Yeni başlangıçlar...
Yeni heyecanlar...
EFNAN
" Bu dünyada bizi hep en sevdiklerimiz yalnız bırakır. "
Okuduğum kitapta hayatımın kısa bir özeti olan cümlenin altını kalemle kaçıncı kez çizdim bilmiyorum. Dakikalardır aynı cümlede takılı kalmıştım.
Hayatım paramparça olmuştu, yaşıyordum ama sadece beden olarak. Ruhum ise herkes gibi bırakıp gitmişti vücudumu.
Daha bir ay öncesine kadar mükemmel bir hayatım vardı. Ailem vardı ve ben mutluydum.Babam yaptığı trafik kazasında ölmüştü. Sadece bir hafta sonra annem kolunda bir adamla gelip biz evlilik kararı aldık deyince resmen kararan dünyam zifiriye bulanmıştı. İlerleyen zamanda İzmir'deki evimizi bırakıp İstanbul'a gelmiştik. O adamın evine. Daha doğrusu onlar o adamın evine ben ise onlara yakın olan bir eve gelmiştim. Yeni okul, yeni ev, yeni bir hayat. Annem o adamla ilgilenmekten beni unutmuş durumda, evim evlerine yakın ama aramızda dağlar varmışcasına uzaktayım. Şu bir ayda toplasan iki kere görüşmüşüzdür.
Benim sadece babam ölmüştü ama ben annemide kaybetmiştim." Efnan, hadi gelmiyor musun? "
Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Gamzeyle göz göze geldim. Geldiğim yeni okuldaki arkadaş diyebileceğim tek kişiydi.
" Hıı "
Dalgınca anlamadığımı belli edercesine bir ses çıkardığımda elini omuzuma atıp konuşmaya başlamıştı aynı zamanda yerimden kalmamıda sağlamıştı.
" Oo ooo sen iyice dalmışsın. Okul sahibi geldi konferans salonunda konuşma yapacak. Orada olmamız lazım. "
Bir okul sahibi eksikti gerçekten.
" Tamam, sen git bende lavaboda elimi yüzümü yıkayıp geleyim. "
Kolidora çıktığımızda tamam deyip salonun olduğu yöne gitmişti. Bende çokta uzak olmayan lavobaya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Ayndaki suretimle göz göze geldiğimde solgun yüzüm beni karşılamıştı. Toparlanmaya çalışsamda olmuyordu.
Lavabodan çıkıp konferans salonuna gelip kapıdan içeri girdiğimde yoğun bir gürültü karşılamıştı beni. Büyük salon neredeyse dolmuştu. Gözlerim koltuklarda Gamzeyi görme umuduyla gezintiye çıkmıştı. Ben ne kadar arkalara baksamda en ön sırada tam konuşma kürsüsünün önünde oturup bana el sallayan kızla rahatsızca gülümsedim. Arkalarda birkaç boş koltuk varken neden öne geçer bir insan.
Baştaki koltukların önünden geçip Gamzeye doğru ilerlerken ayağımın takılmasıyla neredeyse düşme noktasına gelmiştim. Kafamı yan tarafa doğru çevirdiğimde sevimlice gülmeye çalışan ama daha çok sinsilik barındıran suratla bana bakan Sinemle zaten bozuk olan sinirlerim iyice gerilmişti.
" Ne yapıyorsun ya? Çeksene kızım ayağını."
Sinirle konuşmamla kaşlarını çatıp konuşmaya başlamıştı.
" Ne yapıcam ya sen önüne bakıyorsun diye suçlu ben mi oluyorum? "
Gevşekçe ve ayağıma bilerek çelme takmamış gibi konuşması çok kanıma dokunmuştu. Ayrıca bu ilkte değildi. Ortada bir sebep yokken okula ilk geldiğim günlerde salak saçma hareketler sergilemişti. Başta bir şey söylemeyin görmezden gelmiştim ama olmuyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
ChickLit" Sencede dünya tek başına yaşamak için fazla ürkütücü değil mi Papatya? " Paylaştığım fotoğrafa anonim bir hesaptan yazılan yorum tek başıma yaşadığım hayatımda beni korkutmaya yetmişti... Yarı texting bir kitaptır..