Nasıl başlıcağımı bilmiyorum, hissettiklerimin şarkısı yok... Geçen sene sınıfta kaldığım için kızmamıştı babam. sınıfta kaldığım için bana kızmayan ama üzülen o adamı nasıl üzerim diye düşünüdm kendi kendime haylazlık işte okulda yemediğim halt kalmadı ilk dönem görünce o karneyi babam yine ses etmedi aklım başıma geldi çabaladım çırpındım toparladım ama yetmedi, kaldım sınıfta sürekli herkese ''Hayal kurma, geleceğe dair yaşama. Bugününü yaşa!'' Diyordum.. Ama içten içe benim de kurduğum dışarı yansıtamadığım hayallerim, ümitlerim vardı... Bitti beceremedim işte tutamadım elimde ki geleceğimi herkes kendi kaderini kendi yazar derler haklılar aslında, peki ya benim kaderimi kim yazdı? He isteseydi Allahıma inat kendim yazardım kaderi yine beceremedim, gülemedim kayıp gitti elimden geleceğim... Ne söylesem boş, hissettiklerimin şarkısı yok.
Sekizinci sınıfın sonlarına doğru okulun girişinde sigaranın içinde neler olduğu ne tür zararları olduğunu gösteren bir broşür gibi bir şey vardı çocukluk aklı geçtim karşısına ona baktım tüm tenefüs boyunca içimden kendi kendime ''bir insan bunu nasıl içer ya'' gibisinden iç geçirdim... Daha sonra bir takım olaylardan geçtim başladım işte sigaraya ilk içmeye başladığım dönem hiç bir şeyin farkında değildim sonradan anladım sigara bir kaçış, insanlarda bulamadığın huzuru onda buluyorsun sigaranın ucuna koyuyorsun hayallerini hemen ardından içine derin bir nefes çekiyosun hayallerinin içine daha çok işlediğini fark ediyosun sonra bir tane daha ve bir tane daha... İnsanlardan, kendinden, duygularından her kaçtığın zaman bir sigara yakıyosunuz nedendir bilmiyorum mutluyken aklınıza gelmiyor... Bir süre sonra mutlu olup olmadığınızı kafaya takmıyorsunuz her şeyi akışına göre yaşıyorsunuz mutluluğu aramayın uyumadan önce bir dal sigara için asıl.mutluluk o...
Bazen düşünüyorum da ne kadar boş yaşamışız bunca yıl, bazı şeyler sonun başlangıcı olabilir mi? Olmadı işte.... Sevebilir miyiz tekrar? Severiz, aşık olamayız. Kaçabilir miyiz aşık olduğunuz kadından? Bilmiyorum. Nasıl oluyor da sürekli bir şeylere bağlı kalıyoruz? Neden bu kadar çok elde etme isteğimiz var? Elimizdekiler yetmiyor mu? Mutluluk nasıp bir şey? Bence o kadar pahalı değil uyandıktan sonra bir bardak su aslında mutluluk yada yemekten sonra içtiğin sigara karar senin... Türkiye'nin dörte üçü deniz benim her yanım sen
Biz nasıl bu hale geldik? İnsan yaşamı aslında basit değil midir? Doğarız, büyürüz ve ölürüz... Bizi bu kadar zorlaştıran şey ne? Doğduğumuz zaman kıçımıza bir tokat atıyorlar sırf ağlayalım diye eğer ağlamazsak hasta diyorlar, büyüyoruz seviyoruz illa ağlatıcaklar ve ölüyoruz, öldüğümüz zaman arkamızdan timsah Gözyaşları döküyorlar. Bir sorun kendinize yaşantımızı bu kadar zorlaştıran ne? Bence aşk! Aşk dedim de aklıma geldi geçenler de bir kitap okuyodum bir sayfasına gözüm takıldı "Mor Şemsiyeli Kız'' adam hiç tanımadığı fakat aşık olduğu o Mor Şemsiyeli Kızı aylarca o sahil de izliyor sadece izliyor... Kokusunu, sarılışını, öpüşünü öyle saçlarını falan bilmiyor işte gerçek aşk bu! Dokunmadan sevmiyor, sevemiyor kimse. Aslına bakarsanız yazımı sonlandırmak istiyorum, yaşantımızı zorlaştıran aşk sürekli başkalarına aşık olma çabalarındayız bir kere aşık olun ve sadakat gösterin işte o zaman yaşantımız bu kadar zor olmayacaktır....
Orospu diye tabir ettiğiniz hayat kadınları orospu değildir aslında zorunlu oldukları hayatı yaşıyorlar, hayatın cilvesini tatmış fakat acısından kurtulamamış bireylerdir. Orospu kime denir biliyor musunuz? Seni seviyorum senin için ölürüm diyip yarı yolda bırakan insanlara denir, asıl orospu seni seviyorum diyip kızın geleceği ile oynayan insana denir, asıl orospu bizleriz aslında hiç birimiz sadakat, güven, gerçek aşkı bulana dek insanların gururları ile oynayan bizleriz okuyan arkadaşlarım üzerine alınmasın bende üzerime alınmıyorum fakat hayatın gerçekleri bunlar orospu diye tabir edilen insanlara ön yargılı bakmayın hayatın gerçek yüzünü görün...
Bazı geceler başınızı yastığa koyduğunuz an seviyorum diye tabir ettiğiniz insanı düşünmeyin ciddili zaman kaybı gerçek aşkı bulunca düşünürsünüz ve inanın her saniyesine değiyor.. Neden yaşıyoruz? Neden sürekli yaşam mücadelesi veriyoruz? Hayatı akışına bıraksak mutlu olamaz mıyız? Peki ya sonumuz ne olacak? Sorular sorular ve sorular bitmiyor arzularımız isteklerimiz doymuyor gözümüz. Erkek diyor ki sevsin ama sevişmesin, kadın diyor ki sevişsin ama sevmesin. Kadının sevgisi yüreğinde erkeğin sevgisi etek boyunda, kadının yüreği erkeğin etek boyu ölçülmez. Bu yazıyı vakit ayırıp okuyan olursa saçma gelebilir yaşananlar, yaşatanlar ve pişmanlıklarımız hepsi bir arada olunca ıssız kalmış virane gibi oluyoruz sevgi aşk sadakat hepsi yeniden şekilleniyor gözümüzde. Sevin sevmekten korkmayın gidenler gitsin zaten herkes gitmek için gelir canınız bile emanetken gidenleri bu kadar düşünmemeliyiz
Bazen yaşantınızı akışına bırakmak gerekiyor, sürekli bir şeyler için çırpınmak yerine bir köşeye çekilip bazı şeyleri sorgulamamız gerekiyor ani kararlar alıyoruz hepimiz sürekli hata yapıyoruz her şey şarpa sarınca neden böyle oldu naptım ben ne eksik gibi kelimelerle başlıyoruz isyan etmeye neden böyleyiz biz? Sürekli beceremediklerimizi sorgulamak yerine biraz olsun kendimizi sorgulasak belki de böyle olmayız toparlarız kendimizi. Bazı şeyler vardır ne yaparsan yap ne kadar çırpınırsan çırpın eskisi gibi olmaz sürekli o günlerimizi ararız fakat olmuyor biliyorum bende yaşadım her şeyi canım yandı yüzüm güldü ve ben bir tek gün mutlu olabildim o günüm gittikten sonra çok aradım o günü dönmedi yapamadım tutamadım elimde fakat bazı şeyleri daha çok benimsedim daha net! Sonra, sonra o bomboş odada sigaranın dumanına sarıyosun hayallerini her içine çektiğin zaman sigaranın dumanını biraz daha içine işleniyor yaşadıkların, yaşayamadıkların ve pişmanlıkların.... Pes etmeyin, etmeyelim etmememiz gerekiyor insan rüzgar da yaprak gibi savrulmaz irademiz var benliğimiz var düşünebiliyoruz fakat düşündüklerimizi gerçekleştiremiyoruz bir şey yapmadan önce durun defalarca durun kapayın gözlerinizi yakın sigaranızı elinizdekileri dökün masaya ordan alıp buraya koyun doğru yolu bulduğunuz zaman hareket edin fevri karar verip dönülmez hatalar yapıyoruz, yapmayalım dönülmez pişmanlıklarımız oluyor toparlanmamız yıllar alıyor...
Neden sürekli geleceğe dair hayaller kuruyoruz? Bir kere olsun geçmişte yaptığımız hatalara yönelik hayaller kursak? Bugümüzü göz önüne alarak anlık hayaller kursak? Sürekli olarak geleceğimizi düşünüyoruz istediğimiz şeylerin biri eksik olunca isyan, sitem ediyoruz. Neden böyleyiz biz neden sürekli isyan etme modundayız? Keşkeler bitiriyor sürekli geçmişimizi, elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz sürekli olarak daha fazlasını istiyoruz gözümüz doymuyor aşk arkadaş Dost düşman hepsi yalan tek gerçek biziz aslında. Geçmişimize dair hayaller kurup bugünümüzü yaşasak böyle olur muyduk acaba? Her neyse uzun lafın kısası ailenizi kaybetmeyin illa vefat etmesine gerek yok yaşarken her gün ölü gibiyseniz zaten aileniz bitmiştir bunu yapmayın hepimiz bir takım olaylardan geçtik hepimiz neyin ne olduğunu az çok biliyoruz ailenizi sevin saygı gösterin acılarınızı içinizde yaşayın dostunuza düşmanınıza açık vermeyin sürekli kaybediyoruz. Bizim hak etmediğimiz hayatı yaşatanlar utansın hiç birimiz yaşantımızı hak etmediğimizi düşünüyoruz aynanın karşısına geçip neden bu durum da olduğumuzu bir kere olsun düşünseydik belki de böyle olmazdık
Her geçen gün öldürdüğünün farkında olmadan yaşayan insanlar oldukça bizden bir bok olmaz sürekli olarak isyan, sitem ediyoruz. Şükredelim falan demiyorum artık onu da geçtim herkes din siyaset üzerinden prim yapıyor kimse bugünün kıymetini bilmiyor belki de bilmek istemiyor nereye gidiyoruz biz beklentilerimiz neler neden yaşıyoruz neden sevilmiyoruz neden mutluluğun tanımını bilmiyoruz yaşantınızın belli bir dönemi sıkıntılarla geçmiş olabilir ama dönüp arkanızda bıraktıklarımıza daha doğrusu bırakamadıklarımıza bir bakalım ne kazandık? Sürekli kaybettik sürekli isyan ettik olgunlaştık? Evet ama bunu kullanabiliyor muyuz İşte orası tartışılır. Sürekli bir şeyler için çırpınıyoruz yoksa eziliyoruz sadece sevsek nasıl olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Short StoryBaktım da pencereden güneş doğmadı bu sabah bekledim saatlerce sabah olmadı sabah anladım ki sensizken dünya da ne varsa bana hep yasak hep günah saçlarını özledim dalga dalga şiir yazdım sana dün gece gözlerinden akan yaşla Cenazemi yıkasınlar yana...