Yaşadığım panik ve kaostan sonra uyandığım odaya geri dönmüştüm. Şuan için beklemekten başka çarem yoktu burnumu bazı işlere sokarsam ölebilir veya yaralanabilirdim. Daha fazla stres, sıkıntı istemiyordum tek istediğim normal ve mutlu bir hayattı. Korkuyordum daha kötü ne olabilir diye içimden geçirdim yaşadıklarım şaka gibi gelse de değildi. Film gibi hayatım vardı ve bu hayatımı bu hale getiren bendim. Ya kalıp orda evlenecektim ya da risk alıp mutlu olacaktım. Risk almak daha mantıklı geliyordu ve Murat'ı gözüm hiç tutmamıştı.
Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da bizim evi ve Bernayı merak ediyordum. Telefonum olmadığı için iletişim asla sağlayamıyordum. Onlar adına gerçekten üzülüyordum. Bazen kaçmak bencilce geliyordu çünkü şuan benim yüzümden başlarına bir şey gelmiş olabilirdi. Babamın siniri hiç geçmezdi.
Oturduğum yerde sıkıntılı bir şekilde kalkarken silah sesleri hala devam etmekteydi. Cama usulca yaklaşıp aradan bakmayı denedim. Çok fazla göremesemde ismini dahi bilmediğim adama gözüm kaymıştı. Yanında bir sürü adamı vardı ve çatışmaya devam ediyorlardı.
Siyah giyinimli birçok adam görmüştüm.
Onlar beni arayan adamlar olabilir miydi? Benimle alıp veremedikleri neydi?Kalbimin sesini duyabiliyorken elim ayağım titremeye başlamıştı. Korkarak camdan çekildim silah benim olduğum tarafa gelebilirdi. Siyah giyinimli adamın kafasını benim olduğum yere çevirdiğini farkettim.
Bunun ardından benim olduğum odanın camı patlamıştı. Erken davranmasaydım şuan ölecektim. Hiçbir şey yapmamaya karar vererek beklemeye başladım.Bir süre sonra silah sesleri yerini sessizliğe bırakmıştı.
O adam hala gelmemişti endişelenmeye başlamıştım.
Bir anda ayak sesleri duymuştum saklanmak ve saklanmamak arasında kalmıştım. Hiçbir şey yapmadım çünkü öleceksem her türlü ölürdüm. Kaçışım yoktu.
Ardından kapı açıldı ve adını bilmediğim adam gelmişti. Omzunu tuttuğunu yaraladığını anlamıştım. Omzu kan içerisinde tutmaya başlarken bana hızlıca dönüp
"Acilen toparlan çıkmalıyız. Sana bahsettiğim adamlar bizi bulmuş. Her şeyini topla hemen." demişti neler olduğunu anlamaz bir biçimde
"Neler oluyor? Sen iyi misin?" demiştim hemen ardından o cevapladı
"İyiyim. Bana şuanlık soru sorma gitmemiz gerek." dedi bende lafını ikiletmeden dediklerini yaptım.
İşim bitince beni kolumdan tutarak bir yere götürdü. Evinin altında bodruma benzeyen bir yer vardı. Son derece eski bir kapı önümde duruyordu. Kapının şifresini açarak sürüklemeye devam etmişti.
Ben korka korka giderken gözlerim dolmuştu ağlama derecesine neden geldiğimi bende bilmiyordum.
Adam bana dönüp
"Ne oldu neden ağlıyorsun?" diye sordu"Korkuyorum." diye cevapladım o da bana dönerek
"Korkma eğer ölmek istemiyorsan hızlı olmalısın." diye cevapladı.
"Burayı acil durumlar için kullanırım güvenli bir yoldur." diye cevapladı
Ona güvenerek yolumuza devam ettik. Çıktığımızda güvendeydik buna emindim. İkinci çıkışa benziyordu hayatımda hiç böyle bir şey görmemiştim.
Daha sonra arabaya bindik arabaya bindikten sonra telefonu çalışmıştı. Karşıdaki adam bir şeyler öğrenmek istiyor gibiydi. Adının Yiğit olduğunu öğrendiğim adam konuşuyordu anlaşılan. Adam hemen cevapladı
"Gitmemiz gerekiyordu düşmanlar etrafımızı sardı. Biraz yaralandım ama önemli bir şeyim yok. İş için yarın gideceğiz sen hazırlıklarına bak. Başka bir eve geçiyoruz oraya gideceğim." diye yanıtladı telefonunu hemen kapatarak yoluna devam etti. Bu adamla gitmemem gerektiği bilincindeydim ama başka çarem yoktu kalırsam ölürdüm. Başka bir yere gidecek olursam kesin başıma bir iş gelirdi şuanlık bu adamın yanı daha güvenli duruyordu.Yoluna devam ederken bana döndü
"Artık oraya gitmeyeceğiz orası güvenli olmaktan çıktı. Daha güvenli ve sessiz bir yere gideceğiz." diye eklediAnlamış vaziyette kafamı salladım o da onaylar bir biçimde önüne döndü.
Uzun bir yoldu uzun olması mantıklıydı eğer az önceki yere yakın olsaydı bulmaları kolay olacaktı.
1 saat sonra hangi konumda olduğumu bile bilmeden arabadan indim. Arabaya koyduğum valizimi almıştım. O adam evin kapısını açıyordu. Hemen içeri girdim diğer evden çok fazla genişti. O adam rahat bir şekilde koltuğa yayılmıştı. Meraklı ama bir o kadar sert bakışlarıyla bana bakıyordu.
Gözlerine bakarken "Adını artık öğrenebilir miyim?" diye sordum çünkü yanında olduğum kişinin ismini bilmek hakkımdı.
O da gözlerime derin bir şekilde bakarken
"Barlas." diye yanıtladı
"Benim ismimi zaten biliyorsun."
"Evet biliyorum Alya. İsmin Ankaraya kadar geldiğine göre baya seviliyorsun anlaşılan." dedi
düşündüm beni sevdikleri için aramıyorlardı. Menfaatleri içindiİmalı bir şekilde yanıtladım
"Tam tersi beni bulup evlendirecekler. Yoksa kimsenin beni sevdiği falan yok." diye atıldım.
"Pekala, bir anlaşmam var eğer kabul edersen." dedi
Meraklı gözlerle bakmaya devam ettim.
"Madem bu kadar ailenden kurtulmak istiyorsun, seni ölü olarak gösterelim ve böylece yakanı bıraksınlar Alya." dedi
Öylece kalakalmıştım çünkü böyle bir teklifle karşıma gelmesini beklemiyordum.
Barlas bana bakarak;
"Ya ölü olarak gösteririz ya da düşmanların ve özellikle baban seni bulmaya devam eder. Tek baban da değil Murat denilen herif de senin peşinde."
"Teklifimi düşünmen için süre vereceğim hemen bir cevap istemiyorum yarın kararını ver. Yarın 1 aylık işim için yola çıkacağım."
Şaşkınca bakarken
"Beni nasıl ölü göstereceksin? Ve bundan çıkarım ne olacak?"
Barlas güldü ve
"Dediğim gibi babanlardan kesin kurtuluş vaat ediyorum sana. Seni ölü göstermem o kadar zor değil emin ol."
"Peki, düşüneceğim ama senin bundan çıkarın ne olacak?" dediğimde büyük bir ciddilikle cevapladı
"Bir çıkarım olmayacak. Yanlız yaşayan bir insanım sıkıntı olmaz ama eğer dersen yarın seni istediğin yere bırakırım karar senin iyi düşün."
Dediği şey mantıklıydı bu şekilde hayat geçmezdi. Sürekli birilerinin beni aramasından bıkacaktım. Şimdiden kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Babam ve Murat beni bulursalar kötü şeyler yapacaklarından emindim. Ama kabul edersem tanımadığım bir adamla yaşayacaktım. Güvenebilir miydim bilmiyordum. Her şeyin kötüleşmesinden korkuyordum. Kaçmam bana bir sürü sıkıntı getirmişti şimdiden
Bunu yarına kadar düşüneceğimi söyledim kafasını sallamakla yetindi. Barlas'ı çok merak etmiştim çünkü hala omzu kan içindeydi endişeli bir biçimde sordum.
"Omzun hala kanıyor iyi misin?"
Barlas tebessüm etmişti
"Bakıyorum da çok merak ettin beni."
Utanarak cevap verdim
"Hayır, alakası yok sadece yaranın derin olabileceğini düşündüm."
"Önemli bir şey değil daha ağırlarını gördüm. Onların yanında hiçbir şey." demişti
"Haddim olmayarak soruyorum.." diye başladım Barlas meraklı gözlerle bakıyordu. Daha sonra devam ettim
"Aşağı inerken birisini aradığını duydum."Bunu dememle Barlas'ın gözleri koyulaşmıştı öfkesini en derimlerime kadar hissedebiliyordum.
"Bir tane piçi arıyorum. Bu konu senlik bir şey değil. Kendine odaklansan iyi olur." diyerek yanımdan kalkıp odasına ilerlemişti.
Haklıydı özeline burnumu sokmuştum. Ama neler olduğunu az da olsa bilmek istiyordum.
Bende boş bulduğum odaya çıkarak düşündüm yarın için endişeliydim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Keşke şuan yanımda Berna olsaydı onun yanımda olmasına ihtiyacım vardı. Ama yoktu ben şimdi ne yapacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarıcı
Teen FictionAlya Gök, henüz 18 yaşında bir kadındır. Babasından gördüğü eziyetler sonucu kızının işe yaramaz olduğunu düşünür ve kızını evlendirmek ister. Alya direnip kurtarıcısı ile karşılaşacaktır. Alyanın geçmişi ve bilmediği şeyler gün yüzüne çıkacaktır. B...