playlist
love me again, v (hikayenin şarkısı)
zero o'clock, bts
son arzum, nilüfer
tövbe, mary jane
love of tired swans, dimash kudaibergen
car's outside, james arthurDREAMERS
part 1
Bir şeyler yolunda gitmedi diye kendi hayatımdan çalacak değilim ama ne istediğimi de ne istemediğimi bildiğim kadar iyi biliyor muydum? Bildiğimi düşünüyordum ama resme dışarıdan bakarken olabildiğince flu olduğunu ve kayıtsızlık içerisinde çizildiğini görebiliyorum. Ressamı tanıyorum, renkleri hatırlar gibiyim, çizgileri de çok iyi biliyorum çünkü ne bekliyordunuz ki, ben çizdim onu. 27 yıldır her gün yeni bir çizgi, başka bir renk, yokuş aşağı veya yukarı yeni bir yön, bir görünüp bir kaybolan farklı yüzler, yarısına gelinmiş koca bir hayat ve en sonunda artık başka bir şey eklenemeyekmiş gibi görünen bir dolulukla beraber içten içte ağlayan bir boşluk.
Bu bendim veya değildim, mühim değildi. Asıl mühim olan bizatihi eserim olmasıydı. Karmaşık görünüyordu ama dünyada sade olan pek bir şey yoktu neticede. Alttan almayıp üstüne koyma sebebim buradan geliyordu, dünya sade değildi, hayat karmaşıktı ve bir şeyler yolunda değildi.
İsmim Jeon Jungkook, rahmetli büyükbabam ulusun direği manasına gelen bu ismi bana verirken benden beklentisinin ne olduğunu tahmin edebiliyorum ve de sonucun nereye vardığını da. Ne de olsa herkesin bir hayali vardı, sizin için veya kendisi için gerçekleştirilmesini istediği bir ton hedef ve ben tüm bunlardan sıyrılarak yıllarca bana en uygununu bulamaya çalışarak geçirdim yıllarımı. Kendi yolumu bulamadığımdan başkalarının yollarından yürüdüm, belki bu sayede kendi güzergahımı bulabilirim diyordum. Denenmedik bir şey bırakmayana dek farklı yollarda yürürsen her yeri öğrenebilirdin, sana uygun olmayan her şeyi eleyerek geriye sadece uygun olanı bırakırdın. Evet, böyle düşündüm. Ama hayatım denenmedik her şeyi deneyebilmek için fazla kısaydı ve daha milyonlarca yol vardı önümde.
Bunlar hayatımı düşündüğümde aklıma gelen ilk cümlelerdi ama birbirini ardına gelen o cümlelerin sonunda ne geleceğini biliyordum ve daha ileriye götürmek istemiyordum. Eski evimin salonunda etrafımda tanıdığım ve tanımadığım birçok insanın benim için düzenlediği veda partisinin içindeyken, yarın başka bir ülkeye uçacakken ve tüm bunlar aklımdan yarına kadar silinip gidecek şeylerken yalnızca veda etmek istiyordum şimdi her şeye bir kez daha.
"Mumları getirdiniz mi?" Yuvarlak ve üç katlı pastaya bakarken içeriye doğru bağıran Namjoon Hyung sırıtarak omzumu sıvazladı ve söylene söylene mutfağa gitti. Oldukça eğlenceli geçen veda partisi son yarım saattir bir doğum günü partisine evrilmişti ve hakkını vermek gerekir ki tüm geç kalınmış hazırlıklara rağmen her şey oldukça güzeldi. 29 yaşına girdiğim zaman ülkede olmadığım için hediyelerin hepsini kargolamışlar ve telefonla arayarak bol kahkahalı bir konuşma yapmamıza vesile olmuşlardı, Kore'ye döndükten sonra da gündemimiz tamamen farklıydı ama yarım saat evvel Mingyu bana yavaşça yaklaşmış ve "Jungkook." demişti. "Hazır herkes buradayken bir de pasta mı kessek?" Ve evet, onun canının pasta çekmesi benim doğum günümün yeniden kutlanması için bir bahane olmuştu.
"Tamam." diyerek elinde farklı şekillerde ki mumlarla salona girdi Yoongi Hyung. Bunların sayı şeklinde olduklarını yanıma gelmesiyle fark ederken ikisini de düzgünce pastanın yüzeyine yerleştirdi ve, "Hadi." dedi beni pastanın önüne çekerken. Basit ama etkileyici bir teşekkür konuşması, dilek dileme, pastayı keserek tabakları koyma, sürekli değişen müziklerle beraber edilen danslar sonrasında yaklaşık iki saat geçirdikten sonra tanımadığım tüm o insanlar birer birer evden ayrılarak geride yalnızca altı kişilik dev bir kadro bırakmasıyla ve bulutlardan daha hafif olduğunu hissettiğim kafamla daha da iyi hissederken evin bok götüren haline bir göz attım. Her yer her yerdeydi ve her partide olduğu gibi kimin olduğunu bilmediğim bir sürü eşya oldukları yerde unutularak terk edilmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dreamers | taekook
Short Storyex lovers to lovers • twoshot 'tek hedefi hayalini aramak olan jungkook, tüm hayallerine denk olabilecek birisiyle tanışır.'