En yakın arkadaşımın mesajı

8 2 8
                                    

Arkadaşlar hikayeyi okumadan önce lütfen buraya bıraktığım yani üsteki video ( şarkı) ile birlikte dinleyip okuyun. Brn bu şarkıyı dinleyip yazdım. Hem bunu dinleyip hem okumak sizi çok etkileyecek diye düşünüyorum. Ve Lee Minho ve Jeon Junkook bebeğimi şerefsiz yaptığım için özür diliyorum . İyi okumalar diliyorum

Ben Kim Taeyung bugünün tarihi 5 temmuz 2023 yani 05/07/2023 saat 23:33 bu tarih ve saati unutmayın.  İlk  başlarda bunun bir hayal olmasını istiyordum.  Son zamanlarımda ise bir kabus olmasını istedim. Bu hayatta sadece tek bir arzum vardı. Ancak hayat bana bu arzumu bile çok gördü. Bu hayatta ki tek arzum Jeon Junkook'tu  . Ama olmadı, o yapmadı o beni istemedi, o beni kullandı, sadece istediklerini yapmam için kullandı ve sonra bir çöpmüşüm gibi attı. Benim tek istediğim onun olmaktı. Bana o derin gözleri ile baksın, benim onun için yandığım gibi herkesi karşıma aldığım gibi o da alsın istedim . Sadece onu istedim , çok şey istemedim. Aptalım hem de çok, onu sevmek hep hataydı. O iyi olsun mutlu olsun diye kendimi yakmam hataydı. 

Neyse şimdi hikayeye en baştan başlayalım...

Lise son sınıf yılın ilk günü yanımda yine Jimin ve Yoongi okula giriş yaptık. Aslında  heyecanlı değildim. Çünkü en fazla ne olabilir ki? Mutsuzum  . Çünkü 2 ay önce en yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim. Nedeni ise beni daha çok sinirlendiyordu. Sırf bir erkek için..
Çok çabaladı kendisini sevsin diye ...

Han Jisung , okuldan Lee Minho diye birine aşık olmuştu . Onun için evlatlıktan reddedildi, bütün arkadaşları onu sildi , yanında sadece ben vardım. Lee Minho piçi onu kullanıyordu , bunu bile bile onu sevdi . En sonunda en yakın arkadaşı Yang Jeongin ile çıktığını öğrendiğinde dayanamadı ve kendini bir binadan aşağı bıraktı. En zoru neydi biliyor musunuz? benim için onu kaybetmek değil ,bana yazdığı mesajı okumak ...

♡Sincabım ♡

Kim Teahyung,
Benim en yakın dostum , kardeşim. Senden özür diliyorum. Biliyorum beni affetmeyeceksindir ama ben artık dayanamıyorum.  Herşeyin farkına vardım ama artık çok geç oldu. Annemi , babamı, arkadaşlarımı kaybettim sırf bir çocuk beni sevsin diye... Sevmedi , ve gitti en yakın arkadaşlarımdan biri ile sevgili oldu. Şuan büyük ihtimalle ağlıyorsundur ama nolur ağlama benim için ağlama.  Ben hiç bir şeyi hakketmiyorum  hele ki seni asla. Sen beni o kadar uyardın herkes uyardı ama bir kere bile vazgeçmedim ondan . O ise benim aşkımı kullandı, beni kullandı ve sonra bir çöpmüşüm gibi attı. Kader demek isterdim. Ama değil ,bu kader değil bir lanet! Lütfen o Jeongin'e söyle benim onla kurduğum hayalleri dinlemişti. Benim hayallerimi o gerçekleştirsin . Hayallerimin bir hayal olarak kalmasını istemiyorum.Ve
seni uyarmak istiyorum , lütfen benim gibi aşık olma . Şuan ****binasında sana ve Ay'a son kez selam veriyor ve son kez bakıyorum. Seni seviyorum en iyi ve tek dostum. Kim Taeyung...

Bu kadar bana bu kelimeleri yazdı ve gitti. Durgundum. Aynı bir boşlukta süzülüyormuş gibi... Yoongi ve Jimin , onu unutmam için çabaladılar ve her zaman yanımda oldular . Biliyorlardı eğer biri yanımda olmassa eğer onun yanına gitmeye çalışacağımı.  Sınıfa girdik . Değişik tipler hiçbiri ilgimi çekmedi. Sadece sırama oturdum ve kafamı gömdüm. Jimin ve Yoongi kafeteryaya gitmek için ısrar etsede gitmedim. Gitmenin manası ne ki ? Artık sincabım yoktu. Ona çikolata alamaycaktım  . Ağzını doldurduğu için sincap diyip dalga geçemeyecektim. Kafamı sıraya gömmüş derin düşüncelere dalmışken birinin beni dürttüğünü hissettim. Kafamı kaldırıp baktığımda ise iri yapılı ,bir kolu full dövmeli , tavşana benzeyen bir çocuk  bana " yanına oturmamda bir sakınca var mı?" Diye sordu. Bende " yok , otur lütfen ." Diyip yana kaydım. Ve yine Kafamı gömdüm. Boşluktaymış gibi hissediyordum.  Tekrar dürtüldüğümü hissettiğimde Kafamı kaldırdım.  Yine tavşana benzeyen çocuk " biraz yorgunsun galiba... tanışalım mı ? Ben Jeon Junkook. " diyip elini uzattı.  Bende gülümseyip elini nazikçe sıktım ve " Bende Kim Taeyung.  Aslında yorgun değilim biraz kötüyüm de." Dedim. O ise şaşırmış bir şekilde " Aa özür dilerim eğer rahatsız ettiysem. Sakıncası yoksa neden üzgün olduğunu sorabilir miyim acaba? " Dedi. Çok hoş biriydi. Nazik, yakışıklı , tam bir İstanbul beyefendisi... konuştum " 2 ay gibi bir süre önce en yakın arkadaşımı kaybettim de ondan" Dedim.  Gözlerini büyüterek  üzgün bir ifade ile " oh çok özür dilerim bunu sana hatırlatmış olmalıyım . Kafanı dağıtman gerekiyor gel kafeteryaya gidelim kafan dağılır ." Dedi. Ben ne kadar hayır desemde kolumdan çekiştirip beni zorla kafeteryaya götürdü. Gelmek istemediğim için elimi tutup çekiştiriyordu. Yani el eleydik.  Ama garip olan birşey vardı.  Biz kafeteryaya giderken herkes bize bakıyordu. Nedenini anlamamıştım.  Kafeteryaya giriş yaptığımızda yine gözler üzerimizdeydi. Jimin ile Yoongi bizi görmüştü.  İkiside şaşkındı ki bu normaldi onlara gelmeyeceğim diyip başka biriyle kafeteryaya gelmiştim. Onlara göz kırptım.  Yani bu 'daha sonra anlatacağım' anlamına geliyordu. Kendi aramızda çeşitli hareketler ile anlamlar çıkarıyorduk. Onlarda başları ile onaylayıp birbirleri ile konuşmaya devam ettiler. Biz ise Junkook ile bir masaya geçip oturduk. İkimizede İçecek ve çikolata almıştı. Ve biliyor musunuz aldığı çikolata Jisung'umun en sevdiği çikolataydı.  Kendime yemin ettim . Bir daha asla çikolata yemiyecektim. Nedenini soracaksanız eğer her çikolata yediğimde yanımda o vardı . O gittikten sonra sadece bir kere çikolata yedim. Onsuz ilk kez yemiştim. Tadı yoktu. Tadı acıydı. Çünkü o yoktu. Demek çikolata o var diye bu kadar tatlıydı.  Kıymetini bilemedim . Çikolatayı görünce zaten istemsizce gözlerim doldu. Junkook bunu görmüş olacak ki bana " yanlış birşey mi yaptım? Gözlerin doldu da?" Dedi. Çocuğun suçu yoktu. Etkilendim yalan yok. Çocuk mükemmeldi . Ona " şey aldığın çikolata onun en sevdiği çikolata da ... Ve çikolata yiyemem çünkü yemeyeceğime dair yemin ettim." Dedim. Dediklerimi anladıktan sonra hemen çikolataları aldı ve çöpe attı. Güldüm sadece güldüm. O ise bana " ben gerçekten çok çok özür dilerim. Sanırım aptalım. " dedi. Bense gülümseyerek  " hayır senin bir suçun yok. Biliyor musun? O gittikten sonra sanırım ilk defa gülüyorum. " Dedim. O da gülümseyerek " O zaman gülmen için hep yanında olacağım. " Dedi. İkimizde güldük. Etrafa kısa bir bakış attığımda herkesin bize bakıp fısır fısır konuştuğunu gördüm.  Junkook'a dönerek " neden herkesin bize bakıp fısır fısır konuştuğu hakkında bir fikrin var mı? " Dedim.  O ise gülümseyerek " şey biraz tanınan biriyim de . Büyük ihtimalle seni sevgilim falan sandılar ondandır. " dedi ve tekrardan güldü. Bende onun gülümsemesine karşılık güldüm.  Ardından  zilin sesi duyuldu. Bana dönerek " kafamızı tamamen dağıtmak için aksiyona ne dersin?" Dedi. Bense" nasıl bir aksiyon?" Dedim. O ise gülerek " derse girmemek?" Dedi. Okulumuz çok büyüktü . Dolayısıyla saklanacak yerde çoktu. Herkes dersten kaçırdı Hocalar bu yüzden kimseyi sorgulamazdı. Daha önce hiç dersten kaçmamıştım  çünkü cesaretim yoktu. Ona dönerek " Ama daha önce hiç denemedim." Dedim . O ise " Oooo sen eğlenceyi tatmamışsın.  Bundan sonra hep beraberiz bütün herşeyi beraber yapıyoruz itiraz yok." Dedi. Bende " yok ." Dedim . Ayağa kalktı elini uzattı , tuttum ve alt katta giden merdivenlere doğru koşmaya başladık. Sorgulamadım çünkü ona güveniyordum.  Peki neden güveniyordum?  Daha bir saat önce tanıştık ve ben ona güvenip ilgi duymaya başlamıştım. Nasıl olurda iki aydır battığım ve çıkamadığım bataklıktan bu çocuk beni on dakika gibi bir sürede çıkardı?  Onu özel kılan neydi? Beni hemen nasıl çıkarmıştı bu bataklıktan? 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Why? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin