-Korkularım var
+Sadece senin mi?
-Ne yapacağız?
///
+Böylesine güzel bakma
-...
+Gören olmayacak.
-Senin de delici bakışların güzel ama sorun değil, ben seninkileri görürüm.
///
Dur. Koşma. Biraz rahatla. Hafiflediğini hissediyorsun. Hafiflemenin verdiği hissin güzelliği, nahifliği, yumuşaklığı başka neyde var? İçini kaplayan bir huzur silsilesi, içten içe mutlu ediyor seni. Halbuki ne çok yormuşsun kendini. Masaj yapmak gibi gireceğim düşüncelerine. Hafifleteceğim seni. Seni hafifletmek benim görevim, biliyor olman gerekir. Ne olur sen de hisset hafiflediğini. Bırak. Suyun yüzeyinde sırt üstü uzanmışız gibi.
Duygular rüzgarlar gibi gelip geçicidir. Rüzgarın tadını çıkarıp dinmesini beklemelisin. O rüzgar uzunca bir süre gelmeyecek çünkü, çünkü acının da sizde kalacak bir süresi vardır ki acının da yine ve yeniden gelmesini kimse istemez. Her şey vaktini bekler, gitmek bile. Acının da bir tadı vardır, rüzgarlı, kasvetli bir havadan sonra açan güneşin görüntüsü bile normal güneşli bir hava ile aynı olmaz. Her şeyin kendine has bir özelliği vardır. Değiştirmediğim, değiştirmeyi bile aklımdan geçirmediğim herkes kendiliğinden değişti. Demek ki değişesileri varmış. Her şey vaktini bekler demiştim ama çabayı da es geçmemeliyim, çaba yoksa da zaten değişmesi gerekiyormuş çünkü hiç aynı frekansta olmamış denmelidir.
İnsanlar yalancıdır. Sözlere inanmıyorum. Keşke insanların kalplerini ve düşüncelerini açıp bakabilseydik. Düşünce okumanın bir yolu var mıdır? Bunun için davranışlara bakman gerektiğini ne ara unuttun? Şifreler ulu orta yerde açık durur. Görme yetisi tanrıdan bahşedilmiştir, akıl da keza, kullanmayı ne ara unuttun?
İnsanların kalplerine, hislerine, düşüncelerine çözüm bulamazsınız. Denemeyin. Lakin onların sözlerinden, davranışlarından etkilenmeyerek kendinizi koruyabilirsiniz. Hırpalamayın kendinizi, kendi kul hakkınıza girmek de bir günahtır. Hoş, günahı düşünen var mıdır ya da kendini düşünen? Bense yeni yeni kendimi düşünmeye başlıyorum.
Güzel bir şeyin hayalini kursam olmaz da ne zaman endişeye düşsem oluverir. Bunun adı nedir? "Bunda da vardır bir hayır, Allah'ım en güzelini sen bana ayır." demeyi öğrenmeliyiz. Vücudumuz nefesi otomatik olarak almamalı. Nefes almayı bile hissetmelisin. Düşün, düşün, düşün demiyorum, her düşünce seni aydınlığa çıkarmaz çünkü, sen güzel bir manzaraya baktığını hayal et. Düşüneceğin şeyi seçmek bile seni mutlu edecek.
"Böyle olması gerekiyordu."yu benimseyelim önce. Aniden rahatlamış olacağız. Deneyelim.
Zaman şu andır. Haricinde başka hiçbir şey yoktur. Dokunamadığımız ancak sadece soluyabildiğimiz hava bile anılarımızdan daha sahicidir. Cümlemi tamamlamama gerek yok diye düşünüyorum, siz tamamlayabilirsiniz? Her neyse, yani geçmiş diye bir şey yoktur. Her şey yaşanmamış gibi olacaktır. Yaşanmayan şeylerin de izi güdülmez.
Tek başına bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. Neden tek başına kürek çektin ki? Ki bu senin kriterindi. Niye yuttun, niye sabrettin? Sandaldan inip tek başına kürek çektiğini sorgulamak suç mu olur? Yüklenmeyeceğim sana, olması gerekiyordu çünkü. Biliyorum mutluyum, şimdi çok daha güzelliklerin benim olduğunu ve olacağını hissediyorum çünkü. Yüklerimden kurtulunca güzel şeyler de hissetmeye başladım. "Yüklerim ağır, ben de onları bırakmak ve senin gibi mutlu olmak isterdim." diyorsan yüklerini senden alır yok ederim. Yaparım bunu. Bir yolda gidiyorum ve onu görmek için sabırsızlanıyorum. O da beni görmek için sabırsızlanıyor mudur? Artık onun için yazmaya başlıyorum. İçten içe beni çok mutlu eden bir şey bu. Sonu olmasından korkuyorum. Sence sadece sen mi korkuyorsun?
Korkularını senin için taşırım. Yok ederken yarayı ben alabilirim. İyileştiğinde sen de gider misin? Bencil olmam gerekir. Sürekli olarak her kağıda yazsam da bunu iyi niyeti atamıyorum içimden. Beni kendinle daha da güçlü biri yapar mısın? Tutku ve arzularımı takip etmeyi bırakamıyorum. Daha başka neler yazıp söylemem gerekir? Anlar mısın kendini sözlerimden, anlar mısın kendini düşüncelerimden? Alıp gerçek yapar mısın kendini? Cevabımı yazamam.