30.bölüm

1.8K 65 48
                                    

Ateş arabasından inip karşıdaki eve doğru ilerledi. Adamlarına gelmemelerini söyledi. Kendisi gecekonduya benzeyen tenha yerdeki eve vardığında kapısı açıldı. İçinden genç bir kadın çıktı.
"Hoşgeldin Ateş Arslanlı" dedi
"Kızım nerde?" Dedi Ateş sabrı tükenmişcesine
"İyi merak etme. Biraz korkmuştu ama öz baban gelip seni alacak dediğim için şu an iyi. Banada bir teşekkür borçlusun. Sonuçta sayemde gerçeği öğrendin. Yoksa sana asla söylemezdiler" dedi. Bütün öfkesiyle karşısındaki kadına bakan Ateş bir adım ona yaklaştı ve
"Sana teşekkür borcumu nasıl ödeyeceğim biliyor musun?" Diye sordu.
"Hiç bir şey yapmayarak" diye tamamladı.
"Sana burda hiç bir şey yapmayarak bırakacağım ya işte o senin bana kızımı öğrenmek için yaptığın yardımın karşılığı olacak. Aksi taktirde seni benim elimden alamazdılar. Manyakmış, psikopatmış umrumda değil. Çünkü ben senden daha manyağım. Şimdi git kızımı getir!" diye bağırdı sonlara doğru. Onun bağırmasıyla geri adım atan kadın içeri geri gitti. Ateşse onun getirmesini beklemeden peşinden gitti. İçeri girdiğinde odada koltukta oturan kızını gördü. Kadın kenara çekilmişti. Elindeki oyuncağını sıkı sıkı sarılan minik kız fazlasıyla korkmuştu. Kapıya baktığında kendisine hayranlıkla bakan babasını gördü ve yüzünde bir gülümseme berildi. Ateşse kitlenmişti resmen zaten ilk gördüğündede güzelliğinden kitlenmişti şimdiyse bu güzelliğin onun kızı olduğunu bilmek paha biçilmez bir şeydi. Deniz oturduğu koltuktan ayağa kalktı. Ne yapacağını bilmiyordu. Annesi ona söylememesi gerektiğini söylemişti ama bu kadınsa baban gelecek demişti. Kafası karışmıştı küçük kızın. Onun bu halini gören Ateş yavaşça yanına yaklaştı ve onun boy hizasına eğildi
"Korkma bebeğim, bak ben buradayım. Baban yanında" deyince Deniz hemen sarıldı ona. Küçük bedeni hiç vakit kaybetmeden kollarına alan Ateş kızının kokusunu içine çekti. Daha sonra onu kucağına aldı ve dışarı çıktı adamlardan biri yanına geldi
"Abi kadın kaçtı sen bir şey yapmayın dediğin için müdahale etmedik" dedi.
"Bırakın gitsin eski kocası ilgilenir onunla" dedi kucağındaki kızıyla birlikte arabaya bindi. Yol evlerine uzak mesafedeydi. Deniz yolda acıktığını söyleyince arabayı durdurdu ve kızıyla bir restorana girdi. Karşısında oturup yemek yiyen kızına bakmaya doyamıyordu adeta. 5 yıl ondan bunu nasıl saklardı? Eğer biraz daha erken bilseydiler Denizi hayatları bambaşka olacaktı. Bunun isyanını gerçeği öğrendiği andan beri yapıyordu.
"Beğendin mi kızım?" Diye sordu. Kadının yanında olduğunda beri hiç bir şey yememişti Deniz
"Evet annem izin vermiyor hamburger yememe ama ben çok seviyorum" dedi
"O zaman bu kaçamak aramızda kalsın" dedi sessizce. Başını sallayan Deniz fazlasıyla mutluydu. Ateş telefonunu çıkarıp babasını aradı haber vermek için
"Alo baba Deniz benimle şimdi yemek yiyoruz bir saate geliriz" dedi
"Tamam oğlum iyi mi Deniz?"
"İyi merak etmeyin" deyip kapattı telefonu

Cihan bey ona merakla bakanlara dönüp
"İyi Deniz merak etmeyin. Yemek yiyorlar bir saate gelecekler" deyince derin bir nefes verdi Arzu. Tekrar koltuğa çöktü ellerini başına koyup sakinleşmeye başladı.
"Hayır ben anlamıyorum nasıl böyle bir şey yaparsın? Bizden çocuğumuzu saklamak ne? Şaka gibi" diye söylenip salonda dolaşmaya başladı Defne hanım. Arzuysa gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışıyordu.
"Çocuğumuz? Deniz sadece benim çocuğum. Onu ben büyüttüm. Benim kızım o sadece. Evet onu sizden sakladım ve hiçte pişman değilim yine olsa yine yaparım. Kızımı bu ailenin içinde büyütmektense huzurlu bir ailede büyütmek istedim" dedi
"Gördük huzurlu aileni. Noldu? Yine kızını kurtarmak için bu aileye muhtaç oldun. Ayrıca eğer biraz erken öğrenseydik hamileliğini zaten bu ailede büyümeyecek miydi Deniz? Senin yaptığın sadece kızının psikolojisini bozmak. Şimdi babasıyla ve yeni ailesiyle daha mutlu olduğunda hesabını sana soracak beni niye 5 yıl ailemden mahrum bıraktın diye ama önce Ateş sana soracak hesabı kızımı 5 yıl benden nasıl ayırdın diye" deyince sustu Arzu konuşmak istemiyordu bu kadınla. Onunla konuşmak sinirlerini bozuyordu. Ateş gerçeği öğrendiğinde gözlerindeki o ateşi gördü o sırada adamları arayıp yeri söyledikleri için hiçbir şey söylemeden gitti ama Arzuya attığı o korkunç bakışı tanıyordu Arzu. Ayağa kalkıp bahçeye çıktı. Boğuluyor gibiydi. Barışta yanına geldi
"Korkma artık iyi Deniz önemli olan bu. Ateş hiç bir şey yapamaz. Kızını senden alacak değil ya en fazla bundan sonraki hayatımızda bu adama tahammül etmeli olacağız" dedi onu teselli etmek için
"Boşuna mıydı o zaman her şey? Ben niye kaçtım? Bizim orda çok güzel bir hayatımız vardı. Her şey bitti ya. Ne bir daha İngiltere'ye gide biliriz ne eski hayatımıza döne biliriz. Bu aileden kurtulamayız artık" dedi hayıflanarak.
"Ama Deniz mutlu olacak. Bence kızımız için değer"
"Deniz zaten mutlu bir çocuktu"
"Şu ana kadar evet ama babasını öğrendikten sonra olmayacaktı içinde hep o boşluk olacaktı ben elimden gelenin en iyisinide yapsam olmayacaktı öz babasını hep merak edecekti" kafası karışıktı Arzunun neyle ilgileneceğini bilmiyordu. Araba sesi gelince hemen girişe koştu Barışta arkasında gitti. Ailenin diğer fertleride ön kapıdan dışarı çıkmıştılar. Ateş arabadan indi önce daha sonra arka tarafa geçip kapıyı açtı ve kızını çıkardı arabadan. Kucağında kızıyla onları bekleyenlere taraf geldi. Arzu koşarak kızını kucağına aldı ve sarıldı
"Annecim çok korktum bebeğim"
"Korkma babam kurtardı beni" dedi hayranlıkla babasına bakarak. Ateşte kızına tebessümle baktı. Yolda sohbet etmiştiler.
İçeri girdiklerinde Arzu kucağında kızıyla oturuyordu. Deniz yeni aile fertleriyle tek tek tanışıyordu. Hepsi küçük prensese aşık olmuştu resmen. Onları uzaktan izleyen Aslansa çok kıskanmıştı kardeşini ama her kesin sevmesini değil babasının sevmesini kıskanmıştı.
"Melek, çocukları odaya götür orda oynasınlar biraz" dedi Ateş hesap sormak için daha fazla sabrı kalmamıştı. Arzu hemen ayağa kalkıp
"Gerek yok. Geç oldu zaten biz gidelim" dedi
"Bence Deniz bu gece bizimle kalmak isteyecektir" dedi
"Değil mi kızım?" Dedi tebessümle kızına bakarak. Deniz annesine baktı masumca çok kalmak istiyordu.
"Anne lütfen" dedi. Arzuya yaklaşan Ateş
"Birazdan konuşacaklarımızı duysun istemezsin değil mi?" Dedi sadece Arzunun duyacağı şekilde. Kızının boy hizasına eğiren Arzu
"Gece uyanıp ağlamayacağına emin misin?" Diye sordu. Kafasını salladı Deniz çok istiyordu babasıyla kalmak
"Tamam o zaman bugün babanla kalabilirsin" deyince sevinçle annesine sarıldı. Ateş annesinin yanındaki oğluna bakıp
"Aslan, hadi gel kardeşini odana götür oyuncaklarla oynayın" dedi. Aslan annesinin yanından ayrılıp daha kardeşi olduğu gerçeğini tam kabullenemediği kardeşine yakınlaştı. Elini uzatıp
"Hadi gel birlikte oynayalım" dedi. Denizde ona uzatılan eli tutup gülerek ayrıldı ordan Melek çocuklarla birlikte ordan ayrılsada aklı  birazdan olacak konuşmadaydı. Onların gitmesiyle Ateş öfke çıkan gözlerini Barışa dikti.
"Sen şerefsiz....sen yaptın değil mi? Arzu hayatta sana gelip burdan kaçarım evlenelim demez. Sen ona gittin değil mi?!" Diye bağırdı.
"Evet ben gittim. Üstelik ne zaman gittim biliyor musun? Senin uyandığın günden 1 hafta sonra çünkü onu senin gibi bir ruh hastasına bırakamazdım" deyince Ateş üstüne yürüdü ve bir yumruk attı. Arzu bağırırken onun yumruğuna karşılık veren Barışla kavgaya girdiler. Cihan bey Ateşi zorla tutarken tehditlerini savuruyordu.
"Sen bittin. Sen bittin Barış sen bittin. Seni mahvedeceğim ikinizide mahvedeceğim benden kızımı almanın bedelini çok ağır ödeyeceksiniz"
"Hiç bir şey yapamazsın. Deniz kimlikte benim kızım şimdi polisleri çağırırım ve onu alıp gidelim sende hiç bir şey yapamadan bakarsın"
"Yap lan yap al git bakalım nereye kadar gidiyorsun. Seni bulurum seni öyle bir silerim ki dünyadan kimsenin aklına bile gelmezsin Barış. Senin o hukuk adalet dediğin benim ben! Bakalım o adalet mi daha güçlü yoksa ben m?!" 
"Ateş yeter artık! İşte bu yüzden gittim. Çünkü sen normal bir insan değilsin. Şu haline bak öfkeden gözün dönmüş" dedi Arzu
"Lan 5 yıl benden çocuğumu gizlemişsin teşekkür mu edeyim?" 
"Ya ne olacaktı? Boşanmayacaktın benden. Seninle evli karnımda çocuğum ve başka bir kadın kocamın çocuğunu taşıyor. Bende bu esir hayata mahkum olacaktım. İstemedim, senin esirin olmak istemedim. Kızımı bu iğrenç hayata getirmek istemedim"
"Boşanmayacaktım evet ne seni nedeki Denizi bırakmayacaktım. Şu herifle kaçıp gittin ya benle gidecektin. En başında planladığınız gibi burdan gidecektik tek fark üçümüz gidecektik bu sefer" daha sakin sesle söylemişti bunu Ateş sanki olması mümkün şeylerin olmamasına yanıyordu. En büyük öfkeside buydu zaten.
"Hayır tek fark o değil. Bir fark daha var. Sen ardında bir çocuk bırakacaktın. Aslan ne olacaktı?" Bu sefer kahkaha atmaya başladı Ateş
"Ya sen ne düşünceli kadınsın ya, Aslan babasız kalmasın diye kendi kızını babasız bıraktın yani öyle mi?"
"Benin kızım babasız kalmadı. Onun çok iyi bir babası vardı"
"Öyle mi? Peki niye öz babası bu pislik demedin? Deniz en başından beri Barışın onun babası olmadığını biliyormuş"
"Çünkü onu yalanlarla büyütmek istemedim"
"Benden 5 yılı çaldın sen. Ben o haldeyken onu benden alıp gittin. Hiç bir şey seni haklı çıkarmaz. Benim hatalarım seni haklı çıkarmaz Arzu. Ne olursa olsun Denizin yeri benim yanımdı" deyip bakışlarını yine Barışa çevirdi. Parmağıyla Barışı gösterip tehditkar şekilde
"Ama sen.... Sen bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Seni öyle bir mahvedeceğimki sen benden kızımı çaldın bende senden sevdiğin her şeyi alacağım. Senin varya senin kılına bile dokunmayacağım. Sen böyle sapasağlam olacaksın ama seni içten öyle bir öldüreceğim ki" dedi tekrar bağırarak. Aslan ağa deminden beri sinir krizi geçiren torununu bakıyordu. En sonunda bastonunu yere sertçe vurup ayağa kalktı
"Yeter artık Ateş. Kendine gel, olan oldu artık kızın yanında ait olduğu yerde ve hepte orda olacak" dedi Arzuya bakarak. Arzuyla korkuyla bakıyordu. Bu insanlar ondan kızını almak istiyordular.
"Bunların yaptığı yanına mı kalsın dede? benden çocuğumu çaldılar"
"Ne olursa olsun Arzu kızının annesi yapmış bir hata, şimdi kırıp dökmekle eline bir şey geçmeyecek. Zaman geriye dönmez önemli olan bundan sonra ne olacağı"
"Ne olacağı belli. Alacağım Denizi sizden" dedi bütün acımasızlığıyla
"Alamazsın Denizi benden almak için beni öldürmen gerek" dedi Arzu ona yaklaşıp gözlerinin içine bakarak. Ateşte onun gözlerine bakıyordu. Biraz daha bakarsa yumuşayacaktı ve bunu istemiyordu.
"Yadaki...."deyip Barışa baktı Ateş
"Senide almam gerek" dedi. Bu sefer Barış onun üstüne gitti ve bir yumruk attı
"Alamazsın lan hiç birisini alamazsın. Onları senden aldım ve asla vermem!" Diye bağırıyordu. Ortaklık karışmıştı yine zar zor tuttular ikisini
"Yeter bu kadar!" Diye bağırdı Cihan bey
"2 tane çocuk var bu evde, Arzu sizde gidin artık. Burda sabaha kadar kavga etmekle kimsenin eline bir şey geçmez. Sakin kafayla konuşmak lazım" dedi. Arzu çantasını aldı
"Kızıma bakmak istiyorum" dedi. Yardımcıya haber verdiler getirmeleri için. Ateş burnundan soluyordu sinirden. Melek Denizle birlikte salona geldiğinde Deniz koşarak annesinin yanına geldi
"Annecim biz gidiyoruz sen gelmek istemediğinden emin misin?" Diye sordu bir umut belki gelmek ister diye
"Hayır ben burda kalmak istiyorum" dedi masumca. Başını salladı Arzu
"Tamam bebeğim" dedi ve sarıldı kızına gözlerini kendisine sinirle bakan adama dikti
"Yarın gelip seni alacağım" dedi
"Gerek yok ben getiririm" dedi Ateş. Kızından ayrılan Arzu Barışla birlikte çıktılar evden. Saat gece yarısına geliyordu. Ateş hala sakinleşememişti evdekiler hepsi bir köşede oturmuş düşünüyordular. Çocuklarsa tablette oyun oynadıkları için dikkatleri onlarda değildi. Melek sinirden kendisinden geçen kocasının yanına oturup
"Ateş, biz burda mı kalacağız gece? Saat geç oldu çocuklar deminden beri tablette oynuyorlar" dedi. Onun sözleriyle çocuklara baktı Ateş hallerinden gayet memnundular. Nede olsa hem uyku vaktini gecikmiştiler hemde tablette uzun süredir vakit geçiriyordular.
"Git uyut çocukları burda kalacağız gece. Ben yarın bizim evde Denize oda hazırlatırım yarın gideriz eve" dedi. Kafasını sallayan Melek ayağa kalkıp çocuklara taraf gitti ve onları uyumaya götürdü.
"Yarın bizim eve gideriz derken? Sen yarın Denizi annesine vermeyecek misin?" Diye sordu Cihan bey Ateşe
"Tabikide vermeyeceğim. Deniz artık benimle olacak. Avukatlarlada konuşacağım yarın hem nüfuzuma alacağım hemdeki velayetini" dedi.
"Ateş şu an sinirlisin bence biraz zaman tanı mantıklı düşünmek için, 5 yaşındaki bir çocuktan bahsediyoruz annesinden almak o kadar kolay değil"
"Benin zor bir yok istersem şimdi alırım Denizi. O herif benim kızıma babalık yapamaz" dedi dişleri arasından
"Öyle bir şey olmayacak zaten ama şimdi sinirle hareket etme diyorum sakinleş önce sonra karar ver" ayağa kalkan Ateş
"Ben ne yapacağımı biliyorum baba merak etmeyin. Her ne olursa olsun bunun bedelini ödemeliler" dedi ve çıktı salondan.

Gözümden Düşdüğün An Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin