32.

55 5 0
                                    

(SAFIR)

"GÜNYAAZ"

Nerde lan bu.

"GÜÜÜNYAAAZ"
"Safir ne bağırıyon öyle "

Aniden görüş alanıma giren Koray la bütün dikkattim dağılmıştı.

"Eegm Koray?"

Karşımdaki Albino dümdüz saçlı, menekşe gözlü ve bir gözünü görevlerden birinde kaybetmiş biriydi. Yinede bu gözünü saklamak için hiç uğraşmıyordu.

"Merih'i görmüş olabilir misin?".

Elini çenesine yerleştirip düşünmeye başladı

"Gördüm."

Kafamı salladım

"Vee nerde?"

Omzunu silkti

"Müzemizde"
"Eeh pekii sagol?"
"Sorun değil."

Karşımdaki iletişim kurması zor bir insandı.
.
.
Koray bana müzede demişti vee bende soluğu müzenin karşısında almıştım.

'Müze' bizim tesisin yada şirketin, bütün önemli ve yetenekli kişilerin, eşyalarının ayrıca ileri düzey bir teknolojiyle yapılmış kendilerine tıpatıp benzeyen robotlarının. Sergilendiği yalnızca tesis çalışanlarına, yani bize açık bir müzeydi.

Genelde, tesise yeni gelmiş askerlere gezdiriliyordu bu müze.

İçeri girdim, ama beklediğim gibi Firas'ın yanında bulamadım onu.

"MERİİH"
"Şşh!"

Arkamı döndüm,

"Merih?"
"Burda bağırmak yasak safir? Unuttunmu?"

Ona doğru yürüdüm.

"Neden burdasın? "

Başını yere çevirdi

"Evren komutanı hatırlıyor musun Safir?"

Gözlerimi hafif daha fazla açıp ona baktım

"Tabi, Şimdiki komutanımızın çavuş ve çavuşumuzun sade er olduğu zaman,?"

Başını salladı.

"O da Firas'la aynı görevde öldü. Onun robotuna bakınca, bilmem garip hissettim."

Gülümseyip ona doğru bir adım attım ve elimi omzuna koydum.

"Bir bakalımmı?"

O da gülümseyip başını salladı, yürümeye başladı.

Komutan tarafına hiç gitmemiştim daha önce. O yüzden onu takip ediyordum.

Bir kapıyı açıp içeri girdi.
Büyük bir odaydı ve aslında korkutucuydu biraz. Düşününce ne çığlıklar dönmüştü bu odada, ama burdaki bütün robotlar gülümsüyordu.

Bakır rengi saçları olan adamı görünce o da bende durduk. Kahve gözlüydü ve samimi bir şekilde gülümsüyordu.
   Saçlarını sol tarafa doğru taramış ayrıca gayet yakışıklı bir adamdı.

"Ee neden garip hissettin?"

Sağ yanına bakıp başka bir robot için boş bırakılan alanı gösterdi.

"Düşününce garip yada değil bilmiyorum ama, acaba şurası bizim komutan için mi ayrılmış?"

"Günaydın Gençler! "

Onun sesini önümüzdeki robotun sesi kesmişti.
  Bu robotlar, ileri bir teknolojiyle yapılmış , genç askerlerin eğitiminde kullanılıyordu. Bazıları yalnızca kendi geçmişini anlatıyor, bazıları dövüş eğitiminde bile kullanılabiliyordu.

"İsmim Evren Akkuyu, iki yıl önce, 28 yaşında katıldığım zorlu görevde hayatımı kaybettim. Bana sormak istediğin birşey varmı?"

"İki yıl önceki görevi anlatır mısın?"

"Komut alındı. "

Gözleri hafif oynadı

"Soruyu soran kişi Safir Sarabi. İki yıl önce göreve giden kadronun içindeydi. Yaşamana sevindim. Safir."

Benim bile bilmediğim soyadımı biliyordu. Daha ne biliyordu acaba?

"Yanındaki Merih Akça. Göreve giden kadronun içinde o da vardı. Seni de görmek güzel Merih."

.

"Görev, iki şirket ve bir iş adamını kapsıyordu. Adam, elinde siyah iş çantasıyla gelen Cemal Ömer Edirne. İkinci şirket- karşı takım.

Plan, 4 kişilik ana kadro ve 126 kişilik yan kadroyu kapsıyordu. 2 si kız, 2 si erkek olmak üzere, 4 kişilik takımda, Evren Akkuyu, Bora Karacam, Aren Değirmenci ve Elif Güllü. Bu dört kişiden 2 si hayatını kaybetti. Elif Güllü ve Evren Akkuyu.

Geriye kalan 126 kişinin 85 i karşı takım tarafından imha edildi. Karşı takımdan katılan 98 kişi ana takım tarafından imha edildi.

Görevin kısaca özeti, iş adamı içinde çip olan sıvıyla kaçtı. Tesisteki Evren Akkuyu, Elif Güllü ve Firas Göktepe gibi önemli kişilerin ölümü, ayrıca o zamanlar çavuş olan Aren Değirmenci ve Görevdeki en başarılı Sade er Bora Karacam mevki atladı."

"Nasıl yani?"
Evet. Konuşan benim.

"Ne oldu?"
"Hem 4 kişilik ana takımda 2 kız 2 erkek var dedi, hemde 3 erkek ismi saydı?"
.
.
.
_______________________________

Günaydın💍

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin