1.1

45 4 10
                                    

Hayatınız boyunca kendi kararlarınızı vermeniz gerekir. En basitinden bugün ne yapacağınız, nereye gideceğiniz size kalmıştır. Ne isterseniz onu yaparsınız.

Daha zor seçimler de vardır elbette. Ki olmalıdır da. Çünkü hayatı hayat yapan bizim seçimlerimiz ve o seçimlerin bizi nereye götürdüğüdür. İyi üniversite istemediğim bölüm ve başka üniversite istediğimiz bölüm arasındaki tercihimizin sonunda olacakları düşünün mesela,

Bir tarafta yıllardır hayalini kurduğunuz meslek diğer tarafta ise hayallerinizi süsleyen o üniversite. Seçim kesinlikle size bağlıdır ama her iki seçenekte farklı hayatlar yaşayacaksınızdır. Bu yüzden seçimler etkiler hayatımızı. Çünkü bazen en küçük seçimler bile kendimizi istemediğimiz bir yerde bulmamıza neden olabilir.

Normalde kendi seçimlerimizi kendimiz yapmamız gerekir çünkü bu hayat bizim ve bu hayatı biz yaşayacağımız için yaptıklarımızın sorumlusu da biz olmalıyızdır. Ama bazen üniversite seçme bölümüne bir kişi daha dahil olur. Anneniz...

Seçimlerinizi etkiler, sizi zorlar ve istediği yere sizi koyar. Şu an kendimi sırf il dışına göndermemek için zorla yakınlardan üniversite seçtirilen o çocuk gibi hissediyordum.

Resmen beni şarkı söylemeye zorlamışlardı. Ama mecbur olduğumdan ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Hep o gerizekalı Eren yüzüne olmuştu bunlar. Ne vardı yağmurda kendini dışarı atıp hasta edecek kadar. (bubelkiyanhikayeninbaşrolüdür🫣🫣?)

Tabi gerizekalı Eren kadar o aptal sarışın tel direğinin de payı vardı bütün olanlarda. Evet bir nevi konseri kurtarmıştı ama beni yakmıştı şerefsiz.

Sınıftan çıktıktan sonra müzik odasına geçmiştik. Toprağın gelmesini bekliyorduk. O sırada ben de Liyan'a lütfen söylemeyeyim bakışları atıyordum ama o nuh derim peygamber demem bakışları ile geri dönüt yapıyordu.

Bir kaç dakika sonra içeri giren Toprakla odada ki herkesin kafası yukarı kalkmıştı. Toprak, "Abi Eren ölüyomuş hastalıktan ne bok yicez." dediğinde ecel terleri döktüğümü hissediyordum.

Liyan hemen sırıtarak "Bulduk biz kanka, Mami söyleyecek." Toprak bir kaç saniye ciddi miyiz diye yüzümüze bakıp kahkaha atmaya başladı ve "Bu mu söyleyecek Allah aşkına bu ne anlar şarkı söylemekten."

"Lan aç da götüne gül özürlü. Senden daha çok anlarım. Otur şuraya dinle söylicem şimdi ama bakın hepinize söylüyorum eğer ki biriniz bana gülerseniz bırakın şarkı söylemeyi gitar bile çalmam."

"Öf tamam Mami gelmeyeceğiz, yeter ki söyle lütfen biliyorsun benim için önemini." diye ekledi Liyan.

"Biliyorum Liyan biliyorum. Hadi toprak otur da söyleyeyim sinirimi bozuyorsun." Toprak kafasını salladı ve oturdu. Ardından ben ise boğazımı temizleyip söylemeye başladım.

"Ah bir ağlasam kurtulurum belki
Yaşlı gözlere saklandım sanki
Ama bir türlü burdan çıkamıyorum

Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli
Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli

Ah bir bakışsak anlarsın beni
Eski günlere saplandım sanki
Ama bir türlü burdan çıkamıyorum

Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli
Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli

Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli
Bir sene oldu yüzünü görmeyeli
Bir saniye geçti aklıma düşmeyeli"

Şarkıyı bitirdiğimde gitarımdan kafamı kaldırıp bizimkilere baktım. Ağızları açık bir şekilde bana bakıyorlardı. "Abi biliyodum ben sesimin kötü olduğunu bakın sizde beğenmediniz işt-

Beni Liyanın "ŞAKA MI YAPIYOSUN MAMİ SESİN ÇOK İYİYMİŞ!" demesi böldü. Ardından Toprak, "Kanka böyle şeylerin vardı madem bize niye söylemedin lan?" diye ekledi.

Hatta bizimle bizi pek sevmeyen(yani bence) ama sadece aynı grupta olduğumuz için konuşan Asu bile "Liyan'a katılıyorum." demişti.

Sesimi beğenmeleri hoşuma gitmişti. Sesim konusunda pek özgüvenli değildim maalesef. Ve bu egomu tatmin etmem konusunda çok çok işe yaramıştı.

Sesimi teyit ettikten sonra okul bitene kadar prova yaptık. Okulun bitişi yaklaşınca da toparlanıp okuldan ayrıldık.

Okul bittiği zaman elimden geldiğince hızlı eve giderdim. Çünkü evde hızlı gidebilirsem 45 dakikam olurdu ve bunun bir dakikasını bile kaçırmak istemezdim. Dinlenebildiğim 5 dakika bile bana nimet gibi gelirdi. Çok yoğun bir tempom vardı çünkü.

Sabah sekizle öğlen 3 arası okuldaydım ardından eve gelip hazırlandıktan sonra bir kafede 4 buçuk ile 9 arası part time garsonluk yapıyor ardından bir mekana gidip bir grupta gitar çalıyordum. Bunları yapmak zorundaydım.

Çünkü hayatım buna koordine olmuştu. Kendimi hayatta tutmak için yapmam gerekenler vardı. Ve ben de hayatın bana söylediklerini uyguluyordum. Okula bir buçuk sene kadar geç başlamıştım. Bu da 11. sınıf olmama rağmen 18 olduğum için bana çalışma fırsatı veriyordu.

Ne kadar yorucu olursa olsun geçirdiğim bu hayata alışmıştım ve zevk almaya bakıyordum.

Eve döndüğümde hızlıca bir duş alıp hazırlandım ardından hemen çalışma masama oturup kalan yarım saatimde ise ders çalıştım gitme vakti alarmım çalınca dolaptaki sandviçimi ve iki üç kitap koyduğum çantamı alıp kendimi dışarı attım.

Çalıştığım yer evime 5 dakikalık bir mesafedeydi. Hemen içeride önlüğümü giyip çalışmaya başladım. Vardiyam bitince oradan çıkıp dolmuşa atlayarak gitar çaldığım mekana vardım burada ki işim 10 da başlıyordu.

Saat daha 9 buçuk olduğu için kulise gidip kalan yarım saatimi ders çalışarak geçirdim. Çıkma vakti geldiğinde çocuklar bana seslendi ben de gitarımı aldım ve sahneye çıktık.

Çalmaya başladığımda tek odağım gitarım olurdu bu yüzden etrafıma bakmaya vaktim olmazdı. Şarkı bittiğinde kafamı kaldırır farklı bir şey var mı diye mekanı kontrol ederdim.

Genelde her şey aynı olurdu ama bugün şarkı bittiğinde her şey aynı değildi. Çünkü karanlıkta bile parlayan sarı saçlarıyla gözüme çarpan çocuk, Barkından başkası değildi.

SELAM KUŞLARIM 813 KELİMELİK BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM... YENİ BÖLÜM YAZMADIM VPNDEN BAĞLANIYORUM AMA DEDİM Kİ ZATEN HAZIRDA BÖLÜM VAR ATIVEREYİM (OKUYAN İKİ KİŞİ VAR)... OLSUN. Wattpad düzel artık amk. SİZİ SEVİYORUM!!!

new student / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin