Temiz havaya ihtiyacım vardı. Sıkılmıştım artık herşeyden. Aşık olamıyordum. Annem ve babamla iyi geçinemiyordum. Bir abiye bile sahip değildim.
Ailem her ne kadar zengin olsa da şımarık biri değildim. Zengin ve şımarık kız tipi. ! Ah , o tiplere çok sinir oluyorum. Hayır yani anlamıyorum. Senin ailenin zengin olması bizim en fazla ne kadar umrumuzda olabilir? Yılışık şeyler.
Yolda yürürken karşı sitenin parkında oynayan çocuklar çarptı gözüme. Mutlular. İleride karşılabilecek sorunlarını bilmeden yaşıyorlar. Birileri onlara hayatın gerçeklerini anlatsa o yaşta üzüntüden tırlatabilirler.
İşte hayat bu. Çocukken mutlusun çünkü hayata karşı adımlarını ufak ufak atıyosun ama yetişkin olunca işler değişiyor ve üzülmekten başka şey düşünmüyorsun.
Yürümeye devam ettim. Düşünmeye ihtiyacım vardı ve bunun için en güzel yer parktı. Evet, park. Orada kendimi özgür hissediyordum. Hayata karşı özgür. !
Kafamı birşeye çarpmamla aniden durdum. Çok acıyordu. Başımı kaldırdığımda yeşil gözlü canavar bana bakıyordu. Canavar dediğime bakmayın. Çok yakışıklıydı.
" Önüne baksana be. " diye bağırdım . Umursamaz bi şekilde yürümeye devam etti. Arkasından
" Bencilsin ve bir o kadar da ukala."
diye bağırdım. Yine beni umursamadı ve yürümeye devam etti. Galiba aşık olmuştum.