Daha ne kadar ölebilirim ki?
Diyorsun.
Sonra bir şarkı çalıyor.
Bir esinti geliyor beraber olduğumuz yaz akşamları misali.
Bir koku çalınıyor burnuma.
Bir söz, bir düşünce, tek bir nefes.
Yolda yürüyen çiftler.
Kışın el ele tutuşan, yazın koyun koyuna yatan.
Daha ne kadar ölebilirim ki?
Diyorsun.
Beraber yürüdüğümüz yollar,
Beraber oturduğumuz sıralar.
İlk öpücük, ilk sarılma, ilk kavga.
Daha ne kadar ölebilirim?
Beni bırakıp gidiyorsun.
Sonra çok değil bir ay sonra başkasına koşuyorsun.
Ağladığım geceler, yemek yemediğim, uyumadığım her gün.
Sorma artık...
Daha ne kadar ölebilirim.
Ölemezsin.
Ne yaparsan yap.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIRPINIŞLARIM
PuisiÇırpındıkça batıyorum . Battıkça çırpınıyorum. Beni bırakıp gittiğin bu sonsuz bataklık.. Baş etmesi zor.