Eve gelip kapıyı kapattıktan sonra hemen yatağına girdi kadın. Yaşların yanağından akmasına izin verdi kendini serbest bırakarak.
Yine hatırlamıştı işte! Hoş, aklından fazla çıkmıyordu ama...
Lâl ve bir arkadaşıyla çay içmeye gitmek için evden çıktığında gayet mutluydu oysa ki. 'Bazı' şeylerin artık eskisi kadar incittiğini düşünmüyordu kendisini.
Sonra bir hata yaptı ve Lâl'in periscope yapmasına izin verdi.
"Kerem'le görüşüyor musunuz?"
"Kerem'le tekrar partner olma şansı var mı?"
"Şeref Meselesi'ni izliyor musun?"
Onunla ilgili sorular doldurdu aklını, kalbini.
Neredeyse 1 yıldır görüşmediği adamla ilgili sorular.
Yatağın içinde cenin pozisyonu aldı düşünmemeye çalışarak ama bu pek mümkün değildi. Düşünceler aynı hızla doluştu zihnine.
Kızgındı işte ona. Kendisi her gittiği programda, her yaptığı röportajda ondan bahsetmekten çekinmezken; onun kendisi hiç hayatında olmamış gibi davranmasına kızgındı...
Aralarına kocaman bir 'engel' koyduğu için kızgındı...
Üzerinden reklam yapan, adeta kanını emen yapımla devam ettiği için kızgındı...
Ama galiba en çok hala özlediği için kızgındı.
Sanıldığı gibi bir ilişki olmamıştı aralarında hiçbir zaman. Onlar sadece profesyonel partnerlerdi. Ya da kendi lafıyla 'çok arkadaş'.
Ama ne zaman adamın gözlerine baksa başka bir dünyaya geçiş yaptığını itiraf etmeliydi. Sahne çekimlerinde birkaç saniye daha uzun sarıldığını mesela. Ama sadece kendisine yapıyordu bu itirafı tabii.
Adam da kendisinden farklı değildi, görebiliyordu! Kör olmayan herkes görürdü zaten.
Ama keşke bu kadar saf olmasaydı. Keşke kendini kullandırtmasaydı. Keşke Yağmur'la 'sevgilicilik' oynayıp kendilerini imkansız yapmasaydı.
Şimdi boğazında kocaman bir yumruyla yatakta ağlıyor olmazdı belki de. Yine kızdı.
İnsanlar... Her şey hakkında konuşup hiçbir şey bilmeyen insanlar...
Onun yüzünden onlarca hakarete maruz kalıp, yine de ondan bir şeyler bekleyen kendisine kızdı bu sefer de. Yine kırmıştı birilerini biliyordu. Hala ikisini tüm kalbiyle destekleyen insanların canını yakmıştı bir kez daha.
Fakat kendi canı neden bu kadar çok yanıyordu?
"Keşke hiç tanışmasaydık, keşke yollarımız hiç kesişmeseydi..."
Hiç doğru bir hareket değildi yaptığı adı gibi biliyordu ama başka çaresi kalmamıştı ki, onu unutturacak birilerini aradı hep. "Bu onun boşluğunu doldurabilir.." diyeceği birilerini.
Bulamadı.
Ama aramaya devam edeceğini biliyordu. Sonsuza kadar ona uzaktan bakarak, onu özleyerek geçemezdi hayatı.
İmkansızdı artık ikisi biliyordu. Her şey yoluna girse, bir anlık deli cesaretiyle Yağmur'u bile düşünmeyerek Kerem'e koşacağını biliyordu ama o yapmazdı. Kerem yapmazdı.
Şimdi tek dileği tercihlerinden pişman olmamasıydı.
Yorganı kafasını çektikten sonra gözyaşlarını sildi ve ıslanan yastığın tersini çevirip uyumaya çalıştı.
Herkese merhabalar. Uzun bir aradan sonra geldim yine.
Şunu belirtmek istiyorum ki bölümün bazı yerlerinde bana kızabilirsiniz. Ama benim düşüncelerim ve içimden geçenler bu şekilde. Saygı duyarsanız sevinirim.
Aslında bir bölüm sayılmaz bu, olayların gerçekte böyle olduğunu da hiç sanmıyorum ama gerçekten kalbimden geldi bunlar.
En kısa zamanda Kerem'in ağzından da yazmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz.
Çok kısa oldu ama yeni bir hayal kırıklığının üstüne iyi gider ha?
İyi akşamlar tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HanKer|Tek Bölümlük Hikayeler
RomansaBiraz siyah, biraz beyaz. Tek bölümlük HanKer hikayeleri içerir.