HERALD

118 39 10
                                    

Canlanıyordu. Gözlerimde geçirdiğimiz anlar canlanıyordu. Gülüşü ,kıpırtısı,heycanı... Bana bir daha kimse "Şanslı Pislik" demeyecek. Kötü günümde halimden anlamayacaktı. Lucas'a fena halde kızgınım. Suzie ne kadar çok öldürmesini istesede o yapmamalıydı.
"Jennifer üzgünüm. Sen uyurken fenalaştı. Yaraları kanamasını artırdı. Çarem yoktu. Ölmek için yalvarıyordu. Üzgünüm..."
Ağlıyor Suzie'nin yanağındaki soğukluğu içimde yaşıyorum. Onun hasta bir kardeşi var. Ona nolacak? Yaşama bağlayan tek varlığını kaybetti. Cidden soruyorum nolacak? Lucas bunun bedelini ağır ödeyecek. Kapı açıldı. Bakışlar ımız gelen Jordan'a çevrildi
"Vayyyy bee . En yakın arkadaşını, sevdiği çocuk boğarak öldürmüş. Ne film ama ha Jennifer?"
Lucas ayağa kalktı. Elini yumruk yapıp sıktı. Jordan:
"Sakin ol adamım. Sana sürprizlerim var. Babanla ilgili bu şeyleri duymak istersin diye düşündüm."
Diyerek yanımıza oturdu.Lucas'ta aynısını yaptı. Tüm dikkatini onun diyeceklerine vermişti.
"Biricik baban Markus dün gece iflas etti. Boğazına kadar borca batmış salak. Ne hoş demi. Karısını elinde tutamadı,sonra seni,şimdide işini. Çok kötü bir baban var." Lucas Jordan'ın burnuna yumruğu geçirdi. Kanlar akıyor ama Jordan hiçbir tepki vermiyor. Ne tuhaf! Tekrar konuşmaya başladı:
" Size arkadaş getirdim. Suzie olmadı ama bu iyi gelecek. "Görevlinin arkasından Herald belirdi. Duvarlara tutunarak ona doğru gittim. Koştu ve bana sarıldı. Ben de . Saniyeler sonra birbirimizi bıraktık. Lucas sinirli bir biçimde bizi izliyordu.
"Bacağına ne oldu? Gözlerinin altıda mosmor.Burda ne yapıyorlar?"
Ona birkaç kelimeyle cevap verdim.
"Güzel şeyler değil!"
Ellerinden tutarak yere oturtdum. Suzie'ye bakıyor. Sinirli ve üzgün bir ifadeyle:
" öldü mü?"
Cevap vermedim. Gözlerimin dolmasından anlamışsa benziyordu. Lucas atıldı:
"Evet öldürdüm."
Herald bakışını ona çevirdi. Üstüne atladı. Öldüresiye dövmeye başladı. Jordan ise bunu keyifle izledi.
"Iyi halt ettin. Şimdi ben de seni öldüreceğim. "Sürünerek onlara yaklaştım. Durmaları için bağırıyordum sonuç gelmeyince daha fazla yaklaştım. Ve Herald'ı öpmeye başladım. Lucas yerde kaşı patlamış, dudağı yarılmış biçimde yatıyordu. Herald ise bana karşı koymuyordu. Mesaj meselesine rağmen. Jordan konuşmayı ele aldı:
"Çok tatlısınız. Ama miğdem bu kadar aşkı kaldıramaz. Lucas senin adına üzüldüm. Ama hayat bu. Birazdan denemeye götürmeye gelecekler. Karşı çıkarsan kat odasını boylarsın." Sert sözlerinden sonra buradan ayrıldı.
LUCAS 'TAN
Şu an denemeye götürdüklerinde nasıl acı çekmememin bir önemi kalmadı. Ilk defa aşık olduğum kişinin eski sevgilisisiyle gözümün önünde öpüşmesi kabimi kırıyor. Ona saldırmayı milyonlarca kez geçirdim. Geçirdiğim gibi tekrar sildim. Jeniffer sonunda sarı çiyanının dudağını bırakmış duvarına çekilmiş. Bu çoooook sevilen Herald'la birde ben konuşmak istedim. Kulağına eğilerek:
"Böyle bir şey asla olmasın. Tabi Suzie'nin yerinde olmak istemiyorsan!"
Hıyara bak birde pis pis gülüyor. Göz kırptı tekrar Jennifer 'ın yanına gitti.
JENNIFER 'DAN
Lucas her kese karşı kin besliyor. Jordan'a yaptıkları veye yapacakları benim için çok bir şey farkettirmez. Ancak Herald 'a zarar verecek olursa bu sefer ben birini öldürmek zorunda kalacağım. O Suzie'den kalan tek hatıram. Herald ben cansız bedene bakarken yüzümde oluşan gözyaşlarını siliyordu. Başıma omzuna koydum. Lucas'a yaptığım gibi.
"Suzie asla bizi unutmayacak. Bizde onu. Geçen günlerimizi. Şimdi toparlanmalıyız. Daha doğrusu çalışmaya başlamalıyız. Burdan çıkmamız lazım.
"Buradan çıkamayız. Denedik ama ben bacağımı kaybettim. Dışarısı dağlık,bir sürü görevli,silah,alarm ve kamera var. Buraya alışsan iyi edersin. Kat odası ve denemeyede... "Sözümü şu şekilde kesti:
"Kat odası ve denemede ne oluyor?"
"Kat odası durumlara karşı çıktığımızda yaptıkları işkencenin yapıldığı oda. Deneme ise Jordan hayvanının yaptığı uyuşturucuları bizi kullanarak test etmesi. Bize her ikisinide yaptılar. "Korku bütün yüzünü kaplamıştı. Biz konuşmaya devam ederken Lucas'ı çoktan iğnelere makinesine götürmüşlerdi. Klik sesi Herald'ın korkusunu ikiye katladı. Üç adam Suzie için gelmişti. Onu yerden kaldırırlarken haykırdım.
"Yapmayın,götürmeyin lütfen..."
Bacağımı onun bedenine ittim. Herald beni kendine doğru çekti.
"Onun için yapacak bir şeyimiz artık kalmadı. Bırak işlerini yapsınlar. Direnmeyi kestim. Gitti... Sonsuza dek...
"Onu özleyeceğim."
"Hepimiz"
Herald başımı iki elinin arasına aldı.
"Her şeyin bir sonu var. Her girişin bir çıkışı olduğu gibi. Çıkacağız buradan anlaştık mı?"
"Anlaştık!"
Ona dağa açılan kapının olduğu yerde olan bütün yolları anlattım. Herald cesur değil fakat çok Zeki. Bende buna hayranım. Konuşmamız Lucas'ın yere fırlatılmasıyla kesildi. Eskiden daha kötü görünüyordu. Gözleri daha mor dudakları daha kuru. Üzülmüyorum ona ,bedelini ödüyor. Aklımda bir soru dönüp duruyor. Olmazda hani bir ihtimal kaçarsak Lucas'ta bizimle gelecek mi? Hayır! Burada çürüsün. Çürüttüğü gibi. Zaten çıkmamız imkansız gibi bir şey. Çokta düşünmeme gerek yok. Neyse şu an yaşıyoruz. Bu lanet yerde geçmiş ve geleceği bir kenara bıraktım. Daldığım karanlık duvardan gözlerimi birkaç dakikalığına çektim. Herald'a gözüm kaydı. Yere bulduğu kömürle harita çiziyordu. Lucas ise beni izleyerek şarkı söylüyor. Herald'ın yanına çizdiği şeyin üstünü kapatacak bir biçimde uzandım. Ellerini saçımda gezdirdim. Yüzünde tebessüm oluştu. Gülümsemesini özlemiştim. Herald'a :
"Özür dilerim!"dedim içimizde küslük kalmasın diye.
"Ne için?"
"Mesaj meselesi..."
"Önemli değil sen tercihini yaptın. Sana asla bir kırgınlığım olmadı. "
"Ama yanlış tercih yapmıştım doğru olan sensin. Herkes hata yapar. "
Lucas şarkıyı kesmişti. Bizi dinliyordu. Herald:
"Sonunda fark ettiğine sevindim. Seni sevmekten vazgeçmemiştim. Hala da seviyorum. Yeni başlangıca ne dersin?"
Ona sarıldım
"Evettt..."

Kanlı Çember(Ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin