Birkaç Gün Sonra
Ertesi gün taşınma hazırlıklarına başlamıştı. Yavaş yavaş da olsa bir yerden başlamak mantıklıydı. Önce kesinlikle götürmek istediklerinden başlayacaktı, evi satmayacağından dolayı her şeyini götürmesine gerek kalmayacaktı.
"Onu kaldırma, Gab!" dedi arkadaşını kitaplarla dolu kutuyu kaldırmak üzereyken görünce.
Gabriela ona gözlerini kısarak baktığında kutuyu ondan almak için salona döndü. "Kendine dikkat etmelisin, biliyorsun. Henüz çok yeni ve kendini yormanı istemiyorum."
Şimdiden onunla bir anne edasıyla ilgileniyordu, hamileliğin ilerleyen süreçlerinde bu Gabriela'nın oldukça hoşuna gidecekti. En yakın arkadaşı tarafından şımartılmayı seviyordu.
"Carlos'tan kaçayım derken sen de mi gerçekten?" Carlos eşinin hamileliğini öğrendiği dakikadan itibaren ilgiyle yaklaşmıştı ona. Öğrendiği gece hiç düşünmeden Charles ve Lando'yu aramıştı, üçlü bir konferans anında telefonda bağırıyordu. Gabriela ise Sofia ile konuşurken onun bu tatlı tepkilerine gülüyordu bir yandan.
"Daha çok başındayız, canım. Sen bir de onu son aylarında gör."
Kitap dolu kutuyu diğerlerinin yanına götürürken arkasından Gabriela'nın gülüşünü duydu. Akşam Charles ve Carlos da onlara yardım etmek için gelecekti, yoğun yarış takvimindeki boşlukta olmaları hepsi açısından iyiydi. Günlük antrenmanları dışında gecelerini evlerinde geçirebiliyorlardı. Daha serbest beslenme ve rahatlama duşları.
"Doğum günün yaklaşıyor, Sofia! Charles bir şeyler söyledi mi bununla ilgili?!" Eline meyve dolu tabağı alırken arkadaşına bağırdı.
"Henüz değil!" Üç gün sonra, yazın en güzel zamanlarından birinde doğum günüydü. Her sene arkadaş grupları ile mütevazı bir kutlama yapıyorlardı.
Ona muhakkak bir sürpriz hazırlayacağını biliyordu. Jorge ile olan birlikteliği başlamadan önce her doğum gününü ayrıca birlikte kutlarlardı. Her birini en özel yapmayı başarırdı Charles hep, gecesini mutlulukla doldururdu.
"Ya unuttuysa?"
Sofia gözlerini kısarak arkadaşına baktı. "Aynı Charles'tan bahsediyoruz, değil mi? Sence unutur mu?" Aynı Charles'tan bahsediyorlarsa, yüksek olasılıkla unutmaz.
"Her insan unutabilir sonuçta bence, insanlık hâli."
Charles'ın unutmayacağına olan inancı tamdı. Herkes unutabilirdi ama ama Charles, tüm kalbini ona adadığını bildiğinden unutabileceğine ihtimal vermiyordu.
"Bana da ver, çok leziz görünüyor." dedi Sofia çilekleri kastederek. Gabriela amacına ulaşamadığını anlayınca geri çekilmeye karar verdi. Büyük çileklerden birini arkadaşına uzatıp diğerlerini yemeye koyuldu.
Charles ve Carlos döndüğünde bugünün paketleme işi çoğunlukla bitmişti. Gabriela hepsi için atıştırmalık hazırlarken Sofia kolileri doldurmaya devam ediyordu.
"İstersen ben devam edebilirim, yorgun gözüküyorsun." dedi Charles kız arkadaşının yanına geldiğinde. Bir eliyle masadan destek alarak onun yorgun yüzüne baktı.
"Hallediyorum. Bitmek üzere zaten."
Bantla kutunun ağzını kapatırken Charles ellerini tutarak onu durdurdu. "Aslında sana söylemem gereken bir şey var." dediğinde dikkati üzerine çektiğini anlayarak kelimeleri nasıl birleştireceğini düşündü.
"Dinliyorum?"
Sofia'nın yüzündeki ifade, onun bakışlarını fark edince meraklı bir hâle büründü. Onun sessiz kaldığı saniyeler bu merakını daha da büyütüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Champagne And Sunshine ✶ Charles Leclerc
Fanfiction❛ and all at once, you are the one i have been waiting for king of my heart, body and soul, ooh whoa ❜ ❛ ♡ ─── 𝒄𝒉𝒂𝒓𝒍𝒆𝒔 𝒍𝒆𝒄𝒍𝒆𝒓𝒄 . . . 💌 𝟮𝟬𝟮𝟯 ﹙☆﹚ 𝗮𝗺𝗼𝗿𝗱𝗲𝗺𝗮𝗿𝗶𝗽𝗼𝘀𝗮𝗮