1.BÖLÜM

16 2 5
                                    

Kulenin tepesinden dışarı izliyordu. Hava dünün aksine bugün esintiliydi. Siyah saçları rüzgarla dans ederken onun safir gözlerinden hüzün akıyordu. Düşündü, geçmişten ne hatırlıyordu. Çok az, çok az şey ve de birçok şey hatırlıyordu.

 Anahtar.

 Tek hatırladığı anahtardan önce yaşananlardı.

 Ne yazık, O anahtar onun hayatını mahvetti. Belki de güzelleştirdi.

 Yine hatırlamaya çalıştı lakin hatırladığı sadece tekbir gün vardı. Anahtarı aldığı gün. Keşke dahasını hatırlaya bilsem diye düşündü ve geçmişten hatırladığı tek anısını tekrar anımsadı.

BOLU/GEREDE

12/06/2008

Batı Karadenizin soğuk ve yağışlı Haziranlarından biriydi. Sabahtan beri yağan yağmur öğleye doğru duraksadı. Camdan dışarıyı izleyen Gökay yağmurun duraksadığını görünce hızla camın önünden ayrıldı ve özenle paketlediği hediyesini alıp hızla kapıya doğru koştu.

Vestiyerden hırkasını alıp üstüne geçirdi ve annesine "ANNE! BEN ÇIKTIM." diye seslendi. Sibel Hanım oğlunun bu aceleci haline baktı ve  derin bir iç çekti. "Gamzelim, nereye böyle aceleyle?".

 Düşündü. Geçmişteki hiçbir ismi hatırlamıyordu.

 Anne dedi ve gerisi yoktu. Sonra bir sahne canlanıyordu aklında. Siyah kısa saçlı perçemleri olan 5 yaşlarında bir kız çocuğu. Gökay güldü, bu onun minik cimcimesiydi. "Noldu abicim" kız ellerini önünde birleştirerek "Abicim bağ geliyken meymeli danon alar mışın?" dedi. Kardeşi hatırladığıla tam bir danone canavarıydı. Onun için her şeyini verebilir. Kardeşini hatırlayınca Gökayın yüzünde hüznlü bir tebessüm yer etti. "Tabii alırım cimcimem hadi görüşür" diye hızla çıkıp kapıyı kardeşinin suratına kapattı. Çünkü biliyordu ki kapıyı kapatmassa kardeşi her zaman peşinden gelir.

Kolundaki saatine baktı, geç kalmıştı çillisine. Hızla yaşlı çam ağcının oraya doğru koşmaya başladı. Ağaca yaklaşığında gördüğü manzara klasikti. Yine onu sinirle bekleyen bir çilli ve geç kalmış bir Gökay. Hızla çillisinin yanına vardı. Çilli kızın öfkeli gözleri onu buldu ve kelimeleri yuta yuta konuşmaya başladı "Göklerdeki ışıl ışıl parlayan ayım nerede kaldın! " sadece sinirlendiğinde böyle konuşurdu çilli bide heyecanlandığında lakin Gökay buna takılmamıştı.

Çilli kız ona yine göklerdeki parlayan ayım mı demişti? 

Bir gün okula gittiklerinde okulda Gökaydan hoşlanan bir kız ona şiir yazmıştı ve şiirde ona ,göklerdeki ışıl ışıl parlayan ayım, demişti. İşte o gün bu gündür çilli Gökay a sinirlendiğinde onu sinir etmek için hep bu hitabı kullanırdı.

"Yaa günom biliyor musun seni ne kadar dün görsemde öyle çoook özledim ki inanamazsın. O çillerini görmeden ne hikmetse günüm aymıyor" Ve bir daha hiç aymadı. Çillinin yüzü yumuşadı. Gözlerindeki öfke sakince yerini terk etti. "Tamam Gökay. Bu seferlik affettim. Şimdi söyle baklım bana mesajlarda bahsettiği hediye ne?"





You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Hikâye NotlariWhere stories live. Discover now