Flash Back
"Jay peki hiç öfkeni korumak istediğin bir zaman oldu mu?"
"Ben öfkemden, ondan hiç kaçamadım onun yüzünden kimseyle konuşamadım bile, bu yüzden kendimi hep diğerlerinden geri tuttum.
Ama bunu onları önemsediğim için yapmadım ki, hiç kendimi onlara yakın hissetmedim.
Tek bir arkadaşım bile yoktu, arkadaşlık fikri yaban geldi.
Ben ne onu koruyabileceğim biriyle tanıştım, ne de onu koruya bileceğim zamanı öğrendim.
Onun yerine kendimi etrafa kapadım, ama babam bana hayatı öğretirken böyle söylemeişti ki"
Flash Back EndEvet öfkemi saklıyabileceğim kimsem olamıştı, ama şimdi o hiç bana kırılmasın istiyorum.
Yoksa bu da bir korku hissi mi? Ona karşı hisslerim mi var aptal insan?!"Hey Jay sen misin?"
"JUNGWON"
"İnanamıyorum en son kaçtığından beri seni ilk kez gördüm,
saçlarını boyamışsın"
"Ne yani depresyona giren isanlar böyle yapmaz mı?"
"O saç kesmek aptal" Önümde sakince gülerken çok mutluyum ama bunu ona gösteremeyecek kadar duygusuzum.
"Jay sen hiç gülmez misin"
"Jungwon sana bir sır verebilir miyim? Benim durum duygu bozukluğum var"
"O da ne?"
"Bir sonraki tennefüste konuşsak, şuan geç kalıyoruz"
"İkimizin dersi de beden değil mi bence kaçmalıyız"
"Benimle zaman geçirmek ister misin?"
"Ellbete uzun zamandır senin gibi bir arkadaş edinmemiştim, seni sevdim" Arkadaş dedi bana, sanırım bende onu sevdim...
"Jay yine nereye daldın yine, bak seni nereye götürücem" Gerçekten patileri varmış gibi yürüyor, sanki bir kedi.
"Şimdi bana anlatabilirsin değil mi?"
"Ben aynı öfke dolu bir taş gibiyim kimseye gerçek duygularla yaklaşamıyorum tek yapabildiğim şey onları kırmak"
"Nasıl yani hiç mutlu olamıyor musun?"
"O duygunun nasıl bir şey olduğunu hiç öğrenmedim ki"
"Mesela senin hoşuna giden bir haber duyunca ya da bir şey alınca mutlu olursun çünkü onu seviyorsun"
"Öyle birini görünce de mi"
"Evet aynen öyle"
"O zaman seninleyken hep mutluyum Jungwon" Yine sakince gülmeye başladı, o böyleyken daha mutluyum.