Felix ilk defa alarmının kulak tırmalayıcı sesini sevmişti. Bu gün Hyunjin ona kahve ısmarlayacaktı. Felix mutlu mutlu özenle seçtiği üstünü giyindi ve evden dışarıya attı kendini. Normalde yarım saat olan yolu belki heyecandan on beş dakikada gelmişti. Etrafın canlı kokusu ve kuş cıvıltıları kulağına oldukça hoş bir melodi olarak gelmişti.Yeşil temalı, süslü ama zarif bir kafeydi Hyunjin'in önerdiği yer.Kapıyı açarken çıkan zil sesini dinleyerek yerine oturdu Felix. Garson geldiğinde ona birini beklediğini ve şu an sipariş vermeyeceğini söylemişti. Çok geçmeden artık karşısında Hyunjin vardı. Felix nefes alışlarını ve kalp atışlarını düzenlediğinde sonunda Hyunjin'e bakabilmişti. Üzerinde kısa kollu siyah bir tişört ve yine aynı renkte kot bir pantolon vardı.
Hyunjin
Çok bekletmedim değil mi?Felix
Hayır, bende yeni geldim sayılır.Hyunjin
Otobüsü kaçırınca koşarak gelmek zorunda kaldım.Felix
Koşmanıza gerek yoktu, ben beklerdim.Hyunjin
Felix, lütfen samimi konuş, resmi konuşman biraz garip hissettiriyor.Felix
Ah, tabi.Hyunjin
Sipariş vermedin mi?Felix
Sen gelmeden vermek istemedim.Hyunjin eli ile garsona işaret etmişti. Felix delice atan kalbini susturmakla meşguldü. İlk defa birinin karşısında bu denli heyecan yapmıştı. O kadar heyecanlıydı ki Hyunjin'in dediklerini bile duymuyordu.
Hyunjin
Felix iyi misin?Felix
Ha- Evet iyiyim.Hyunjin
Ne içersin.Felix
Latte.Hyunjin
Latte ve machiato alalım.Çok geçmeden garson kahveleri getirmiş, masaya bırakmıştı. Felix lattesini almış ve kendi aleminde gezinmeye başlamıştı. Çok kısa bir süre içinde bu oğlanı nasıl bu kadar sevmişti? Nedense sanki onu Hyunjin'e çeken bir el vardı. Rüzgar karşı karşıya gelip, gözlerinin birbirini izlemesi için esiyordu.
Hyunjin
Bizi nasıl keşfettin? Merak ediyorum da.Felix
İnstagramda gördüm ve şarkılarınız hoşuma gitti.Hyunjin
Umarım bir gün daha çok hayranım ile konuşabilirim.Felix
Başarabileceğinize eminim.Hyunjin Felix'e sıcak bir gülümseme bırakmıştı. Sadece bir gülümseme Felix'in beyninde olan kaosu körüklemişti. Felix içindeki sessizlik ile boğuşuyordu. Sormak istediği sorular firar etme yolunda dudaklarına kadar gelip geri dönüyordu. Hyunjin bu durumu fark etmiş iç sesiyle söyleyeceklerini sıralamıştı.
Hyunjin tam konuşmaya başlayacağı sırada kulaklarını kendisine yabancı olmayan telefon sesi doldurmuştu. Müsaade istemiş ve bir kaç adım öteye gidip telefonu açmıştı.
Hyunjin'in yumuşak yüz ifadesi bir anda değişmişti. Endişeli görünüyordu. Felix kahve bardağını incelerken Hyunjin'in gelmesini bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus ~ Hyunlix
Fanfiction"ikimiz dalgalar gibiyiz Felix. İnsanların arzu ve istekleri ile bir oraya bir buraya savruluyoruz. Açtık yelkenlerimizi ama bir rotamız yok, nereye sürüklenirsek oraya gidiyoruz. Okyanusa benzetiyorum insanları. Herkes bir okyanus ve içinde balıkla...