"İpi buraya bağlamalısın." Deyip elimle bağlayacağı yeri gösterdim. Başını anladığını ifade eden bir şekilde salladı ve ipi gösterdiğim yere bağladı.
"Sonra?"
Kendi uçurtmama baktım. Ve sonra onun uçurtmasına baktım. Neyi eksik yaptığımızı anlamaya çalışıyordum.
"Sanırım bitti." Dedim. Uçurtmasını elime alıp havaya kaldırdım. Çok güzel görünüyordu. Aslında çok becerikli biriydi. Ama hayatında hiç uçurtma yapmadığını söylemişti. Tabi hep hazır almıştır o. Bizim paramız anca malzemelerine yetiyordu. Hazır uçurtmam hiç olmamıştı.
Ama birlikte yapmak eğlenceli olmuştu. Uçurtmamın rengi maviydi. Onun ise siyahtı. Gerçekten siyahtı. Yan yana durduklarında çok dram yüklü oluyorlardı. Siyah ve Mavi...
Onu ikna etmek zor olsada buradaydı işte. Yanımda. Ve benimle uçurtma yapmış şimdi de gidip bu uçurtmaları uçuracaktık. Nedense onunla vakit geçirmek kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu. Ve gerçekten eğlenceli bir vakit geçirmiştik. Bir sürü çıtamız kırılmıştı. Renkli kağıtlarımızı sakarlığımız yüzünden yırtmıştık bu yüzden uçurtmamızın kuyruğu pek renkli olmamıştı.
"Artık gidelim. Yoksa geç kalacağız." Dedim uçurtmamı alırken. Okulun kütüphanesi boş olduğu için burada yapmıştık uçurtmaları. Onun uçurtmasın benimkin den bin kat daha güzel olmuştu. Çocuk her yönden süperdi.
"Bir şey soracağım." Deyip durdum. Ona döndüm. "Uçurmayı biliyorsun dimi?"
"Sayılır." Deyip omuz silkti. "Çocukken böyle şeyler bana eğlence vermezdi."
Gözlerimi kısarak ona baktım. "Ne sana eğlence verirdi?"
"Bebekler." Deyip göz kırptı. Uçurtmasını alıp kapıdan çıkarken arkasından pis pis baktım.
"Espiri miydi bu şimdi?" Diye bağırdım arkasından. Kötü kötü espiriler yapıyordu. Kızlarla pek arası olmadığını biliyordum.
Ya yanlış biliyorsam?
"Hadi!" Diye bağırdı kapının yanında. Uçurtmayı elimde düzelttikten sonra ona doğru ilerledim. Ben çıkınca kapıyı kapattı ve arabaya doğru ilerlemeye başladık.
Şenliğin olacağı yer okula uzak değildi. Çokta yakın olduğu söylenemezdi. Ortadaydı işte. 20 dakika sonra oradaydık.
Arabadan inip uçurtmalarımızı aldık ve kalabalığın arasına karıştık. Gerçekten çok kişi vardı. Havada rengarenk uçurtmaları görüyordum. Çok güzel görünüyorlardı.
"Hazır mısın?" Diye sordum ona dönerek. Gözlerini kaldırmış havadaki uçurtmalara bakıyordu.
"Hayır." Dedi düze bir sesle. Gülümsedim.
"Güzel."
Uçurtmalarımız sırayla havalandırdık. Özgür İnan uçurtma uçurmayı pek beceremiyordu. Ona yardımcı olmaya çalışıyordum.
"Bak. İpi tutup uçurtmayı dengede tutmaya çalış." İpi ona uzattım. Elimden tedirgince aldı. Hadi ama Özgür İnan alt tarafı uçurtma.
Uçurtmayı havada tutmayı beceremeyince kendi uçurtmamı bir yere sabitleyip ipi kendi kontrolüme aldım. İpi alıp uçurtmanın dengesini sağladım.
"El hareketlerime bak. Böyle yapacaksın." İpi bir aşağı bir yukarı kaldırıp uçurtmayı havada tutmaya çalışıyordum.
"Denemek istiyorum." Deyip arkamdan ipe uzandı. İpi tutan ellerimin üstüne ellerini koydu. Bir anlık şok dalgası vücudumu sardı. Kafasını omzumun üstünden uzattı ve hareketlerime ayak uydurmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
Novela JuvenilÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...