Yürek Ateş-i

484 36 68
                                    

Ardil - Bana hep "Onun gibisini görmedim, o kadın yatakta çok ateşliydi. Işinde çok iyiydi." dediler. Sustum, annemdi diyemedim. B-ben çok utandım,..

■■■■■■■■

Şimdiyse sessizce kahvaltı ediyorlardı, tabi kolu askıda olan genç ekmek kopartırken bile zorlanıyordu. Bunu gören amcası Devir Bey ise ekmeği parçalara ayırıp yanına koymaya başlamıştı, zorlandığı belliydi. Bunun üzerine birkaç kişi ikisine bakmış vede gülümsemeyle kahvaltıya devam etmişlerdi. Zaten çok geçmeden Devir Bey'de kahvaltıya devam etmişti. Şuan Ardil yemeğini daha rahat yiyordu çünkü ekmek kopartmak zordu, birde tek el olunca tam bir işkenceydi.

Bu arada Savaş'ta sessizdi ama onun nedeni farklıydı, o sabah babasıyla kavga etmişti. Dinçer Bey onun eve gelmesini, onları rahatsız etmemesini istiyordu. Aslında Mecnun Bey'den korkuyordu yoksa çoktan alıp evine götürmüştü. O an isterse gelmesin, zorla da olsun götürürdü ama yanına alan kişi Mecnun Gökkurt olunca ona zor geliyordu. Bu yüzden de onun eve dönmesi için darlamaktan başka çağresi yoktu. Yoksa oğlu hiç dönmeyecekti, bir türlü ona ve ailesine gelmeyecekti.

●●●

Mecnun B - Ceketini de omzuna alatılım, hah oldu. Şimdi staj gördüğün okuluna şöför seni bırakabilir.

Dedi onu araca bindirirken, gitmesi lazımdı yorka mezun olamazdı. Bu stajı vermeliydi, verecekti de... Öyle böyle mezun olup tarih öğretmeni olacaktı.

Mecnun B - Paranı aldın mı?

Ardil - Evet teşekkür ederim.

Mecnun B - Acıkırsan yemek ye, sakın yememezlik etme ve dikkat et.

Dedi onu son kez öpüp araç kapısını kapatarak sonra da şoföre bakarak şunu söylemişti

Mecnun B - Dönüşte ben alırım, sana gerek yok!

Şöför - Emredersiniz Mecnun Bey!

Aylar sonra/ Mezuniyete 4 gün kala!

Ona hoş bir takım elbise seçmişlerdi, yakışmıştı da.. Ha birde şuan Adana'daydılar, hem gezmek olsun hemde mezuniyet olsun diye erkende gelmişlerdi. Ama tek Asi hanım, Mecnun Bey, o ve Cesur gelmişti. Yani bir aile gezisiydi, hemde Asi hanım içinde biraz fırsattı. Çünkü stajdı, olaylardı derken üvey oğluyla adam gibi ilgilenememişti. Muhabbeti bile zor ederdi, tabi çekinince de tamamen zor oluyordu.

Asi H - Bak bu oldu, hoşta!

Ardil - Oldu demi? Baba sence nasıl?

Dedi ikisine birden sorarak, Mecnun Bey ise şefkatle onun saçlarını düzeltip şunu söylemişti.

Mecnun B - Çok güzel oldu, bunu alalım.

Ces - Damat gibi oldu, tek gelin yok!

Diyince hepsi gülmüştü, o ise tatlı bir gülümsemeyle abisine bakıyordu. Ardil ise ona göz ucuyla bakıp şunu söylemişti.

Ardil - Sen damatla gelini nerden biliyorsun?

Ces - Çocuk muyum ben?

Ardil - Ne münasebet canım sen kocaman adamsın. Böyle aslan gibisin, kaplansın.

Ces - Evet öyleyim ve bende evleneceğim, böyle takım elbise giyeceğim. Gelinim çok güzel olacak, bir peri gibi kanatları olacak.

Dedi böbürlenerek, bu yüzden de hepsi gülmüştü çünkü çok tatlı duruyordu. Hatta Ardil onu gaza getirmek ister gibi şunu söylemişti.

Ardil - Adamsın reis, evlen be!

Ces - Davul olsun, balonlar olsun hatta beyaz bir atta olsun!

Ardil - Tozuttu bu!

Yürek Ateş-iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin