Veda ettiğin insanda hala hayallerin varken, vedalar acıtır..
🖤
8.Bölüm: GİDİYORUZ
Hayatımın tehlikede olmasını sağlayan nedenler yok olmuştu. Artık güvendeydim. Yani öyle olmalıydım.
Ama neden öyle hissetmiyordum? Neden her an kalbim duracakmış gibi oluyordu?
Yok olmak istiyordum. Her bir zerrem yok olsun istiyordum. Ama neden?
Asrın yüzünden miydi? Onun gitmesi neden bu kadar acıtıyordu? Ben zaten bunu istiyordum.
Yatağa oturdum ve göz yaşlarımı geri göndermek için kafamı yukarı doğru kaldırdım. Asrın için ağlamayacaktım. Ben bir erkek için ağlamayacaktım.
Kapı sesini duymamla heyecanla kapıya baktım. Geri gelmiş olabilir miydi?
Babamın geldiğini görünce kafamı önüme eğdim ve derin bir nefes aldım. Şaçmalamayı kesmeliydim."Nasılsın?" Harikayım ya. Saatler önce cinayet işlememiş gibi. Biri cinayetimi üstlenmemiş gibi.
"Anladım, konuşmak istemiyorsun." Evet istemiyorum. Git.
"Sana yeni bir koruma bulacağım." neden? Ayrıca bir koruma gerekliyse Asrın neden gitti?
"Yiğit öldü, sorun çözüldü. Gerek yok."
"Yiğit kimsesiz değildi. Sana zarar vermek isteyen insanlar yine olacak."
"Asrın niye gitti o zaman?"
Bir an düşündü. Sorgulayan gözlerimle ona bakınca devam etti.
"Yurtdışına gidecek. Çok şey atlattı, artık bu işi yapmak istemiyor." Yani artık beni görmek istemiyor.
Ne diyebilirdim ki? Benim yüzümden işlemediği bir cinayeti üstlenmişti ama neden? Bunu yapmak zorunda değildi.
"Ne zaman gidecek?"
"Dört saat sonra." saate baktım. Saat gece yarısına geliyordu. Bu kadar çabuk gitmesi garipti.
"Hangi ülkeye gidecek?"
"Bilmiyorum. Sen düşünme onu." dedi umursamazca. Bildiğine emindim.
"Çıkmak istiyorum burdan."
"Tamam evimize geçelim." Şaka yapıyor olmalıydı.
Şuan sadece yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
"Ben kendi evime geçeceğim, sende kendi evine." dedim ayağa kalkaraken.
Uzunca bir süre beni ikna etmeye çalıştı, fakat başarmayınca kapıma bir sürü adam dikip beni eve bıraktı.
Eve girdim ve kendimi hemen suyun altına attım. Çok geçmeden çıkıp üzerimi giyindim ve saçıma bir havlu sarıp balkona çıktım.
Saate baktım, Asrın'ın gitmesine bir saat kalmıştı.
Neydi bu hissettiğim? Acaba o da benim hissettiklerimi hissediyor muydu?
Ben pişmanlık duyuyordum. En başından onu hayatıma almamak için daha fazla direnmeliydim. Ya benim yüzümden gidiyorsa?
Oysa ben umursamaz biriydim. Başkalarının hayatlarını önemsemezdim. Şuan hissettiğim şey geçici bir şey olmalıydı.
Ben bir yalandım, ben bir yılandım ve yılanlar sadece deri değiştirirdi. Huy değil.
Ben sevemezdim. Ben sevilemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Koruma (+18)
Teen FictionDudaklarımı açlıktan kurtaran dudakları... Ben artık gerçekten ona ait hissediyordum. Annemin söylediği sözler geldi aklıma. "Asla aşık olma Biran. Emin ol aşk pişmanlıktan başka bir şey değildir." Çok geç anne ben çok aşık oldum..