25. Bölüm

1.1K 56 37
                                    


Evet normal bir bölümle karşınızdayım. Emek vererek yazıyorum ve sizlerden de tek bir ricam var.

Oda emiğimin karşılığını almak lütfen oy verip bana destek olun

Bu bölümü okurken lütfen medyadaki şarkıyla beraber okuyun

Sizleri seviyorum şimdiden keyifli okumalar ❤️

............................................................................

Evet bugün sabahın yedisinde uyandım. Malesef ki bugün İstanbul'a dönücektik ve sınava 29 gün kalmıştı. Şaka maka emeklerimin karşılığını almama 29 gün kalmıştı.

Neyse şu anki konumuz bu değil bugün İstanbul'a dönücektik ve saat dokuzda da yola çıkacaktık. Ne kadar müthiş dimi?

Şu anda ise valizimi toparlamış ve yolda giyiceklerimi giymek için sıramı bekliyordum. İlk Ezgi giyinmek için banyoya girmişti de ondan.

Ezgi çıktıktan sonra hemen banyoya girdim ve giyinmeye başladım. Üstüme beyaz ince askıl bir tişört altına da açık su yeşili bol bi alt giydim. Saçlarımı da yukardan at kuyruğu yaptım.

İşim bitince dışarı çıktım. Ezgi de aynanın önünde makyajını hallediyordu. O da altına siyah bir şort üstüne de bordo askılı bir tişört giymişti. Açıkçası bordo rengi ona aşırı derecede yakışıyordu.

Bizimkilerle beraber bu oteldeki son kahvaltımızı yaptıktan sonra odalarımıza çıkıp valizlerimizi aldık ve servise doğru gittik.

Geçen seferki gibi oturduk demek çok isterdim ama öyle olmadı. Ezgi ve Arda yine bizim önümüze oturdular. Ege ben ve Kaan arka dörtliye geçtik ama bu sefer Batu gelmedi. Onun yerine Zehra geldi.

Sanırım Zehra ve İlayda'nın arası bozulmuş, zaten artık İlke hep bizimle beraberdi.

Hee bu arada Batu ve İlke de arka dörtlünün sağ ön tarafındaki ikili koltuğa geçtiler.

Arka dörtlüye ise ben ve Ege cam kenarında olucak şekilde oturduk. Zehra benim yanıma Kaan da Ege'nin yanına şeklinde ortalara oturdular.

Kazasız belasız şu yolculuğu atlatalım başka bir şey şu anlık istemiyorum.

Yolculuk başladı ve bende bu sırada size azıcık şu üç günde yaptıklarınızdan bahsediyim dimi?

Zaten iki gün boyunca bu civarlarda dolaştık ve denizin tadını çıkardık. Tabi Ezgi'nin ısrarlarıyla havuza da girdik ama ben denizi daha çok seviyorum.

Neyse dün de hep baraber lunaparka gittik. Tabi bizim korkaklar ne kadar korksalarda ben hepsini gaza getirdim ve üç yüz altmış derece dönen oyuncaktan tutunda hız trenine kadar her şeye bindirttim.

Her ne kadar her şeyden sonra 'Neden sedef'in aklına uyduk' deselerde ben lafımı çalmaktan çekinmeyip 'Sizin aklınız yok mu?' diye de lafı çarptım.

Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin