Selam! Uzun bir aranın ardından yeni bölümle beraberiz. Olayların çok kızışacağını şimdiden söylemek istiyorum. Bölüm sonunda konuşacağım. İyi Okumular:)
11.Uçurumun Kenarında
Bunca yaşanan şeye rağmen, bunca acıya rağmen ben yine ona koştum. Onda soluklandım ve onun omzunda huzuru buldum. Seviyorum ve bunu tüm benliğimle haykırmak istiyorum. Bir kez olsun bende bu dünyadan uzaklaşmak ve sorumluluklarımdan kaçmak istiyorum. Ben sevdiğim adamın sesinde huzuru tatmak istiyorum. Belki büyük bir hataydı. Belki de kocaman bir yanlış ama ben yanlış olan o yolu yine de onunla yürümek istiyorum. Çok mu şey istiyorum, bu hayattan? Sadece bir kerecik bende mutluluğu en derinden yaşamak için aklımı susturuyorum, çünkü başka türlüsünü bilmiyorum. Başka türlüsü uçurum... Başka türlüsü sürüklenmek... Hayat, tüm şanslarımı elimden alsa da ben yine de mutlu olmanın bir yolunu buluyorum.
Ellerim onun sımsıcak ellerinde kütüphaneden birlikte çıkıyorduk. Gözlerim onun gözlerinde yaşamanın tadına varıyordu.
Hatalar bizi birbirimizden ayırdı ama şimdi yaptığımız hatalar bizi tekrar bir araya getirdi. Hatalarımla, doğrularımla her şeyimle ben onu istiyorum. Sürükleneceğimi bile bile ben ona koşuyorum.
Kalbimi attıran adama teslim oluyorum. Güvendiğim tek liman onun o sımsıcak kolları olsun istiyorum.
Durdum ve Aras'a doğru döndüm. '' Birbirimizi her ne olursa olsun, bir daha asla bırakmayalım,'' dediğimde Aras'ın gözlerindeki ışıltı parladı ve yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.
İki elimi de tutarak dudaklarına doğru yaklaştırıp hafifçe öptü. Bu bile benim heyecanlanmam için yeterliydi.
'' Bir daha asla bu elleri başkası böylesine öpemeyeceğine ve seni ömrümün sonuna kadar seveceğime yemin ederim.''
Gözlerime yaşlar ulaştığında mutluluktan ağlıyordum. O kadar mutluydum ki sanki bu dünyadaki tek kadın bendim ve Aras bana böylesine büyük bir sevgiyle bağlıydı.
Tam bir şey söyleyeceğim sırada telefonum çaldı. Cebimdeki telefonu çıkarıp baktığımda arayanın Mehmet olduğunu gördüm ve yaşanan olay aklıma geldi. Pelin ve Hale merdivenlerden yuvarlanmıştı. Kalbim büyük bir korkuyla atıyordu. Elimi kalbime doğru götürdüm. Aras, elimdeki telefonu alarak açtığında küçük bir konuşmadan sonra '' Kim?,'' dediğinde sesi acıyla doluydu.
Birkaç saniye sonra telefonu kapattı. Gözlerinde yaşlar vardı. '' Ne oldu? Herkes iyi değil mi? Kimseye bir şey olmadı.'' Tek bir kelime bile etmedi. '' Konuşsana, lütfen. Herkesin iyi olduğunu söyle.''
Aras, boğuk bir sesle '' Pelin...'' dediğinde ne olduğunu anlamıştım. Olamazdı, ölmüş olamazdı. İlk defa bir dostum varken onu da kaybetmiş olamazdım.
1 Ay Sonra
Ne kadar zordu, yaşamak? Sevmek zordu ama sevdiğini kaybetmekten daha zor bir şey olamazdı. Çünkü bilemezsin, nasıl hayatına devam edeceğini bilemezsin.
Onsuzluk öyle bir boşluk bırakır ki yüreğinde ölmek bile daha iyi bir yol gibi gözükür, yaşamanın aksine.
Ellerimde tuttuğum çiçeklerle onun mezarındaydım. Başımdaki siyah şalla sanki içimdeki acıyı kapatmak istiyordum. Tam benim de bir dostum var dediğinde hayat yine onu benden almıştı.
Mutluluk bana haram mıydı? Neden tek bir kere mutlu olduğumda ardından bir yıkımla karşılaşıyordum? Ölüm, sonsuz bir sessizlikse ben neden yaşıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynanın Görünmeyen Yüzü
Teen Fiction" Aynalar kırıldı. Cam kırıkları, çocukluğumuzdaki yaraları daha da deşti. "