MERHABA ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜLE KARŞINIZDAYIM VE YAZMAKTAN ÇOK GURUR DUYUYORUM UMARIM BEĞENİYORSUNUZDUR ELİMDEN GELDİĞİ KADARIYLA BAŞARMAYA ÇALIŞIYORUM VE DAĞA FAZLA YORUM VE VOTE ISTIYORUM SEVGINIZ VEDESTEKLERINZ OLSUN BANA YETER.( MULTIDE JACKSON HAILEE'NIN EN YAKIN ARKADAŞI VAR.)
{İYİ OKUMALAR}
" korku filmi izlemeye nedersin güzellik?"Jacsonun'un sorusuyla afallasasa kendini toparlaya bilmişti genç hailee. Nezaman korku filmi izlese korkar aynı zamanda sıcak bir kol hissetmek isterdi bedeninde. Acı dolu bedeni vicudundaki korkuyu hissettirmek istese bile korkmaz tutunduğu dalı sıkı, sıkı çekerdi kendine. Gözlerindeki küçücük umut kırıntısını jacsonun gözlerinde hissetmek istedi bir an. Bir kez birşey istiyordu hailee'den onumu kıracaktıki bu dünyada en son istediği şey yakın arkadaşlarını üzmek olurdu genç hailee'nin. "Tamam izleyelim." Jackson istediğini elde etmiş bir duruş tipiyle ayağa kalkarak odasından çıkacakken hailee ince cılız sesiye jacsonun olduğu yerde saplanmasını şağlayıp gözlerine dik bir şekilde bakmayı başarabilmişti. "Nereye gidiyorsun jackson?" Jacson ellerini kafasına götürerek düşünür bir şekilde ovuşturdu." Abime de soracağım belki oda izlemek ister hem bize'de katılır hiç fena olmaz." Hailee jacsonun bu düşüncesine gülümserken dünkü olaylar aklına geldiği an yanakları kızardı fakat sesini çıkaramamıştı. "Senin yanakların neden böye ateş püskürür bir şekilde kızardı bakıyım?" Hailee jacsonun omuzlarına yumruğunu indirirken jackson sormadım say diyerek hailee'yi geçiştirmişti. "Hadi abime soralım nedersin?" Hailee olumlu bir şekilde kafasını sallarken douglas'ın kapısının önünde buldu küçük ve korku dolu adımlarını. Jackson hafif bir şekilde kapıya tıklatarak cevap beklemeye koyuldu. Yine görecekti işte onu içindeki heyecan tarif edilmez bir şekilde çoğalırken vicudundaki kan akışın fazla olması miydesini bulandırdı hailee'nin. Bu heyecan neyin nesiydi? Yoksa... yoksa yaşanan tüm olaylar yüzünden utandığı ve bu hissin baş gösterdiği bir heyecanmıydı bu? Evet dedi kendi kendine bulmuştu işte bu heyecan verici olayların eksiğini. "Gir." Sesini duymasıyla yerinden sıçradı genç hailee. Okadar derin düşüncelere dalmıştıkı ne oldu ne bitti hiçbirini anımsayamamıştı tiz kulakları. İçındeki heyecanın etkisi yola koyulmuşken yavaşça araladı kapıyı. Jacson hailee'yi hafifçe itekleyerek abisine doğru ilerledi. Douglas'ın gözlerindeki o soğukluğu kendi bedeninde hissetmişçesine irkildi hailee. Jackson'un gözleri ikisi arasında gidip gelirken sorucağa soruya odalanmış abisi douglasa doğru ilerlemeye devam etmişti." Biz korku filmi izlemeyi düşünüyordukta eğer sende istersen gel onu diyecektik." Abisi douglas gözlerini hailee'ye çevirerek iğneleyici bir tonda." Neden olmasın." Diyebilmişti. Hailee titrek nefesleriyle etrafı incelerken dağa fazla dayanamayacağını anlayarak aşağıda bekleyeceğini belirtmişti. Ellerinle yüzünü kapatarak sakinleşme çabalarını denerken miydesinin hala ve hala bulandığı hissedip kusma isteğinin çoğaldığını varsayarak yok etme çabasıydı. Korku filmi izlemekmi? Ahh korku filmleri dedi kendi kendine. Korkuyordu işte neden hala kimse anlayamamıştı bu içten duygusunu? Yavaş adımlarıyla siyah deri koltuklardan birine oturarak ellerini rahat bir şekilde çenesine yasladı. Jackson rahat bir şekilde film çekerken gözlerini douglas'a çevirdi. Soğuk ve nefes kesici görünümüyle etrafı incelerken yaptığı göz alıcı durumu farkına varmayıp kendini gizleyen bir adam. Evet dedi kendi kendine kesinlikle bu adam gizemliydi. İçine kapanık kendi kararlarını doğru seçen soğuk bir adam. Gülümsedi genç hailee. Bu durum ciddiyetini fazlasıyla üstlenirken gözlerini jacksona çevirdi. Elindeki filmi hailee'ye sallarken sinsice sırıtmayıda bir kenarında gizlemiş bunu saklamayada çalışır gibi de bir hali yoktu. Douglas'ın sesi kulaklarında çınlarken ilk defa sesini duyarmışçasına tüm bedeni alev aldı. Bu adamdan kesinlikle ama kesinlikle korkuyordu." Bence elindekini izleyelim jackson korku kapanını oldum olası sevmişimdir." Hailee işin ciddiyetini anlamamış bir şekilde yerinden sıçrarken." Asla ama asla korku kapanını izlememmmm." Douglas sinsice hailee'ye tebessüm ederken hailee jacson tarafından yerine geri oturtulmuştu." İzleyeceksin küçük hanım." Jacskon hailee'yi uyarır bir tonda douglas'ın yanına itekleyerek oturttu. Hailee'nin içindeki kelebekler kıpır kıpır uçuşurken yüzünü saklamayı denedi. Bu korku verici vakitler hailee'yi rahatsız ederken film başlamıştı. Jackson hızlıca hailee'nin yanına yerleşerek, sessizce film'i izlemeye koyuldu. Hailee korkmama isteğini dışarı salmaya çalışırken cesaretli bir şekilde gözlerini televizyona çevird. "Ayy." Diye bağırdı birden bire. İki sinsi göz hailee'nin üzerindeki gidip gelirken jackson film'i izlemeye devam etti. Douglas'ın gözleri hailee'nin üzerinde gezinirken, genç hailee rahatsızca yerinde kıpırdandı. Hala mı bakıyordu? En sonunda dayanamayıp douglas'ın kulağına eğildi." Neden beni seyrediyorsun." Sesi fısıltıdan ibaret çıkarken douglas'ın nefes kesici sesini kulaklarında hissetti." Bu seni ilgilendirmez." Sesi okadar korkutucu çıkmıştıki genç hailee yerinden sıçrayarak film'i izlemeye geri koyuldu. Neyseki jackson birşey görmemişti.
***
Sonunda film'i biterebildiklerinde derin derin nefesler alarak duvara tutundu genç hailee. Okadar bunalmış ve korkmuştuki kime anlatsa derdini anlayacak kimsenin olmadığını hissedebiliyordu. Yavaşça ayağa kalkarak jackson'un kulağına eğildi." Ben gitsem iyi olacak saat geç oldu." Jackson düşünür gibi yaparak hailee'ye şarılmış kararının doğru seçim olduğunu doğrulamıştı. Adımları kapıya doğru ilerlerken kulaklarında dolan o müthiş şarkıyı hissetti içinde ağzını açarak bağra bağra söyemeye başladı şarkının o müthiş sesini.
You're the light, you're the night
You're the color of my blood
You're the cure, you're the pain
You're the only thing I wanna touch
Never knew that it could mean so much, so much
Şarkının o müthiş sesi bedenini harikete geçiriren küçücük ellerini bedenine yasladı genç hailee. Jackson buğulu gözlerle arkadaşına izlediği an nekadarda güzel olduğunu düşündü aklında. Douglas ifadesiz bir şekilde hailee'yi seyrederken bedenini duvara yaslayıp izlemeye devam etti.
You're the fear, I don't care
Cause I've never been so high
Follow me to the dark
Let me take you past our satellites
You can see the world you brought to life, to life
So love me like you do, love me like you do
Love me like you do, love me like you do
Touch me like you do, touch me like you do
What are you waiting for?
Fading in, fading out
On the edge of paradise
Every inch of your skin is a holy grail I've got to find
Only you can set my heart on fire, on fire
Yeah, I'll let you set the pace
Cause I'm not thinking straight
My head spinning around I can't see clear no more
What are you waiting for?
Hailee utanmıyor ilk defa ama ilk defa iliklerinde hissediyordu bu duyguyu okadar müthiş bir histiki bu sahne hiç bitmesin,hiç gitmesin istiyordu. Bu hissi tattığı andan itabaren.
Love me like you do, love me like you do
Love me like you do, love me like you do
Touch me like you do, touch me like you do
What are you waiting for?
Yeah, I'll let you set the pace
Cause I'm not thinking straight
My head spinning around I can't see clear no more
What are you waiting for?
Love me like you do, love me like you do
Love me like you do, love me like you do
Touch me like you do, touch me like you do
What are you waiting for?
Bitmişti işte. Son bulmuştu şarkının o güzelliği. İşte o an hayat durdu hailee için. Ozaman kalbinin acısı yok oldu kayboldu biran. Ozaman hissetti bedenindeki zarif ve ıslaklığı." Hailee nefes kesici görünüyordun." Jackson'un bu sözleri utanmasına sebep olurken eve gitmesi gerektiğini belirtip oradan ayrılmıştı. İlk defa gizli bir yanı olduğunu çözebilmişti hailee. İlk defa eksik bir yanını dans ile tamamlamıştı. Evin önüne vardığında anahtarını cebinden çıkararak kapıyı açtı. Annenanesi maria hanım hailee'ye doğu ilerlerken dedesi pater bey arkadan seyrediyordu genç hailee'yi. "ANNEANNE yorgunum ve odama çıkıp dinlenmek istiyorum." Anneannesi maria hanım olumluca başını sallarken peki diyebilmişti. Hailee öpücük ve iyigeceler dileklerini diledikten sonra odasına çıkmayı başarabilmişti. Üzerindekileri çıkararak banyoya doğru ilerledi genç hailee. Diş macununu fırçasına götürerek bir güzel sıkarken iyice temizlenene kadar dişlerini fırçaladı. Musluğu açarak ağzını duruladıktan sonra rutin işlerini halledip odasına geri döndü. Uykusu bedenini eli geçirirken yatağına girip üzerini örttü. Douglas'ın soğuk yanını çözmeye çalışırken gözleri kapanmıştı bile...
