▪ 14

1.7K 174 178
                                    

Kitap yazma hevesim gidiyor, az yorum gelirse istek doğar belki.


-

"Ben daha fazla dayanamayacağım."

Jimin yemekten şişmiş olan karnının üzerine elini koyup sızlanırken benim de durumum ondan farksız değildi. Birbirimize yaptığımız itirafın ardından film izleyip kendimizi yemeğe kaptırmıştık.

İkimiz üzerimize çöken bitkinlik yüzünden oturduğumuz yerden kalkamadık. Ekranda oynayan filmi izleyip kendimizce yorumladığımız sırada içeriye giren Taehyung ve Jungkook'u görmemizle hızla yayıldığımız yerden dikleşmiştik.

Etraf ciddi bir havaya
bürünürken bu sabah olanların aklıma gelmesiyle bakışlarımı kaçırıp önümdeki televizyonda tutmaya çalıştım. Yaşananlardan dolayı içimdeki kırgınlık gitmemişti.

Odağımı bir an olsun televizyondan çekmezken bir anda ekranın kararıp izlemiş olduğum filmin kapanmasıyla kaşlarım çatıldı. Odağımı zorlukla Taehyung'a çevirirken o elindeki kumandayla dudaklarındaki sırıtma eşliğinde beni izliyordu.

"Üvey kardeşimi benden daha çok benimsemişsin."

Jimin'e yönelik dediğiyle zar zor yerine gelen keyfim gitmişti. Bakışlarımı ondan çekip yere diktim. Varlığı acı verip bugünkü dediklerini hatırlatıyordu.

"Tatlı birisi ve çok ortak yönlerimiz var. Onu senin kadar yakın gördüm."

Jimin'in hakkımdaki olumlu düşüncelerini duymamla dudaklarımda koca bir gülümseme yer edinirken huzura erdiğim sesi duymam anında yüzümün solmasına sebep oldu.

"Gerçek yüzünü belli etmemekte tecrübelidir."

Bir kez daha sözleri kalbimde açtığı yaranın kanamasına sebep olurken bunu görmezden gelmeye çalışıp sessizliğimi korudum. Beni her defasında nefretiyle boğduğu için içimdeki haykırışlarımı yine gömmekle yetindim.

Jimin Taehyung'un dediklerinin gerçek olduğunun farkına varamayıp şaka olarak algıladığı için gülmüştü, yada ben öyle sanmıştım.

"Seninle konuşacaklarım var."

Bu sefer konuşan kişi Jungkook olmuştu. Kendisinin duygu barındırmayan bakışları Jimin'in üzerindeyken içten içe onu kırmaması için ümit ettim. Jimin'in de en az benim kadar kırılgan bir yapısı vardı. Sadece bunu dışarıya yansıtmayıp güçlü gözükmeye çalışıyordu.

"O halde biz gidelim."

Gülümsemesi eşliğinde yerinden kalkarken ben de hemen ardından ayaklandım. Taehyung umursamaz şekilde kendisini koltuğa atarken ben Jimin'le Jungkook'u kapıya kadar eşlik ederek veda etmiştim.

Sessizleşen evde televizyon sesinden başka bir şey duyulmazken onunla karşılaşmamak adına hızla odama çıktım. Her bir zerresine aşık olduğum adamın sert dilinin azabına uğramak istemiyordum.



Dudaklarımın yoğun kuruması üzerine uyku esnasında defalarca dilimle dudağımı ıslatmama rağmen bir işe yaramaması yüzünden sabahın altısında uyanmıştım. Sızlanarak zorda olsa uykudan mahrum gözlerimi açık tutmaya çalışıp su içmek adına mutfağa indim.

Etraf az da olsa aydınlık olduğu için önümü görmekte sıkıntı yaşamıyordum. Buzdolabından sürahiyi çıkardığım esnada aniden midemin bulanmasıyla hafif sendelenip tezgaha tutundum. Yaşadığım bu ani bulantı karşısında elimi ağzıma götürüp sıkıca bastırdım. Kusma isteği yavaştan tetiklemeye başlarken elimdeki sürahiyi tezgaha bırakıp hızla lavaboya doğru koştum.

Midem gittikçe bulanmaya başlarken Jimin'le yediğim onca şeye karşı kendime sövmüşüm. Boğazıma kadar gelen iğrenç tadı iteklemeye çalışıp banyoya girdim. Yere çömelerek klozete tutunup boğazımdaki iğrenç tadı yüksek seslerle öğürerek boşaltmaya başladım. Farkında olmadığım göz yaşlarım yanaklarımı ıslatırken neredeyse dünkü yediklerimin hepsini çıkarmıştım.

Halsizce çömeldiğim yerden ayaklanıp musluğa yönelip ağzımı çalkaladım. Aynadaki sadece solgun yüzümle karşılaşmayı beklerken arkamda beliren Taehyung'u görmemle korkuyla irkildim.

Benim kusmuş olduğum dakikaları görme ihtimali utandırırken ona doğru dönüp bakmaya cesaret edemediğimden dolayı başımı eğdim. Midem kusmamın etkisiyle yanmaya başlarken istemsizce yüzüm ekşimişti.

Bana doğru yaklaşan adım seslerini duymamla gerilmeye başlarken dibimde biten bedenini hissetmemle bakışlarımı ondan olabildiğince uzak tutmaya çalıştım. Mezarım olan gözlerine bakmaya takatim kalmamıştı.

Çenemden kavradığı parmaklarıyla eğik başım havalanırken yüzümde gezinen koyu irislerine sessiz kaldım. Çenemdeki parmaklarının tutuşu ve dibimdeki bedenine karşı heyecanlanırken ben de onun yüzünü doyasıya izleyip her bir detayının kusursuzluğu karşısında hayranlığımı gizlemeye çalıştım.

"Neyin var?"

Kalbime işleyen sesiyle yutkunup bakışlarımı gözlerinde sabit tutmaya çalıştım.

"Dün Jimin'le yediklerim dokunduğu için kustum."

Doğrusuda bu olduğu için fazla üstelemedim. Kendisi ellerini çenemden çekip aramıza belirli bir mesafe bırakarak bakışlarını üzerimde gezdirmeye devam etmişti. Bir süre önümde dikilerek duygu barındırmayan yüzüyle bir şey demeyip beni yalnız bırakıp gitti.

Bakışlarım kısa süre boşluğa düşerken yanan midemin tekrardan çalkalanmasıyla kusacağımı anlayıp klozete eğilerek tekrardan ölüm gibi dakikalara katlanmaya devam ettim.

Milen | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin