Bahar havası, piknik modu, karmaşa ve gülüşmeler... Stray Kids bir gününü daha aynı tempo ile geçiriyor ve yaşadıkları yerin tadını çıkarıyordu. Bu hafif esintili, ılık havada tüm üyelerle birlikte bir piknik patlatmışlardı. Jisung bir kenara yaslanmış göğsünde uzanan miniğin parmaklarına tutunmasını izlerken Felix de onları seyre durmuştu. Jeongin de sevgilisinin şapşallığını izliyor, Chan'ın yorumlarıyla kıkırtılara boğuluyordu. Büyümekte olan minik Lena ile oyun oynayan Changbin ise şaklabanlıklar yapıyor, ortamdaki ana ses kaynağı olma görevini üstleniyordu. Minho'ysa sevgilisine hırka getirmeye gittiğinden ortalıkta değildi.
Prens ve vampiri soracak olursanız onlar yine kendi dünyalarında bir şeyler yaşıyordu. Seungmin başını diğerinin omzuna yaslamış ve karnının üzerinden geçirdiği kolu sayesinde hafifçe sarılıyordu. İkilinin bu hali diğerleri tarafından fazla garipsenmezken Felix arada onları utandıracak bakışlar yolluyor ve kaş göz işareti yapıyordu. Flört evresinde bulunan ikili için bu davranış utanmaları için fazlasıyla sebep veriyordu. Birbirlerine attıkları bu küçük adımlar yeterince gericiyken bir de diğerlerinin yanında olmaları daha da streslendiriyordu. Ama bir yandan da birbirinden alınan karşılıklar bu tatlı hallerini ortaya çıkarıyor, hepsini gülümsetiyordu.
Yetişkin peri, minik adımları ile sevgilisine ulaşır ulaşmaz parmakları arasındaki hırkayı gence giydirdi. Onun hastalanmaması için özen gösteriyordu ve bu davranışı Jisung'u heyecanlandırmaya yeterdi. Çıkıyor oldukları aşikar olsa da böyle küçük ama sıcak şeyler onu etkiliyordu. Yine yanakları kızarırken düz ifadeli periye konuştu.
"Alin'e ört istersen, o daha önemli."
Minho ceketi cadıya giydirmeye devam ettiği sırada yanıtını verdi. Yaptığı hareketin diğerini etkilediğinden haberi dahi yoktu. O ciddi anlamda yalnızca Jisung'u düşündüğünden yapmıştı bunu, onu utandırma gibi bir amaç gütmüyordu.
"Onu sıkıca giydirdim zaten, bunu sana getirdim."
"Teşekkürler."
Sonrasında ateş perisi adam da kendine bir yer bulup kısaca diğerlerinin ne yaptığına göz gezdirdi. Kendine yapacak bir şey bulamadığından ise sessiz kalarak boks şampiyonası düzenleyen Lena ve Changbin'i seyre daldı.
"Öldürücü ateş yumruğu!"
Avcının açığını bulan minik, bir animede gördüğü sahneyi canlandırırken büyüğünün karnına sert bir darbe indirdi. Buna karşılık Changbin canının yandığına dair sesler çıkartarak yere düşmüştü. Devamında da yumruklarını havaya kaldıran Lena başarısını haykırarak kutladı. Onun bu hali seyircilerini kahkahaya boğarken işi bitti sanılan adam harekete geçti. Küçük kızı kolları arasına çekip her hamlesini önledi ve onu sıkıca tutarak sinirlenmesini sağladı. Böylece üstünlüğü ele geçirmeyi başarmıştı.
"Eğer kurtulmak istiyorsan yenildiğini kabullen küçük Bang."
"Olmaz! Bir Bang asla yenilmez!"
Sözleri bitimi avcının kollarına dişlerini geçiren Lena babasını gururlandırıp aferinler kazanırken Changbin yine acı çeken taraftı. Kızı tekrar serbest bırakıp ağrıyan bölgeyi ovalamaya başladı. Yerde oturmaya devam ederken gururlu Lena ve onu yüreklendiren babasına ters bakışlar yolladı. Bu kız cidden baş belasıydı. Ancak en önemli taraftar ondan yanaydı. Eşinin ve kızının kulağını aynı anda çeken Felix kısaca ikiliyi azarladı.
"Size kimsenin canını yakmayın demiyor muyum ben? Lena, Changbin amcana vurmaman konusunda anlaştığımızı sanıyordum. Chan zaten sana hiçbir şey demiyorum, hani minik kurdumuzu saygılı ve kibar yetiştirecektik?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ecotone // Hyunmin ✓
FanfictionEkoton, farklı türlerden bireylerin barış içinde yaşadığı az nüfuslu ve güvenli bölgeye denir. Kim Seungmin de saraydan kaçarken sığınak olarak sadece eğitim sırasında adını duyduğu bu yeri seçmişti.