2.KISIM
Aman efendim hoş geldiniz.
Minik bir uyarı geçmek istiyorum. Her yazar gibi ben de kitabımda başka kitapların adının geçmesini ya da inatla benzetme yapılmasından hoşlanmıyorum. Bu öyle bir hal alıyor ki; geçen gördüğüm bir yorumda 'deniz dalgası' yazdığım için başka bir kitap aklına gelmiş onu yazmış yorumlara. Gerçekten hoş değil bunlar. Biraz daha dikkat ederseniz çok sevinirim. Ne benim kitabımda ne de başka bir yazarın kitabında bu yapılmamalı.
O zaman beklemeden bölüme geçelim, yorum işi sizde. Biz 6K yorumdan devam.
Keyifli okumalar dilerim!
Başladığınız gün ve saat.
Yıldızımıza da basmayı unutmayın lütfen.
❤️🔥
Parmaklarım arasında gezdirdiğim kalemi bir tur daha döndürdüm. Bir yandan da sağ bacağımı sallıyordum, bu istemsizce olan bir şeydi. Yeniden oflayarak oturduğum sandalyede geriye doğru yaslandım. Şimdi ise koyu renkteki tavan görüş açımdaydı.
Auria'yı sabah kalktığımda yanımda görememiştim. Dün geceyi her hatırladığımda tebessüm etmeden duramıyordum. Hiç unutmayacağım anılar biriktirmiştik beraber. Fakat her şey zamanını bekliyordu, henüz o denli ileri gitmemiştik. Aramızdaki çekimi inkâr edemezdim, ben de istiyordum onu en az onun kadar. Ama ben her şeyi hatırlamadan olmazdı. Aklımda hiçbir soru işareti kalmasın istiyordum. Aynı şekilde kehanetin sonunda neler olacağını da bilmediğim gibi, ileride geriye döndüğümde olası her duruma karşı pişman olacağım şeyler yapmak da istemiyordum. Kendimi geri çekmem bu yüzdendi.
Yani bir nevi hem kendimi hem de onu koruyordum iç mahkememde vereceğim kararlardan. Ama bu bir yere kadar olabiliyordu. Ona karşı çıkmak çok zor olmuştu. Bedenim ve ruhum onu bu denli isterken, en fazla o son evreye karşı çıkabiliyordum. Kaç kaç nereye kadar gerçekten bilmiyordum.
Dünkü halimiz şimdi bile vücuduma ateşler bastırıyordu. Elimi sallayarak yüzüme hava yapmaya başladım. Bu adam yokluğunda bile nasıl böyle bir etki bırakıyordu bende gerçekten hayrete düşüyordum.
Aynı zamanda her ne kadar kirazlar boşa gitse de, çok önemli bir şey de öğrenmiştim. Ben ateşe hükmedebiliyordum. Olmaması gereken bir durumu yapabiliyor olmak her ne kadar aykırı gibi gözükse de, içten içe itiraf etmeliyim ki kendimi eşsiz hissettiriyordu.
Dolaylı yoldan veya değil, ateş demek Auria demekti. Bu durumda Nalan teyzemin -ki artık ona Darcia demeliydim- dediği gibi her durumda galip gelebilirdim. Bir insanın hem siyahı hem de beyazı taşıması, kendini kabul ederek gücünün farkına varması onu durdurulamaz yapabilirdi. Benim de yegâne amacım artık bu olmalıydı. 22 Şubat'a az kalmıştı ve zaman hızla daralıyordu.
Bu sefer siyah kargo bir pantolon üstüne beyaz uzun kollu crop giymeyi tercih etmiştim. Crop çok kısa olmadığı için sorun olmuyordu, zaten kitabevi yeteri kadar sıcaktı. Saçlarımı da at kuyruğu toplamıştım. Oturduğum yerde doğrulduğumda parmaklarımın tersiyle perçemlerimi gözlerimin önünden çektim. Etrafa baktım iç çekerek. Uzun zamandır olduğu gibi yine boştu burası. Kışın genelde tek tük gelirlerdi, burası yazın daha dolu oluyordu.
Pare abla bugün çok yoğun olacağını, kısacası telefonunu kapatacağını bana sabahın erken saatlerinde mesaj atarak haber vermişti. O zaten burada olduğumu bildiği için günlerdir gelmiyordu. Nedenini bilmesem de yıllardır aynı bu tarihlerde hep yoğun olur, bir süre ortalıklarda gözükmezdi. Fazla özel hayatına burnumu sokuyormuş gibi olmamak için de hiç sormamıştım. O her ne kadar bana nazik ve anlayışlı olsa da ben yine de o ince çizgiyi korumak adına temkinli olmuştum. Zaten istese anlatırdı veya söylerdi diye düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 | GECENİN SANRISI
Misteri / Thriller*14 Kasım 2023 güncellemesi* İlerleyen bölümlerde yorumlarda birçok spoi ile karşılaşabilirsiniz. Her ne kadar uyarı geçsem, o yorumları silsem de maalesef devam edenler var. Bu nedenle özellikle kritik sahnelerde yorumlara bakmamanızı öneriyorum. G...