demir örümcekler

77 11 8
                                    

Ölüm zor değildi evet  ama sonrası tahmin edemeyeceğiniz kadar zordu.  Ölümden sonrasını düşündünüz mü hiç?


Ben düşündüm. Yani düşünmüştüm ölmeden önce. Bence cennet ve cehennem yoktu. Bu fikrimi ilk kelebeğe söylemiştim. Dokuzuncu sınıfta. Aynı sınıftaydık ama aslında bu bir tesadüf değil benim eserim idi. 


Musab adında bir arkadaşım vardı. Musab aynı zamanda kelebekle de arkadaştı. Kelebeğin benimde hobim olan bir şeyle ilgilenmesi üzerine sosyal ağlar üzerinden Musab bizi tanıştırdı. Sonra bir baktık ki aynı liseyi kazanmışız. Biz farkında olmadan demir kader örümcekleri ağlarını örmeye başlamış. Kazandığımız okulun müdürü tanıdığımız olduğu için onu benim sınıfıma aldırdım ama şş onun haberi yok...


İşte bizim hikayemizin başlangıcı böyle oldu. Sonra üç yıl geçti ve biz büyüdük. Büyüdükçe kelebeğin kanat renkleri soldu. Bunu bir tek ben görebiliyordum. Onun kelebek olduğunun bir tek ben farkındaydım. Her gün biraz daha öldüğünün ve bu ölümlerle peşinde beni de sürüklediğinin bir tek ben farkındaydım. 


Hayır ona aşık falan değilim. Bizim arkadaşlığımız çağımızdaki çıkar ilişkisine dayanmıyordu. Bizim ortaya koyduğumuz tek şey kalbimiz de içindeki duygulardı. Sonra siktiğimin bencil insanları gelip bizim duygularımızı öldürdü. Ben ağlardım. Kelebek ağlayamazdı. Onun işi çiziklerle idi.


"Ruhumdaki acıyı dindirmemin tek yolu bunu fiziksel acıya çevirmek." derdi. Saçmalıyordu işte. 


Ona bu yüzden yüz yüzeyken sinirlendiğimi hatırlıyorum. Gerçekten çok şaşırmıştı çünkü onun yanındayken hep gülerdim. Ona kızmama sinirlenmişti ve bu ona komik gelmişti ama emin olun hiç komik değildi. 


Bana söz verdiği halde vücuduna çizik atmaya devam etti. Savunmasında haklıydı. Ben onun dediği hiçbir şeye kulak asmıyordum mesela sigara içme konusu... O yüzden bu konu da kızmayı bıraktım. 


Ölüm tuhaf bir şey. 


Düşünmeyi bırakınca gözlerimin kapalı olduğunu fark ettim ama açıkçası açmakta istemiyorum. Eğer cennet ve cehennem varsa tabii ki cehenneme gidecektim. Sonuçtan intihar ettim. Bu benim sonumdu. Hayır başlangıcımdı. Kafam o kadar karışık ki... Ölümüm bir son muydu yoksa başlangıç mıydı? 


"Double D?" Ah, bu benim takma ismim ama bir saniye bu kelebeğin sesi.

"Çakma psikopat psikolog olan gelecekteki sevgilim?" Tamam biraz uzun ama telefonumda böyle kayıtlı.

"Seni sikerim Double D. Hemen nefes al geri dönüyorsun." Genelde benimle böyle kaba konuşur.

"İtirazım yok buyur." Genelde ben de böyle tepki veririm.

"Ciddiyim! Yaşamayı hak eden sensin ölümü hak eden ben geri dön n'olursun nefes al!"

"Ben de ciddiyim. Ve sen yaşamayı herkesten çok hak ediyorsun."

"Yine bana önemli biriymişim gibi davranıyorsun. Ah, hayır cidden ağlıyor musun?" Ağlamamdan nefret eder.

"Gözüme toz kaçtı. Ve benim için öylesin."

"Tabii ya arafta gözüne toz kaçtı... Sesimi duyduğun için ağlıyorsun değil mi?"

"Seni çok özledim."

"Biliyorum. Senin için bir şeyler bıraktım onları buldun mu?" 

"Hayır ne bıraktın?" 

"Lütfen nefes al ve bıraktıklarımı bul lütfen." 

"Hayır." Nefes al mı? Ben öldüm.

"Ben yaşarken dediklerimi yapmazdın hatırlıyor musun? Bu kez yap bir kez dediğimi yap be Double D!"

"Be... Ben bilmiyorum. Daha fazla acı çekmek istemiyorum."

"Bitecek söz veriyorum lütfen nefes al." Yavaşça nefes aldım.

"Sen sözlerini tutmazsın."

"Biliyorum." Aldığım nefes yavaş yavaş beni yakmaya başlamıştı. "Dönüyorsun. Sana bunu yaşarken hep söylemek istedim ama diyemedim." Ses boğuk boğuk geliyordu. "Se...  kad...  se....  ...zür  di..."

Merhaba sikik dünya yine ben geldim. 






Story Of NobodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin