- 😺🐿️
Yoongi gözlerini dinlendirmek için bir süreliğine kapatmıştı. Gelen kapı sesi ile gözlerini açtığında elinde serum ile içeriye giren hemşireyi görmüştü. Hemşire yavaş adımlarla yatan gencin yanına yaklaştı.
Yoongi pür dikkat izliyordu. Hoseok'un rahatsız olmasını istemezdi. Hemşire serumu değiştirdiğinde "geçmiş olsun." Dedi ve odadan çıktı.
Daha sonra hızla odaya giren gençler ile dikkati o tarafa döndü. Jin elindeki çanta ile önden odaya girip çantayı hızla kenara bırakıp hoseok'a yaklaşmıştı. Arkasından jungkook, jimin ve taehyung girmişti.
"Ah limonlu kekim! Ne oldu sana böyle." Jin ağlamaklı ve yüksek bir sesle konuştuğunda arkasından jimin dürtmüştü. Fısıltılı bir sesle "sessiz ol hyung. Uyandıracaksın." Dediğinde jin kafasını sallayıp geri çekilmişti.
Daha sonra jin onlara şaşkın bir şekilde bakan yoongi'ye baktı.
Yoongi küçük bir gülümse ile elini sallayınca jin'de gülümsemişti. Jungkook her zamanki gibi şaşkın hallerini gizleyemeyerek yoongi'nin de duyacağı bir şekilde konuşmuştu "aaaa! yoongi hyung bu kişi mi şimdi? Gerçekten yakışıklıymış. Tamda hoseok hyung'un bahsett-" jimin jungkook'un koluna uyarıcı bir şekilde vurarak sözünü kesmişti.Yüzüne bir gülümseme yerleştirip yoongi'ye bakarak toparlamaya çalıştı "ehm! Yani seni fotoğraflar dışında görünce şaşırdı. O yüzden yani. Yoksa hoseok nasıl bahsedecek ki değil mi jungkook hehehe."
Jungkook da aynı şekilde yüzüne gülümseme yerleştirip jimin'e katıldığını belli eder bir şekilde kafasını salladı. Yoongi anlamadığını belli eden bakışlarını sundu ortaya.
O sırada hoseok gözlerini açmaya başlıyordu. Gözlerini açtığında beyaz bir tavan ile karşılaşınca etrafına bakmaya karar vermişti. Yatağının sağ yanında kolları ile bağdaş kurmuş ve jungkook ile jimin'e bakan yoongi ve diğer arkadaşlarını görmüştü.
Uyandığını farkeden ilk yoongi olmuştu. Hızla hoseok'un yanına yaklaşmış ve hızlı hızlı konuşarak hala devam eden endişesini belli etmişti "hoseok. İyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı? Su falan. Yada aç olabilirsin."
"Sakin ol. İyiyim ben." Yüzünü buruşturarak yerinde doğrulamaya çalıştı. Yoongi kolları ile ona yardımcı olmaya çalıştığında hoseok kalbinin ağzında attığını hissetmeye başlamıştı bile. Sonunda yerinde doğrulduğunda yoongi biraz uzaklaştı.
"Siz neden geldiniz? Daha doğrusu nasıl haberiniz oldu?
Hoseok arkadaşlarına bakarak konuştuğunda jin'in gözleri yoongi'ye kaymıştı ve "şey seni aradık ama yoongi açtı. Ben ısrar edince o da söylemek zorunda kaldı."Hoseok bir anlığına yoongi'ye bakmıştı "anladım."
"Nasıl hissediyorsun?" Yoongi sakin bir ses tonuyla sorduğunda hoseok "hasta ve yorgun." Demişti."Üzgünüm. Benim yüzümden oldu." Yoongi mahcup bir tavır ile mırıldandığında hoseok hızla kafasını sallamıştı "hayır hayır. Benim içeceğe bakmam gerekiyordu."
Yoongi ve hoseok bir süre birbirlerine baktıklarında onları izleyen kişileri hissetmiyorlardı.
"Baksana hyung. Ne güzel bakışıyorlar. Bence yoongi hyung da ona aşık." Jungkook jimin'in kulağına doğru fısıldadığında jimin gözlerini devirerek jungkook'a döndü "yüz yıllık aşk uzmanısın sanki jungkook. Nerden anladın hemen?""Bunu anlamak için aşk uzmanı olmaya gerek yok ki. Değil mi taetae."
Taehyung gülümseyerek, şirin bir şekilde konuşan sevgilisine baktı ve kafasını salladı "öyle bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
writer[SOPE]
CasualeHoseok beyaz arabaya bakarken, arabadan gri saçlı, oldukça spor giyinmiş bir adam indiğinde sadece ona odaklandığında ve herşeyin durduğunu hissettiğinde anlamıştı içindeki kelebeklerin ilkkez havalandığını.