Bölüm Şarkısı;
Mustafa Sandal-Aya benzer#Ferit (Sonunda konuştu piç)
İşte yine aynı şeyi yapıyordu.
Seyran yine telefonlarımı açmıyordu. Tam ona bir adım yaklaştım, aradaki buzları eritmeye başladım derken bir bakıyordum Seyran’ı yine kaybediyordum.
Sanırım karma gerçekten vardı ve ben yıldır yaptığım şeylerin cezasını toplu olarak çekiyordum.
Israrlı arayışlarım Ankara yolunda da devam ediyordu. Annem yine rahatsızlanmıştı ve ben haberi eniştemden almıştım. Uzun süredir aldığı tedaviler onu zayıf düşürmüştü ve şimdi rüzgar esse hastalanıyordu. Seyran telefonu açsaydı en azından bunu diyecektim, umurunda olur muydu bilmem ama bugün işe gitmiyordum.
Gerçekten hayatımda ilk defa bir kadın karşısında ne yapacağımı bilmiyordum.
Keşke… keşke zamanı geriye alıp yaptığım tüm o salaklıklardan kurtulabilseydim ama bilmiyordum işte bilmiyordum!
Ondan bu kadar hoşlanacağımı bilmiyordum.
Aslında anlatacak çok şey vardı. Beni haklı çıkarmasa da nasıl bu noktaya gelip, nasıl böyle iğrenç bir mahlûkata dönüştüğümü açıklayabilirdim size. Oldu bitti kadınları severdim ben ve küçüklüğümden beri de onlar ile iyi anlaşırdım ama bir tanesi vardı ki…
Keşke hayatıma hiç girmeseydi demekten kendimi alıkoyamıyordum.
İlk defa biri hakkında bu kadar yanılıyordum. Kız resmen hayatımı raydan çıkarmıştı. Psikopatlığın kitabını yazar, üstüne de nobel edebiyat ödülünü göğüslerdi.
Biliyorum şimdi böyle deyince de siz bir şey anlamadınız… Sanırım biraz detay vermem gerekiyordu zaten Ankara’ya varmama daha çok vardı. O yüzden size kısa bir özet geçebilirdim.
-------------------------------
Her şey üniversite zamanlarımda başladı. Her zaman olduğu üniversitede de aktif biriydim ve kast ettiğim şeyin dersler olmadığı artık hepiniz anlayabiliyordunuz. Bunun yanında amcam ve yengem bana yine harika bakıyordu. İşte böylesine güzel geçen yıllarımın ortasında hayatıma Esra dahil oldu.
Ailenin iyilik meleği amcam, akraba kızının da buraya, İstanbul’a okumaya geldiğini görünce gidip ona da kol kanat germek istemiş ve peşinde beni de sürüklemişti. İşte Esra ile ilk karşılaşmam tam olarak böyle olmuştu. Bir kyk kız yurdunun önünde.
Kadınlara düşkün olduğumdan bahsetmiştim değil mi? Hormonlarının zirvesinde olan ben elbette bunu değerlendirmiş ve sadece iki kere gördüğüm ve hangi akrabamın kızı olduğunu bile bilmediğim Esra ile bir ilişki içine girmiştim.
Herşey gibi o da normal başlamıştı ve heyecanlıydı ama işte görmem gereken karanlık tarafı çok sonradan fark etmiştim.
Esra hastaydı.
Hayır öyle fiziksel veya onkolojik değil. Esra kafadan hastaydı. Ondan ayrılmak istediğim her an beni intihar ile tehdit ediyor, sürekli beni gözetliyor ve peşime adam takıyordu. Birde işgüzar amcamın onu bizim şirkete işe almış olması…işte hayatım tam burada kararıyordu.
Kiminle çıksam, kiminle takılsam haber alıyordum ki Esra ona gidip birlikte olduğumuzu veya kısa bir ara verdiğimizi söylüyordu. Böyle böyle etrafımdaki hatun sayısını eritmişti. Defalarca kavga etmiştik, defalarca onu istemediğimi söylemiştim ama nafile Esra çok saplantılıydı ve üzerime yapışmıştı atamıyordum.
Hakkımızda anlattığı ve Romeo-Juliet’i kıskandıracak aşk hikâyemizi ise yüzlerce kişiden duymuştum. Bir yerde işime yaramadığını da söylemezdim, kısa süreli takılmayı düşündüğüm çok kişiden ayrılırken Esra’nın çok faydası oluyordu ama Seyran bunlardan biri değildi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playboy Yok Edilmeli!
Literatura FemininaÇıldırt beni, çıkart beni baştan İsmin neydi yine unuttum telaştan?