21.BÖLÜM

42 3 0
                                    

"Gergin değilim,  gayet sakinim. Hem niye stres yapayım ki alt tarafı Mert ile evleniyorum."

Sabah erkenden kalkıp kuaföre gitmiştik. Elif son anda gelinlik değişimi yapmıştı. İnat kız sonunda dediğini yaptırdı.
Belime kadar vücudu saran belden aşağısı kabarık bir modeldi. Üst kısmı ve eteğin uçları tamamen taşlardan oluşuyordu. Kolları omzundan itibaren dantel ile sarmalanmıştı ve taşların verdiği gösterişi indirgiyordu.
"Abla sakin ol."
"Ben sakinim Hakan. Asıl sen sakin ol."
Kardeşime baktıkça gözlerime dolan yaşları geri göndermek zor oluyordu. Daha fazla dayanamadım kendimi onun kollarına attım. Hakan'ın elleri sırtımda dolanırken derin bir nefes aldım. Kalbim zaten ağzımda atıyordu bir de astım krizi ile uğraşmazdım.
Tam biraz sakinleşmiştim ki kapı çaldı ve içeri babam ile annem girdi. Babam beni görünce omuzlarını dikleştirip güçlü görünmeye çalıştı ama gözleri onu ele veriyordu. Annem ise çoktan çeşmeleri açmıştı. Dün geceden sonra anne demek eksiklerimi kapatmamı sağlıyordu.
Babam boğazını temizleyip elinde kırmızı kuşak ile yanıma yaklaştı. Kuşak belime dolanırken babamın derin bir nefes aldığını duydum.
"Ezram kıymetlim seni önce Allah'a sonra kendine emanet ediyorum. Unutma burada hala bir ailen var ama Mert oğlum yokluğumuzu aratmayacak gibi o yüzden içim rahat. Allah yüzünü kara çıkartmasın."
Elini öptükten sonra sıkıca sarıldım. Çoktan ağlamaya başlamıştım. Babamdan ayrılıp anneme sarıldım.
"Annem iyiki varsın."
"Sende yavrum."
Dışarıdan gelen korna sesiyle hemen toparlandım.
"Geldiler. Valla geldiler. Eyvah!"
"Evet abla geldiler."
Aileme son kez sarılıp aynada kendime baktım. Herşey güzeldi.
"Hadi Hafsa hanım biz çıkalım. Hakan sende ablanın yanından ayrılma."
"Bu kız  yanlız kalırsa krize girer zaten. Siz çıkın."
Onlar çıktıktan beş dakika sonra kapı tekrar çaldı. Hakan anlımdan öpüp duvağımı kapattı ve kapıya yöneldi. Stresten tırnaklarımla oynarken Hakan'ın ıslık sesini duydum.
"Kız olsam sana sarkardım enişte."
Mert Hakan'a küçük bir gülümseme ile yanıt verdi ve çikolata kahvesi gözleri odayı taramaya başladı derken beni buldu. Tülün arkasından tam net görünmüyordu ama dudak uçuklatacak cinsten yakışıklı olmuştu.
"Girebilir miyim?"
"Önce kapı parasını alayım. Adettendir damat. Sonra girebilirsin. Eğer biraz daha yanına gitmezsen düğününde astım krizi geçiren ilk gelin olacak ve öyle görünüyor ki birtek sen sakinleştirirsin."
Mert başını eğip kulak dolduran bir kahkaha attı. Kayın biraderinin cebine birkaç yüzlük sıkıştırdıktan sonra uzun adımlarla yanıma geldi ve ben nefes almayı unuttum.
Ömrü boyunca aşkı aramış biri olarak şuan kalbimin sahibiyle dünya evine giriyordum.
"Sevgilim."
"Hı."
Verdiğim tepkiyle gülümsemek istedim ama olmadı.
"Ezra nefes al hayatım."
Unuttuğum nefesi aldım ve verdim.
"Şimdi sakinleş."
"Tamam."
"Harika görünüyorsun. Şeytan diyor kapa kapıyı ama gitmeliyiz."
"Tamam."
Mert'in koluna girip merdivenleri inerken tekrar bir nefes trafiği yaşandı.
Avlunun dışına çıktığımızda bizi daracık sokağı doldurmuş kalabalık karşıladı. Davullar zurnalar ve zılgıtlar eşliğinde gelin arabasına bindiğimde Mert dışarıda kaldı. Tüm ahali bizim evliliğimizin bekası için ellerini semaya açtığında ilk defa huzura ulaştığımı hissettim. Tüm Urfa bizim için tek yürek olmuş Allah'a dua ediyordu.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Arabadan indiğimizde direk nikahın kıyılacağı salona geçtik. Yere serilen kırmızı halıda yürürken kocam olacak adamın elini tutmani verdiği gururla omuzlarımı dikleştirdim. Bacaklarım ise heyecandan tamamen devre dışı kalmıştı. Tüm ağırlığımı Mert'e verdim.
Salon girişinde bizi büyük bir alkış tufanı karşıladı.
Tam karşımda duran masayı görünce midemde bir kusma isteği meydana geldi.
Geliyordu işte. Sabahtan beri ayrılıp bayılmama neden olan dakikalar yaklaşıyordu. Salona göz gezdirdiğimde en önde oturan ailemi gördüm.
Babam, annem, Hakan, Ozan ve Elif. Elif Ozan'a ters bir bakış atıp bize döndü. Anlaşılan kıskançlık krizi vardı. Hakan halinden memnun görünüyordu. Buna sevinmiştim. Elif'i atlatması kolay olmuştu.

Sıkıca Mert'in koluna yapışıp nikah masasına oturduğumda bana döndü.
"İyi misin hayatım?"
"İyiyim."
Sen bu kadar yakışıklı olmasan ve o tapılacak gülüşünü damat olmana aldırmadan yüzsüzce sana bakan kızlara göstermesen iyi olurum Mert Bozkurt!

Sakinleştirmek için derin bir nefes aldım. Artık ne kadar başarılı oldum bilmiyorum ama burnuma sokulan mikrofonla nikah memuruna baka kaldım ve istemsizce döküldü kelimler.
"Ne?"
Şaşıran memur sorusunu yeniledi.
"Mert Bozkurt'la iyi günde kötü günde..."
"Ha onu mu diyorsunuz. Evet! Tabi ki evet."
Sonra kırdığım potu salon gülme krizine girince farkettim. Mikrofon açıktı değil mi?
Yanımda gelen melodik sese döndüm. Herkesi unuttum ve onu izlemeye başladım.
Gülerken kalbimi tekleten adam yapma bunu?
Bunca insan arasında hipnoz manyağı gibi sana bakıyorum.

Nikah memuru daha sorusunu sormadan Mert gözlerimin içine bakarak cevapladı.
"Siz yormayın kendinizi. Ben cevabımı bir gece vakti ıssız bir yolda verdim. Ezelden ebede Evet!"
Gözyaşları içinde kocama baktım.
Atılan imzalar sonrası artık tamamen benimdi.
"Ayağına bas!" Elif'in uyarısıyla Mert'in ayağına dokunuo elini sıktım. O da mesajımı almış olmalı ki yalandan yüzünü buruşturdu.
İkimizde ayağa kalkınca duvağımı kaldırıp gözlerime baktı. Sonra uğruna öleceğim cümleler döküldü öpülesi dudaklarından.
"Ezram gül kokulu karım. Geç buldum ama bırakmam inatçı karım. Kalbime hosgeldin."
"Hoşbulduk kocam. Sana tüm uyuzluğuna rağmen geldim. Buyur ettiğin için teşekkür ederim."
Eğer biraz daha böyle dursaydık bayılabilirdim. Sıcak dudakları önce anlımı sonra dudaklarımı buldu. Ne olduysa o an oldu. Gece ile gündüz birbirinde kayboldu. Kalbimin en derinlerinde hissettim Mert'in nefesini  Kimseyi umursamadan ilk defa özgürce öptüm. Mutluluk artık Mertti. Elleri, gözleri,  kokusuydu.

Benden ayrıldıktan sonra utançla yanaklarım kızardı.
"Akşam bu gelinliği çıkarmaktan büyük bir zevk duyacağım Ezra Bozkurt."
Hemen ondan ayrıldım. Ne bekliyordum ki arsız bir adamdı kocam.
Orkestra dans müziğini çaldıktan sonra kendimi kocamın kollarında buldum. O an gözlerimizden kalbimize aktı aşk. Aşkı müebbet belledik ruhumuza ve tek tek nakış ettim ömrüme ömrünü.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Bu heyecan çok farklıydı. Düğünde eğlenmiş doyasıya kurtlarımı dökmüştüm. Şimdi ise kocamın odasında kurbanlık koyun gibi bekliyordum. Derin bir nefes aldım. Korkuyordum.
Aslında gelinliği çıkarsam olurdu ama Mert ben çıkarıcam demişti.
Ellerimle yüzümü serinletmeye çalıştım. Yerimden kalkıp odayı arşınlamaya başladım. Kulağıma adım sesleri geliyordu.
Hemen eski yerime oturdum sonra kalktım. Nasıl karşılamam gerektiğini bilmiyordum. Önce duvağımı yüzüme indirdim. Sonra gereksiz bulup kaldırdım. Kapı kolu inince birden yatağa oturdum ve bildiğim bütün duaları gözlerim kapalı okumaya başladım. Allah için çok korkuyordum. Bu konuda hiç bir bilgim yoktu. Mert beni asla incitmezdi o yüzden az da olsa korkum geçti.
Birden yatağın çökmesi ile iyice gerildim.
"Ezra."
Aklıma gelen şeyle hemen ayağa fırladım.
"Namaz Mert."
Yüzüne bakmadan kendimi banyoya attım.
"Yardım edeyim mi?"
"Gerek yok hallederim."
Ama olmamıştı. Herşey iyiydi de ayaklarımı yıkayamamıştım. O esnada yardımıma Mert yetişti. Önümde diz çöktü ve yavaşça sağ ayağımı tuttu. İkisini de kırılacak eşyaymış gibi oze özen göstererek yıkadı. Onun bu hareketi o kadar hoşuma gitmişti ki. Kalbim birkez daha gurur kendiyle. Doğru kişiyi bulmuştu sonunda.

Sonrası ise ikimiz içinde harikaydı. Önce korkumu yenemeyip ağlamaya başladım. İlk gecesinde ağlayan gelin olarak tarihe geçme şerefi bana aitti ama Mert farkettirmeden korkumu yenmişti. Nasıl yaptı bilmiyorum ama bir anda kendimi üzerinde bulmuştum. Ardından tamamen onun oldum. Ruhumla kadınlığımla herşeyimle ona adadım kendimi.
Sabaha karşı uykuya dalarken kocamın kollarına sığındım. Mert'im vardı benim. Daha ne isterdim ki.



Kısa bir bölüm ile uzuun bir aradan sonra yeniden geldim. Gereksiz kelimeleri lüzum görmüyorum o yüzden kısa bir bilgi vericem. Bu bölümden sonra bir kaç bölümde final olucak. Ikinci hikayemi bitirdim hem de yeni başlamışken. Artık yazmıyorum. Bu hikayenin de yarım kalmasın diye devamını getirdim. Final olduktan sonra özel bölüm gelebilir. Yakında görüşmek dileğiyle...
Kendinize iyi davranın♥

Yarım Kalmış Hayatlar (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin