle çalışırken Anneannem ve teyzem aşcı; dedem ve Buse'de garson görevi görüyordu. Biz her yaz buraya geldiğimizde annemde mutfağa yardıma geçerken bende garsonluk sıfatımı dedemden devralıp işe koyuluyordum. Anneannem ara sıra tek eksiğimiz olan evlere servis ekipimizi dile getirip duruyordu. Dedem ise sürekli onu biz yerimizde güzeliz diyerek reddediyordu. Teyzem ise dedemin bu fikrine yemekler adrese gidene kadar buz kesilir diyerek eşlik ediyordu.

Yazlarımız genelde burda, sıkı fıkı olduğumuz mahallelinin eğlenceleriyle, dedemin, annemle ve teyzemle olan tavla geceleriyle, gençlerle toplanıp mahallenin geniş meydanında top koşturmamızla, denize girdiğimiz her gündüz gece ile, toplanıp gittiğimiz pikniklerle, karavanla yaptığımız tek gecelik kamplarla, Buse ile birlikte cafenin mutfağına girip yaptığımız çeşit çeşit pasta, kurabiye aktiviteleri ile tabii sonunda anneannemin elinde merdane bizi kovalaması kaçınılmaz olurken yinede her günümüz mükemmel ve aşırı keyif verici geçiyordu.

Motorcu • TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin