Keyifli okumalar dilerim...💙
Sabah gözlerimi açtığımda kendimi bayağı bir yorgun hissediyordum. Zar zor gözlerimi açıp yataktan kalktım. Bugün günlerden neydi ya? Zaman kavramımı bile kaybetmiştim. Telefonuma alıp tarihe baktım. Cuma. Ay iyi bari yarın biraz dinlenirim. Zar zor banyoya gittiğimde regl olduğumu farkettim. Evet yorgunluğumun kaynağı belli oldu. Gerekli işlerimi halledip odama gittim. Üzerime kalın siyah boğazlı kazagimi geçirdim. Donuyordum resmen. Altıma siyah pantolonumu geçirdim. Yüzüme bir nemlendirici sürüp aşağı inip ağır kesici aldım. Biraz bir şeyler atıştırıp evden çıktım.
Arabaya bindiğimde 20 dakikalık yol bana 1 saat gibi gelmişti aynı. Okula girdiğimde once kendime hemen sıcak ve sert bir kahve aldım ve sınıfa gittim. Bugün bütün dersler zor geçecekti anlaşılan.
Öğle arası geldiğinde Caner yanıma gelmişti.
"Derya Hanım iyi misiniz?"
"İyiyim Caner Bey yorgunum sadece."
"Yüzünüz bembeyaz emin misiniz. Dilerseniz bir hastaneye gidelim."
"Yok gerek yok teşekkür ederim."
"Yani kötü görünüyorsunuz isterseniz eve gidin dinlenin."
Aslında iyi olabilirdi. Çünkü saat daha 13.40'tı ve okul 15.30 da bitiyordu.
"Aslında olabilir. Ben bir Müdür Bey'in yanına gideyim."
Ordan kalkıp Müdür Bey'in odasına gittim erken çıkacağımı ve durumumu bildirip odasından çıktım. Arabaya geldiğimde bir an yol gözümde büyüdü açıkçası. Hadi Derya yaparsın. Öncelikle bir besmele çekip arabaya bindim ve öyle çalıştırdım. Şu an beni ayakta tutacak tek şeyin dua olduğuna yemin edebilirim. Kendime hiç bir hayrım yok şu an.
Yarım saatlik yolun sonunda eve geldim. Arabayı park edip araçtan indim. Ama felaket derecede başım dönüyordu. Arabaya tutunarak ayakta kalmaya çalıştım ama kendimi daha fazla tutamadım ve en son hatırladığım şey tam yere yığılacakken beni tutan bir çift koldu...
***
Gözlerimi açtığımda beni beyaz bir tavan karşıladı önce. Bilincim yeni yeni yerine geliyordu. Ne olmuştu bana? Ha doğru ya bayılmışım. Etrafıma baktığımda kimse yoktu yanımda. Biraz doğrulup yatakta oturur pozisyona geldim. Hastane odasindaydım ama beni buraya kim getirmişti ki?
O sırada içeri 40-45 yaşlarında bir doktor girmişti. "Derya Hanım nasılsınız?"
"B-ben iyiyim."
"Anlıyorum önemli bir şey yok zaten. Çok fena grip olmuşsunuz sadece bu aralar salgın vardı zaten. Bünyeniz de çok zayıf olduğu için bayılmışsınız. İlaçlarını düzenli olarak kullanmanız gerek sadece onun dışında bir şey yok."
"Teşekkür ederim doktor Bey. Bir de beni buraya kim getirdi?"
"Sizi getiren bir beyefendiydi. Askerdi üzerinde üniforma vardı. Sizin başınızda bekledi ama daha sonra gitti."
Asker? "Tamam teşekkür ederim."
Doktor Bey de odadan çıkınca gözüm sol tarafımdaki masaya kaydı. Üzerine eczane poşeti vardı. Ve bir not. Hemen okumaya başladım.
Sen tam geldiğinde bende kararghtan çıkıyordum yanına gelirken bayılınca seni hemen hastaneye getirdim. Doktor bir şeyinin olmadığını sadece grip olduğunu söyledi. Ve de bir kaç ilaç yazdı. Acil operasyon emri çıkınca hemen ilaçlarını alıp gittim. Yanında kalmak isterdim özür dilerim. Sibeli aradım zaten gelir o da birazdan. Kendine çok dikkat ve ilçelerini düzenli kullan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Sevdası
Ficção GeralSert, ciddi bir Yüzbaşının yüreğindeki tek sevdası Vatan sevdasıdır. Bu hep böyle gitmişti. Ta ki o güne o kadar. Ta ki Derya yı görene kadar... Bu sert, karanlık komutanı aydınlığına çekebilen tek kadın Derya... *** "Sen buraya gelirken sadece ken...