29. Bölüm

1.2K 62 31
                                    

29. BÖLÜM
" Güneş yüzlü kız..."

" Efendim?" Dedim mırıldanarak.

" Deniz? Ama sen burada ne yapıyorsun?" Dedim yine mırıldanarak.

" Senin için geldim " dedi yüzünü seçemediğim ama Deniz olduğundan emin olduğum adam.

Bir anda kendimi bam başka yerde buldum. Ne oluyor böyle? Zilin çalmasıyla gidip kapıyı açtım. Kapıda bir asker vardı. İyi de ne alaka?

" Güneş Aktan siz misiniz?" Dedi asker. Başımı salladım.

" Maalesef arkadaşınızı kaybettik" dedi bir asker. "Denizi mi?" Dedim. " Evet" dedi asker.

" Ne? Hayır! Olamaz! Lütfen bu bir şaka diyin! Lütfen!" Dedim bağırarak.

Bir anda ter içinde uyandım. Ne yani bunların hepsi bir rüyamıydı? Bu aralar hep denizle alakalı rüyalar görüyordum... Ve ölümle alakalı... Denizin ölmesi... Bir kişinin daha ölümünü kaldıracağımı zannetmiyorum. Yeterince kişi öldü zaten. Eğer Deniz de ölürse ben yıkılırım. Beni kimse toparlayamaz.

Bir anda aynı rüyamda ki gibi zil çaldı. Buz kestim. Aynı rüyamda ki gibi... Zil çaldı... Yavaş adımlarla kapıya doğru yaklaştım. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım. Ne?

Gelen kuryeydi

" Merheba, Güneş Aktan siz misiniz?" Dedi kurye.

" Evet" dedim. " Size bir kutu gelmiş" dedi. Ne? Ama ben hiç bir şey sipariş etmemiştim ki. " Buyurun bu kutu" dedi kurye. " Teşekkürler" dedim. " Aldığınıza dair şurayı imzalayın" dedi. " Tabii" dedim.

Ultra mega titanic güzelliğe sahip olan imzamı attım. İmza benim olunca tabi güzel olur. Ne sandınız. Kapıyı kapattım. Şimdi sıra bu kutuyu incelemekteydi. Kim bilir belki içinden bomba falan çıktı.

Kutunun içinden ses geldi. Ve bir anda haraket etmeye başladı. Ayol ne oluyor böyle? Acaba ne çıkacak içinden. Belki cin vardır? Ama cin neden kutuya girsin ki? Belki bebek vardır? Hani dizilerde olur ya. Çocuğun anası onu büyütememiş ve bana vermiş. Ama ben daha kendime bakamıyorum çocuğa nasıl bakıcam? Neyse açayım şunu.

Kutuyu açtım ve içinden. Ne çıktı? Hadi söyleyin sizce ne çıktı? Söylüyorum söylüyorum söy-le-dim. Maşallah acun Ilıcalı'ya taş çıkartırım.

İçinden bir kedi çıktı. Evet bir kedi. Minik sarı bir kedi. Bunu bir yerden hatırlıyorum. Evet bu Denizin kedisi. Yanında küçük bir not vardı.

" Bu kediyi bir hediyem olarak kabul et. Dün çok beğendiğin için sana hediye etmek istedim. Zaten burada daha fazla kalamazdı. İsim seçimini de sana  bırakıyorum. ( Sana aşık değilim)"

Komutan beyden Güneş yüzlü kıza...

Mektup yüzünden istemeden de olsa gözlerim dolmuştu. Bu güne kadar bana hediye alan sayılı kişiler. Doğum günümde bile bana Gökhan dan başka hediye alan olmazdı. Notta dikkatimi çeken kelimeye yine baktım. Güneş yüzlü kız... Güzel lakap.

 Güzel lakap

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
152 GÜN || YARI TEXTİNG ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin