...Taehyung, ne olduğunu anlayamıyordu. O kapıyı nasıl açtığını, hiç düşünmeden nasıl o kapıdan çıktığını ve hayatının en hızlı koşusuna başladığını bilmiyordu, anlayamıyordu. Tam şu an yaşananlar gerçek miydi? Gözleri açıktı ama gözlerinden akan yaşlardan dolayı görüşü net değildi, şayet eğer gözleri buğulu olmasaydı da gördüğünü idrak edecek vaziyette değildi. Buğulanan gözlerinin gördüğü tek şey koştururken, taştan yapılmış yolun kenarında büyüyen yeşil otların, yeşil rengiydi, gözleri otları dâhi seçmiyordu. Genç adam buna bile daha fazla tahammül edememiş, gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken, sıkıca yummuştu onları. Ne yaptığını bilmese de bilinç altı onu olduğu durumdan daha çok soyutlamak istercesine gözlerini yummasına sebep olmuş ve o şekilde hızla, sanki de arkasında onu elinde meşaleler ile kovalayan bir grup eşkiya varmış gibi hiç durmadan koşmaya başlamıştı. Jimin'in arabası hemen bahçe kapısının önündeydi, aralarındaki mesafe elli adımdan fazla değil, hatta azdı. Üstelik koşunca bu mesafe daha da kısalıyordu. Kısalmıştı kısalmasına ama Taehyung için o yol saatlerce taşlarla, çalılarla, dikenli sarmaşıklarla dolu bir dağa tırmanmaktan farksızdı. Her adım atışında vücudunda yeni bir sızlanış hissediyordu. Günlerini alıyordu, arkasına bakmaya cesareti yoktu, önüne bakmaya cesareti yoktu.Gözlerini açmaktan acizdi, nefesini tutuyordu, sadece kapalı gözlerinin ardından akan yaşlara izin veriyordu, zaten onları kontrol etmek mümkün değildi.
Koştu Taehyung, o siyah siluetten kaçtı, o kapıdan uzaklaştıkça uzaklaştı. Jimin'in arabasının hemen önüne geldiğinde hafifçe gözlerini araladı ve hiç beklemeden lüks arabanın kapısını beceriksizce açarak, koltuğa yerleşti. Jimin onun her adımını saniye saniye izlemişti, onu tanımasa delirdiğinden bile şüphe ederdi ama biliyordu ki arkadaşı kesinlikle bir deli değildi. Sebebinin ne olduğunu bilmediği kargaşaya şaşkınlıkla bakıyordu. Arabaya girmesiyle arabanın sarsıldığını hissetmişti ve şimdi karşısında hayalet görmüş gibi oturan bir adam vardı. Şaşırmamak elde değildi.
Taehyung ise Jimin'in bakışlarının farkında değildi. Jimin onu yaklaşık bir saattir arabasında bekliyordu ve bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı ama genç adam arkadaşını bu halde görmeceğini tahmin etmemişti. Taehyung arabaya bindiği zaman ağzından küçük iniltiler kaçırmıştı, bu daha çok küçük bir çocuğun ağlarken çıkardığı sesler gibiydi; gözleri sanki de önünde asla görmek istemeyeceği bir şey varmış gibi sımsıkı kapalıydı. Korkuyordu... Gözlerini açmaktan delicesine korkuyordu, başına silah dayanmış bir adamın gözlerini yummasından hiçbir farkı yoktu bunun, görmek istemiyordu. Taehyung birinin onu sertçe omuzlarından tutarak yere yatırmasını ve orada ona eziyet ederek, öldürmesini bekliyordu. Sağ eli hemen kalbinin üzerindeydi, beyaz kumaşı yumruğunun arasına almış sertçe sıkıyordu. Koltuğa iki kat bir şekilde oturmuştu. Acı çekiyormuş gibiydi, koltukta bu acıyı biraz olsun dindirmek için kendini öne doğru eğdi. Her yeri ağrıyordu, ağrımayan tek bir parçası dâhi yoktu, her yeri sızım sızım sızlıyor, acıyordu. Özellikle göğsünün üzerinde ve başında büyük bir baskı vardı. Göğsü ağrıyordu, sırtı ağrıyordu, göz kapaklarını öyle sert sıkmıştı ki onlar bile ağrımaya başlamıştı, bacakları ve elleri titriyordu, başında isimlendiremediği bir ağrı vardı, sanki de oraya bir şey saplanmış gibi bir histi bu, nefes alamakta zorluk çekiyordu, göğsü nefes yetmezliğinden dolayı nefes alamayan yaşlı bir adamın göğsü gibi zorlukla inip kalkıyordu. Jimin tüm bunları korkuyla izliyor ve ne yapacağını bilemiyordu. Hiç böyle hayal etmemişti. Karşısına gelecek olan insanın böyle bir duruma gelebileceği aklının ucundan bile geçmemişti, onun herkes gibi normal olamayacağını biliyordu, belki de yanına gereksiz eşyalar alabilirdi, belki de yüzünü taktığı şapkayla tamamen kapatabilirdi veya absürt pek çok şey olabilirdi ama onu bu halde görmeyi beklemiyordu. Taehyung'un ağzından bir inilti çıkınca endişeyle öne atıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L'enfer
Fanfic"İlahi adalet mi?" Dedi, gözlerindeki durgun karanlık dalgalanırken " Bu dünyada adalet yok, tanrı yok; bu dünyada olan tek şey kötülük."