"Ölmeni istiyorum"

40 2 9
                                    

Hyunjin her haftasonu olduğu gibi saat 6:00'da kalktı, duş aldı, kahvaltısını yaptı, üzerini giyindi ve test çözmeye koyuldu. Okul 1.cisi olmak bunu gerektirirdi. Tam test çözerken bugün okulun başlatmış olduğu zorunlu cumartesi kurslarının ilk günü olduğunu hatırladı ve çantasına 2 test kitabı, 2 defter, su  ve kalemliğini koyduktan sonra evden çıktı. Saat 8'e geliyordu ve birazdan kurs başlayacaktı. Geç kalmak istemiyordu açıkçası. Aceleyle okula doğru yürüken bir grup genç yolunu kesti. Bunlar Hyunjin ile aynı sınıfta olan Seo Changbin, Lee Minho,
Kim Seungmin üçlüsüydü. Aslında bunlar dörtlü takılırdı, ele başları neredeydi? Derken aralarından Yang Jeongin çıktı

"Naaber milli ineğimiz?"

Alaycı tavrı Hyunjin'in sinirini bozmuştu fakat alışık olduğu için sesini çıkartmamıştı. Yang tekrar konuşunca Hyunjin cevap verdi

"Bakıyorum kursu kaçırmıyorsun"

"Kurs zorunlu. Ders başlamak üzere önümden çekilir misin?"

"Tüh ya! Görüyor musun Minho, ders başlayacakmış. Ne yapsak ki?"

Mor saçlı olan alayla güldüğünde Hyunjin'e yaklaştı ve eliyle Hyunjin'in sağ omzunu itti. Hyunjin acısından dolayı "Ah!" derken kaslı olan kısa çocuk "Pardon yaa, omzunda problem vardı değil mi?" dedi ve güldü. Diş telleri olan çocuk Hyunjin'e doğru ilerledi ve "Ya ama şunun tatlılığına baksanıza abilerii" diyerek Hyunjin'i sevdi. Bunu yaparken onun çenesini tutuyor ve sallıyordu

"Tanrı aşkına, benden ne istiyorsunuz! Benden ne istiyorsun Yang Jeongin!"

Esmer çocuk Hyunjin'e doğru yavaşça yürüdü

"Ölmeni istiyorum Hwang Hyunjin. Varlığın zaten yeterince iğrenç, birde benimle aynı sınıftasın, gerçekten iğrenç. Benim yerimde olsaydın, yanlış anlama olamazsın, sen de benimle aynı tepkiyi verirdin. Hiç düşünmedin mi gerçekten? Kimse senden sebepsiz yere nefret etmiyor. Çok çirkinsin, üstüne birde okul birincisisin. Birde o gıcık arkadaşın Eunwoo, ikinizde garipsiniz!"

"Benden bu denli nefret ettiğini bilmiyordum"

"Öğrenmiş oldun. Yürüyün çocuklar"

Jeongin'in sözüyle diğerleri de Jeongin'in peşinden okula doğru ilerledi. Onlar gittikten sonra göz yaşlarını tutan Hyunjin daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Aslında ikisi Jeongin ile çocukluktan tanışıyorlardı. Eskiden aynı mahallede oturuyorlardı ve işin aslı çok iyi anlaşıyorlardı. Fakat birgün Jeongin taşınmak zorunda kaldı ve o günden sonra Hyunjin'e asla iyi davranmadı. Hatta zorbalıkları o dönem başlamıştı. Hyunjin ise Jeongin'i oldu olası sevmişti. Hâlâ da seviyordu. Fakat bu biraz farklı bir sevgiydi. Hyunjin kaldırıma oturup ağlamaya başladığında diğerleri çoktan okula girmişti

"Jeongin, sence biraz abartmadık mı?"

"Saçmalama Seung, daha fazlasını bile hakediyor, iğrenç yaratık"

"Seung biraz haklı"

"Sende mi Minho!"

"Aslında bende"

Changbinde diğerleriyle aynı fikirde olduğunu belirttiğinde Jeongin onları dinlemeden sınıfa ilerledi

"Sanki biz içini bilmiyoruz"

"Harbiden amk"

"Neyse boşverin de şuna yetişelim"

Çocuklar sınıfa girdi ve ders başladı. Yaklaşık 10 dakika geçmesine rağmen Hyunjin ortalarda yoktu. Öğretmenleri de merak edip Hyunjin'i aramıştı fakat telefonu meşgule atıldı ? Jeongin içten içe endişelense de belli etmedi. 2. dersin ortalarında kapı çaldı. Öğretmen "Gir" diye bağırdığında kapı açıldı ve gözleri kan çanağı olmuş olan Hyunjin içeri girdi. Öğretmenleri her ne kadar ne olduğunu sorsa da Hyunjin cevap vermedi. Ders bitiminde Jeongin endişesini gizleyerek Hyunjin'in sırasına gitti

"Gözlerine ne oldu?"

"Tch, sence?"

"Seni umursadığım için sormuyorum pis ucube, sadece ağladığını kendi kulaklarımla duymak istedim"

"İğrenç bir insansın. Benden uzak dur!"

Hyunjin hızla kalkıp lavaboya doğru ilerlerken Jeongin oturup "Canımı yakıyor ama yapmak zorundayım güzelim.." dedi. Gözleri dolmuştu, hızla kendini toparladı ve kapıda onu bekleyen arkadaşlarının yanına gitti.......

Sellamm yeni bir ficle karsinizdayimm umarim begenirsiniz 2 gunde bir bolum aticam bolumleri gece saatlerinde atarım buyuk ihtimalle baiii

Hate Or Love (Mal misiniz amk)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin