Okyanus-Adamlar
6patlar-Son Feci BisikletMesajdan sonra sabırla beklemeye başladım. Odaya geçip üstümü değiştirdim. Normal düzgün bir pijama takımı geçirdim üstüme. Ev dağınıkmış gibi topladım. Neden bilmiyorum ama içim öyle istedi.
Zil çaldı. Elimdeki bardağı son anda düşürmekten kurtardım. Şanslıydım ki bardağı yere düşürüp kırmamış, rezil olmamıştım.
Sakince gidip kapıyı açtım. Karşımda elinde poşetlerle sevimli mi sevimli, yakışıklı mı feci yakışıklı bir bey duruyordu. Ona bakarken saniyelik de olsa düşündüm. Ben ne ara bu kadar aşık olmuştum ki? Aşk mıydı? Yoksa saçma bir heyecan arayışı mı?
Fazla düşünmek istemedim. Anı yaşamak istedim. Ulaş'ın boynuna atladım. Önce saçlarının arasına öpücük bıraktım. Ardından geri çekilip güzel dudaklarına. O da öpüşüme benim aksime sakinlikle cevap verdi.
Geri çekildik. Gözleri dudaklarımda, gözlerim gözlerindeydi.
"İstediğin kahveyi aldım. Birkaç bir şey daha aldım. Vee," deyip kollarımın arasından geri çekildi. Bende sakince ve huzurla ne diyeceğini bekledim. Poşetin içinden ince bir şiir kitabı çıkardı. "Açık bir sahaf buldum. Dedim bu gecenin hatrına bence Neşe hanıma şiir okumalıyım." Durdu gözlerime, gözlerinin içi gülerek baktı. Bende güldüm ve o an ikimizinde yanakları kızardığına yemin edebilirdim. Ve o güzel dudaklarından o cümle döküldü.
"Göğsümde sana şiir okumama izin verir misin?" Güldüm hemde kahkahalarla. Cevabımı sözlerimle vermek yerine gülüşümle ve boynuna kondurduğum öpücükle vermeyi tercih etmiştim.
İçeri geçtik. Önce sokak sokak aradığı o kahveyi yaptım. Yanına aldığı çikolatalar ile birlikte sohbet eşliğinde içtik. Sohbetimizin teması ortak zevklerimizdi aslında.
En sevdiği şey kitap okumaktı, Ulaş'ın. Onun için bir ihtiyaçtı. O anlattı okuduğu kitabı. Bende uzun uzun dinledim. Bu terslikte bir biz vardık. Arada sözlerini bölüyor da olsam dudaklarında soludum. Bölmeme rağmen asla kızmadı. Anlatmaya gülmeye devam etti.
Ben bu adama boşuna aşık olmamıştım.
"Uykun geldi mi? Veya sıkıldın mı? Çok konuştuysam özür dilerim." Güldüm. Parmaklarımı güzel yüzüne uzatıp okşadım.
"Ulaş..."
"Efendim?"
"Sen hiç susma. Buna o kadar ihtiyacım var ki... Sussan sanki geçmişimde ve geleceğin belirsizliğinde kaybolacağım." Sözlerim onu mutlu etmiş olsa gerek. İçimi hoş edecek şairane bir şekilde güldü. Avucuma öpücük bıraktı.
"Geçmişini kurtaramam ama geleceğin belirsizliğinde birlikte kayboluruz."
"Kaybolur muyuz sahi?"
"Kayboluruz sahi."
Ve o gece onun kollarının arasında, onun dudaklarından çıkan şiirle huzurlu bir uykuya daldım. Ulaş şairane bir adamdı. Çünkü onun sayesinde ilk kez karanlıktan korkmadan yatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Sonsuz Neşe -Texting-
Short Story"Ulaş," "Efendim?" "Kalbine giden yol neyden geçiyor?" "Kalbime giden yol Neşe," Yüzünden eksilmeyen tatlı gülüşüyle saçımı kulağımın arkasına attı. "Seni istemekten geçiyor."