Aşağı indiğimde kahvaltı edecek halim bile yoktu. Hal mi bırakmışlardı?
Sakin bir şekilde oturmaya başladım her şeyi düşünmek zorundaydım bir şekilde yapmam gerekiyordu yapmak zorundaydım yoksa ben bu şekilde yaşayamazdım.
Hemen Bernaya gitmem gerekiyordu tek sıkıntı babamdan izin almaktı. Bir sürü laf edecekti ama yapmak şart olmuştu.
Yarın yapacağım şey için tedirgindim buna mecbur bırakılmıştım.Tekrardan aşağı inip babamdan izin almaya gitmiştim babam aşağıda oturuyordu. Bende yanına gittim titreyen sesimle
"Baba Bernanın kitabı bende kalmış vermeye gidebilir miyim?" diye sordum
"Ne işin var orda kendi gelip alamıyor mu?" diye söylendi böyle olacağını biliyordum çünkü her şeyden şikayet ediyordu naparsam yapayım mutlu olmayan bir insandı çünkü.
Tebessüm ederek "anne babası evde değilmiş hemen gidip gelirim zaten." demiştim.
Eliyle işaret ederek git demişti ayakkabımı giyerken arkamdan "geç kalırsan nolacağını iyi biliyorsun." dedi
Başımı sallamıştım ona karşılık.
İlk başta öğrendiğim kadarıyla biraz araştırma yapmıştım otogara gitmem lazımdı. Annem bana sık sık harçlık verirdi o paralarla taksiye binip otogara gitmeliydim. Şehir merkezine yakındı. Taksiciye en yakın otogara gitmesini söyledim.20. Dakikanın sonunda varmıştık taksiciye harçlıklarımdan kalan parayı vermiştim otogar için birazcık yürümem gerekti. Yavaş yavaş yürümeye devam ettim hızlı olmam gerektiğini fark ederek adımlarını hızlandırdım.
En sonunda insanlara sorarak bulmayı başardım. Bunu neden yaptığımı bende bilmiyordum mecburdum kurtulmam gerekiyordu. Annemi geride bırakmak istemiyordum ama en yakın zamanda onu da kurtaracaktım.
En sonunda Ankara'ya giden bir otobüs bileti satın almayı başarmıştım. Göründüğünden daha da zordu. Zorlanmamın sebebi babamın hiçbir yere bırakmıyor oluşuydu. Dünyayı gezmek gibi bir hayali olan birisiydim tek sıkıntı evden bile zor çıkıyordum.
Zorda olsa bileti aldıktan sonra param biraz artmıştı hızlı gitmem gerektiği için tekrardan önüme çıkan taksiye binmiştim. Acaba babam beni soruyor muydu? umarım çok sinirlenmemiştir yoksa her şeyi mahvederdi. 18. yaşıma gireli baya oluyordu bu yüzden kendime güvenerek bu kararı vermiştim. Kesinlikle kaçacak ve kurtulacaktım. Beni öldürme pahasına bile olsa kaçacaktım. Eğer böyle bir olay olmasaydı kaçmayı hiç düşünmezdim bile. Madem beni okutmuyor bende kaçacaktım. Umarım planlarım suya düşmezdi. Korkarak almıştım bileti hemen eve gitmeliydim.
Eve vardığımda babam uyuyordu. Annem sen gittiğinden beri uyuyor demişti. İçime su serpilmişti. En zor kısmını atlattığımı düşünerek rahatladım.Babamın uyuduğunu duyduktan sonra o rahatlıkla Bernaya gidecektim her şeyi anlatacaktım. En yakın arkadaşımdı her şeyi bilmeye hakkı vardı. İçimden bir ses acaba güvenmeli miyim diye düşündüm. Ama haber alamazsa ortalığı yıkardı. Evlerine hızlı hızlı yürüdüm varmıştım sonunda.
Evlerine gittiğimde her zamanki gibi şaşırdı çünkü benim babam katı kuralları vardı. Bana çok saçma geliyordu ama babam sözünün üstüne söz istemezdi.
Babamdan beklenecek bir hareketti alışmıştım artık.Daha sonra acelem olduğunu bir şey söyleyeceğimi ve çok önemli olduğunu belirttim.
Hemen içeri davet etmişti. Ve ilk başta üfleye püfle anlatmakta zorlandım nasıl başlayacağımı bilmiyordum.
Berna bu sessizliğe bir son vererek "Hadi kızım çatlatma beni noldu anlatsana?" diyerek çıkıştı.
"Biliyorsun.. babam beni zorla evlendirecek hiç bilmediğim insanlara verecek beni ailesini de hiç sevmedim çok tuhaflardı. Ben geleceğimin bu denli heba olmasını gerçekten istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı
Teen FictionAlya Gök, henüz 18 yaşında bir kadındır. Babasından gördüğü eziyetler sonucu kızının işe yaramaz olduğunu düşünür ve kızını evlendirmek ister. Alya direnip kurtarıcısı ile karşılaşacaktır. Alyanın geçmişi ve bilmediği şeyler gün yüzüne çıkacaktır. B...