1. BÖLÜM

39.1K 1.2K 346
                                    

"TAYİN"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"TAYİN"

Elimdeki bavulları sürükleye, sürükleye taşlı yollarda dikkatle yürüyordum. Hatay'a ikinci kez gelişiydim. İlkinde, annemin ve babamın mezarını gömmek için gelmiştim. Daha sonra İstanbul'a gidip senelerdir orada kalmış, sınava girmiş ve o sınavı bileğimin hakkıyla kazanmıştım.

Hemşireydim. Şimdi ise Hatay'ın Kumlu ilçesinde, bir sağlık ocağında hemşirelik, daha doğrusu yaralı olan insanlara pansuman yapacaktım.

Bakışlarım, kuyudan su çeken kızlara, koşuşturan çocuklara, çamaşır yıkayan kadınlara kaydı. Bu görüntü yüzünden gözümden birkaç damla yaş düşmüş, toprağa karışmıştı. Bundan, seneler önce bende annemle bu derede çamaşır yıkıyor, kuyudan ise su çekiyordum.

Burnumu çekip adımlarımı çardakta oturmuş kahkahalarla sohbet eden kadınlara yönelttim. Burada kalacak bir evim vardı lakin o da, benden ölesiye nefret eden kuzenim yüzünden yakılmıştı. Nerede kalacağım konusunda ise hiçbir şey bilmiyordum.

"Merhabalar," dedim utangaç bir tavırla. Belki kadınlardan yardım isteyebilirdim. Buralarda öyle konaklama veya otelde olmazdı. Zaten küçük bir köydü, Kumlu. "Rahatsızlık vermiyorum umarım." Kadınlar kendi aralarında fısır, fısır konuşurken, ben bu durumdan fazlasıyla rahatsız olmuştum.

Kadınlar; gözleriyle üzerimdeki cropu ve altımdaki diz kapağımda son bulan eteği süzüp olumsuz birkaç kelam fısıldadılar.


"Şu bacaklara bak, şehirli kadınlarda da hiç edep kalmamış."

Arkadan bir kadının sesini duyduğumda rahat bir nefes verdim. "Hanımlar, siz buraya gelen misafiri bu tür kelâmlarla mı karşılıyorsunuz?" Kadına minnettarca bakıp gülümsedim.

"Hoşgelmişsin kızım, sen bunlara aldanma."

"Sorun yok, ben sadece birkaç günlüğüne bile olsa kalacağım bir yer..." Karşımdaki kadın, daha dikkatli baktı bana. "konaklama veya otel gibisinden bir yer arıyordum."

"Buralarda öyle konaklayacağın bir yer yoktur hanım kızım. Ama istersen, bizde kalabilirsin." Bu cümleyi duyduğuma ne kadar çok sevinsemde, rahatsızlık vermemek adına boğazımı temizledim. Ve konuşmaya başladım.

"Gerçekten, otelde kalabilirim."

"Olur mu öyle şey kızım? Biz öyle gelen misafiri geri çevirmeyiz."

"Kız Gülsüm abla, bu kız bu kılıkla oğlunu edebsizleştirir. En iyi bırak kendi hâl çaresine baksın." Karşımdaki Gülsüm denen kadının sinirlendiği her hâlinden belli oluyordu.

Perdenin Ardındaki Yüzler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin