4𝐞𝐯𝐞𝐫 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟

12

"Burada herhangi bir değişiklik olursa size haber veririm. Size güveniyorum Arisu." Dedi Chishiya telsizden ve radyo öttü.

"Akira unutma. Yakalandıklarında dahil olma, sana bir şey olmasını istemiyorum." Başımı salladım.

"Anlaşıldı." Hem kendiminkinden hem de Chishiya'nın telsizinden haber alabiliyordum.

"Artık Şapkacı gitti ve ben 1 numarayım, Sahil'in tüm kontrolü bende. Emirlerimi yerine getirin. Benim için yaşamanızı istiyorum ve benim için ölmeniz gerekebilir." Aguni, elleri korkulukta dururken duyurdu.

Chishiya, Aguni'nin duyurusuna homurdandı ve kısa bir süre sonra kolunu sırtıma dolayıp beni kendisine yaklaştırdı.

Arisu telsizine, "Buldum. Tamam, kod ne?" diye fısıldayarak sordu.

Sarışın, telsizi ağzına yaklaştırdı. "8-0-2-2." Diye yanıtladı. "Yani mektupta ne yazdığını gördün mü?" Diye sordu.

"Hayır." Dedi Chishiya. "Ama Aguni'nin ifadesi hemen hemen her şeyi söyledi." Diye ekledim. "Açtığında yüzü tamamen kararmış, sanki tamamen şaşırmış ve gerçekten kafası karışmış gibi. Üzerinde yazılı hiçbir şey olmadığından oldukça eminim." Dedi Chishiya.

"Hiçbir şey mi? O zaman sen ve Akira kodu nasıl aldınız?" Diye sordu.

Chishiya kıkırdadı.

"Mum mühürden. Boss yüzüğüyle mühürlüyordu zarfı. Üzerinde numaralar var. Kod da bu." Diye yanıtladı Arisu'nun sorusunu Chishiya.

"Kesinlikle sizin düşmanınız olmak istemezdim." Diye söyledi Arisu kıkırdadıktan sonra.

"Açılmıyor!" diye bağırdı.

Ben ve Chishiya, Aguni'ye kasaya ne olduğunu anlatmak için alt kata indik.

Aguni'ye durumu anlattık, başını salladı ve Arisu ile kasanın bulunduğu odaya gittik.

"Chishiya! Akira! Chishiya, orada mısın?"

"Evet, sana söylemeliyim. Gerçekten cesursun." Dedi Niragi omzunun üstünde bir tüfekle Arisu'ya bakarak eğilirken.

Ben ve Chishiya odaya girdik, Chishiya telsizini havaya fırlatıp yakalarken ikimizin de yüzünde bir sırıtış vardı. Arisu şok içinde ikimize baktı, "Neden..?"

"Gitmeme izin ver!" Usagi'nin sesi, onu tutan iki militanla odaya girerken duyuldu.

"Sakin ol, sakin ol!" Onu tutan yönetici bağırdı. "Usagi!" Arisu bağırdı ve ona doğru koşmaya çalıştı, ancak daha başaramadan Niragi ona tüfeğiyle vurdu ve yere düşürdü. Usagi, "Arisu!" diye bağırdı. "Erkek arkadaşın için ağlamayı kes, seni aptal orosbu!" Diye bağırdı Niragi, Arisu'yu tekmelerken.

Arisu homurdandı. "Arisu!" Usagi bir kez daha bağırdı. Niragi tekmeledi ve Arisu'ya daha çok vurdu. Arisu bağırdı.

Niragi zavallı çocuğu tekmelerken güldü. "Chishiya ve Akira, ikinize de borçluyum." Aguni, Niragi'nin homurdanmasını ve Arisu'yu tekmelemesini izlerken kollarını kavuşturarak söyledi. "İkiniz de olmasaydınız onları yakalayamazdık." Aguni ikimize döndü. "Bırak, Arisu!" Usagi yine bağırdı. "Evet, şey... Biz sadece yardım etmek istiyoruz." Diye yanıtladım.

Chishiya, duvardaki üzerinde geyik olan bir tabloya baktı. Ona baktım ve sanki kartlar için oraya gitmemiz gerekip gerekmediğini merak ediyormuş gibi soran bir bakışla kaşlarımı kaldırdım. Sarışın başını salladı.

"Pekala, şimdi. Görünüşe göre... Biri gece gece gitmiş." Niragi, nakavt olduğu için Arisu'ya tokat atarken söyledi. Niragi nefesini verdi. "Pekala, onu odaya götürün!"

***

Kuina ve ben bir koridorda duvara yaslanmış telsizimizle Chishiya'nın kartları toplamasını bekliyorduk.

"Orada işler nasıl gidiyor, siz ikiniz?" Chishiya ikimize de sordu.

Kuina telsizini aldı ve ağzına yaklaştırdı. "Pekala, sanırım. Aguni hâlâ odasında." Diye yanıtladı bunu Kuina. "Burada can sıkıntısından ölüyorum." Diye inleyerek telsizin mikrafonuna konuştum.

"Pekala, planımıza devam edelim o zaman. Arisu'nun akıllı mı yoksa aptal mı olduğu konusunda hiçbir fikrim yok. Kartları sıradan bir kasada tutmalarına imkan yok." Dedi Chishiya. "Öyleyse gerçek kasanın nerede olduğunu düşünüyorsun?" Diye sordum.

"Emin değilim ama Arisu sahte kasayı bulduğunda, genellikle iyi bir poker suratlı olan Aguni başka bir şeye bakıyordu. O zarfın içindeki her neyse, bir kod ya da boş bir mektup olduğunu düşünüyorum. Sanırım sadece bir çizim de olabilir." Diye açıklamıştı Chishiya telsiz aracılığıyla ben ve Kuina'ya.

"Buldum." Dedi Chishiya.

Kuina telsizi ağzına yaklaştırdı. "Demek bu yüzden onları feda ettin?" Diye sordu.

"Evet, bir şeyi kazanmak için bir şeyi kaybetmelisin. Onlar piyondu, hepsi bu, bok olur." Diye yanıtladı Chishiya. Kuina'ya baktım ve kıkırdadım.

Kuina içini çekti. "Evet, şey tek bildiğim... Senin düşmanın olmayı kesinlikle istemeyeceğim." Dedi Kuina elindeki telsiz aracılığıyla Chishiya'ya.

Chishiya kıkırdadı.

"Evet, bunu çok duyuyorum." Diye yanıtladı Chishiya. The Last Boss'un bize doğru yürüdüğünü gördüğümde Kuina ve ben sağımıza baktık. İkimiz de nefesimizi tuttuk ve telsizlerimizi sakladık. The Last Boss bizi geçti ve arkasına bakmak için yürümeyi bıraktı.

Ben ve Kuina birbirimize baktık ve başımı salladım. The Last Boss'a dönüp baktık ve ikimiz de aynı anda göz kırptık, The Last Boss başı önde olarak uzaklaştı.

Kuina ve ben birbirimize bakıp kahkahalara boğulduk.

***

Ben, Kuina ve Chishiya Sahil'in arkasında dışarıdaydık.

"Onun için üzülmüyor musun? Arisu yani." Ellerimi kavuşturup duvara yaslanmışken sordum sarışına. Sarışın arkasına baktı. "Ona üzüldüm mü? Neden, ondan mı hoşlanıyorsun?" Sarışına sinirli bir bakış attım. "Şaka yapıyorum."

"Pekala, üzgün olduğumu düşünüyorum." Diye ekledi Kuina.

"Bazen hayatta kalmak için bir şeyler yapmak zorundayız. Eğer onun için bu kadar endişeleniyorsan, o zaman ona yardım etmelisin." Dedi sarışın.

Ben ve Kuina Sahil'den ayrılmak üzere Chishiya'ya yürüdük. "Olamaz..." Diye fısıldadı Chishiya alçak sesiyle. Chishiya durduğunda Kuina kapıdan geçmek üzereydi. "B-bekle!" Diye bağırdı Chishiya.

Chishiya numarasını tanımlayan bileziğini çıkardığında üçümüz de geri çekildik. Onu kapıya fırlattı ve kırmızı bir lazer hızla aşağı indi, yanarken bir çatırtı sesi çıkartmıştı.

Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...