Kendilerine doğru hızla gelen ejder sivri pençelerini avını tutmaya hazır bir şekilde açmıştı. Refleks olarak her biri farklı yönlere kaçtılar ancak yeterince hızlı değillerdi. Hyunjin ve Hannah çoktan kılıçlarını çekmişlerdi. O an omega dünya üzerindeki neredeyse her zırhtan daha kalın olan bu ejder derisinin yanında kürdan gibi kalan kılıcının acizliği altında korktu. Kızıl ejderin sarı gözleri kendisine kenetlendi: ilk hedefini seçmişti.
Canavar devasa ağzını açtığında olduğu yerde kalakaldı. Yaratığın karnından boynuna kadar kırmızı pullu kalın derisinden bir ışık saçılmaya başladı, alev. Vücudunun her hücresi Hyunjin'e var gücüyle kaçmasını ve alevlerden kendini sakınmasını emrediyordu ancak bedeni donmuştu. Hareket edemiyordu. Nereye kaçabilirdi ki? Bir ejderhaya karşı ne yapabilirdi ki?
Cayır cayır yanmasına saniyeler kala gözleri etrafındaki ani sıcaklık artışı nedeniyle dolarken yanıldığını anladı. Elanor'un sert bir hareketiyle fırlattığı büyüsü devasa yaratığa çarpmış ve dikkatini dağıtmıştı. Ona kalıcı bir hasar verememişti belki ama kesinlikle hayatını kurtarmıştı. Tek başına bir Lasta Dracarys'e karşı pek bir şey yapamazdı belki ancak birlikte savaşırlarsa neyin mümkün neyinse imkansız olduğunu öğrenebilirlerdi.
Elanor saf enerjisini iki eli arasında toplayıp dönen bir top haline getirdi ve vakit kaybetmeden yaratığa bir kez daha vurdu. Bu sırada Hyunjin çoktan ejderhanın gözü önünden kaybolmuştu. Aldığı güçlü darbeyle acınası bir ses çıkaran canavar etrafına bakıyor, avlarının yerlerini bulmaya çalışıyordu. Hyunjin arasında olduğu çalılardan Maven'ı görebiliyordu. Masmavi gözlü oğlan halen titremekteydi ancak canı pahasına da olsa yayını kavramıştı ve titreyen bedenine aldırış etmeden düzgün bir şekilde nişan alabilmeyi dileyerek hayvanı sol kanadının altındaki eklemden vurmayı başardı.
Elanor vakit kaybetmeden güçlü bir büyüyle daha onu yaraladı. Hyunjin dikkatli baktığında Maven'ın atışını yaptığı yerde kırmızı pullu deriye zıtlık oluşturan bir siyah sıvıyı fark etti. Ejderha kanı. Maren onu kanatmayı başarmıştı. Aferin Maven, diye düşündü.
Hannah hem kendisine hem de diğerlerine uzak bir ağacın arkasındaydı. İkisinin ne Maven gibi oku ne de Elanor gibi büyüsü vardı. Onların kılıçları yakın dövüş içindi ve cesaret gerektiriyordu. Maven'ın yayına bir ok daha yerleştirdiğini görürken Elanor'a bağırdı. "Dikkatini dağıt, yaklaştığımızı görmesin!"
Ardından gözlerini Hannah'nınkilerle buluşturdu ve ona başıyla ejderi işaret etti. "Maven, daha önce attığın yere nişan al ve kanadını sakatlamaya çalış!" diye bağırdı.Kulağa ne kadar aptalca geliyordu. Ejderlerin kanatları kopmazdı. Ama denemek zorundalardı. Gözlerini yeniden prensesinkilere çevirdi ve bakışlarıyla anlaştılar. Nefes alacak vakit yoktu. Cesaret toplayacak da. 3... 2... 1!
İkisi de deli gibi ejderhaya doğru koşmaya başlamışlardı. Elanor yaratığın dikkatini tamamen kendisine çekebilmek için var gücüyle en şiddetli büyülerini kullanıyordu. Maven'ın titremesi durmamış olsa da soğukkanlılığını her zamanki gibi koruyabiliyordu ve tek seferde ikişer üçer ok atmaya başlamıştı.
Sonunda Hyunjin ve Hannah ejderin kuyruğuna kadar geldiklerinde ikisi de tüm güçleriyle kılıçlarını derisinin biraz daha ince olduğu karnına sapladılar ve karnını yarmak için kılıçlarını da sürükleyerek koşmaya çalıştılar. Fakat derisi beklediklerinden de kalındı ve akan birkaç damla kan dışında pek bir etkileri olmamıştı. Acı dolu bir ses çıkardıktan sonra Elanor'la ilgilenmeyi bırakıp arkasına ani bir hızla dönen ejder kuyruğunu savurarak Elanor'u birkaç metre uzağa fırlattı.
"Elanor!" diye bağırdı Maven. Ne Hannah ne de Hyunjin'in başka bir hamle yapmasına izin vermeden karnından bir ateş topu yükselten canavar ikisini de kül haline getirmek için devasa ağzını yeniden açtı. "Kaç!" Diye haykırdı Prens. İkisini kurtarabilmek için yaratığın dikkatini dağıtmaya çalışan Maven dur durak bilmeden sert oklarını ejderin derisiyle buluşturuyordu ancak oklar kesinlikle Elanor'un acılı büyüleri gibi değildi. Mallesef onlar bile ejderhayı devirebilmek için yetmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanfictionHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...