ten, those crises that suddenly come one night.

733 148 128
                                    

ig: spearcbns

Korkuyordum, gözleri yine üzerimdeydi. Evimize ulaşmak için koşuyordum, Felix'in beni kurtarmasını istiyordum. Nereye gidersem gideyim onlar buradaydı, beni takip etmeye devam ediyorlardı.

Koşamayacak kadar yorulduğumda dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başladım, her zaman ki gibi. "Ben elimden geleni yaptım, rahat bırakın beni!" Beni bırakmaları için neredeyse yalvaracaktım, göz yaşlarım karanlık geceye karışıp gidiyordu ve onlar bana biraz daha yaklaşıyordu. 

"Senin yüzünden öldü kardeşim!" Yeşil gözler nefretle bana baktı. Yakalarımdan kavrayıp ayağa kaldırırken çırpınmıyordum bile. Yüzüme sert bir yumruk indirdi, yakalarımı bıraktığı için bugün bilmem kaçıncı kez dizlerimin üstüne düştüm. Beni iyice yere ittirerek üzerime kara bir gölge gibi çöktü. Arkadaki ikinci kişinin gülüşleri kulağımdan gitmezken sessiz sessiz ağlıyordum. 

Boğazımdaki tutuşunu hissettiğimde güçten çekilmiş gibiydim, biraz bile karşı koyamıyordum. Bu kadar güçsüz müydüm? Oyun oynuyor gibi bi' boğazımı sıkıyor bi' nefes almama izin veriyordu. Nefessiz kalıyordum, ciğerlerim patlayacak gibiydi. Gözlerim kararıyordu, bunu anladıkları için boğazımı bıraktılar. 

"Sana yine hak ettiğini vereceğiz." Nefret ettiğim o bıçak yeniden ortaya çıkarken bıçağı tutarak durdurmaya çalışıyordum. 

Acıyan boğazımla bağırmaya çalıştım, neden kimse yoktu? Felix lütfen kurtar beni.

"Jisung!" Bedenim sarsılırken önümdeki görüntü yavaşça kayboldu. Zihnim yavaş yavaş gerçekliğe dönerken gözlerimi araladım iç çekerek.

"Kendine gel Jisung." Sıkı sıkı ona tutunmuştum sanırım kabus anında bile beni kurtaracağını biliyordum.

"Ağlama artık, sadece kabustu." Ağladığımı bile o diyene kadar fark etmemiştim, göz yaşlarımı silmesine izin verdim iç çekmeye devam ederken.

Doğrulmama yardımcı olduktan sonra komodinin üzerindeki suyu içirdi. Terden alnıma yapışan saçlarımı geriye itip yüzümü sildi.

"Neden böyle oldun ki, uzun zamandır kabus görmüyordun."

"Son zamanlarda sürekli olarak eskiyi anıp durdum." Gözlerim istemsizce yaşarmaya devam ediyordu. Bir türlü durduramıyordum ağlamamı.

Tekrar içli içli ağlamaya başlarken kollarımı boynuna sararak yüzümü gizledim.

Önceki Jisung'u özlüyordum. Her zaman güçlü olan, ağlamayıp ağlayanlar için bir omuz olan Jisung'u özlüyordum.

Şimdi ise dünyanın en ağlak insanı falandım. En ufak şeyden korkup kendimi geriye çekiyordum ve bundan gerçekten nefret ediyordum.

Hayatımın bir kısmını tıp okumak için harcamıştım, geri adım atmayıp bütün zorlukların üzerine gitmiştim. Peki ya şimdi?  Bu kadar değişmiş olamazdım, en ufak zorlukta kaçıp gidiyordum.

"Jisung ağlama artık, uyurken de ağlayıp durdun. Kendine getiremedim bir türlü seni, gerçekten çıldıracaktım."

Derin derin nefes alıp verirken kollarımı boynundan çözsem de kafamı ona yaslamaya devam ettim. Burada sakinleşmek daha kolaydı.

"Hastaneye seninle döneceğim."

"Ne?" Sırtımdaki rahatlatıcı dokunuşları aniden durdu.

"Evde kaldığım sürece hiçbir şey değişmedi, belki doğrudan korktuğum şeyin üstüne gidersem daha çabuk atlatırım."

"Bu... bilmiyorum Jisung. Önce doktorunla konuşmalıyız, onaylamazsa asla olmaz."

"Bence işe yarar." dedim kafamı omzundan çekip yüzüne bakarken.

"Saat gece dört, uyuyalım. Yarın konuşuruz, karar verince doktoruna da danışırsın."

"Uyumak istemiyorum." Aptal çocuklara dönüşürken gözlerinin ne kadar uykuyla baktığını yeni fark ediyordum.

Ağzını açıp bir şeyler diyeceği an onu susturdum, yorgun duruyordu. "Sen uyu, biraz hava alıp ben de yatarım." dedim, sanırım yalnız kalmaya ihtiyacım olduğunu anlamıştı.

Yatağa uzanırken bana kafamı dinlemem için biraz izin verdi. Ben de yatak odasının balkonuna çıkmak için ayaklandım. "Üzerine bir şey al, terlisin." Uyarısını dinleyip üzerime bir şey aldım ve öyle balkona çıktım.

Salıncağa otururken kenarda duran örtüyü de bacaklarıma attım. Hafif hafif sallanırken gözlerimi kapatıp kafamı boşaltmaya çalıştım, buna ihtiyacım vardı.

Hayatımdaki birçok şeyden nefret etmeye başlamıştım. Yeterince çabalamıyor muydum yoksa tanrı mı beni görmezden geliyordu bilmiyordum.

Balkonun kapısından gelen sesle kafamı o tarafa çevirdim. Salıncağın yastığını düzeltip yanıma oturdu.

"Neyse benim de uykum yokmuş zaten." Bunu söylerken bile neredeyse esneyecekti.

"Yalancı." diyerek güldüğümde o da gülümsedi. Kafasını geriye yaslayıp gökyüzünü izlemeye başladı.

"Hastaneyı bıraksam mı? Hayat böyle de güzelmiş, biriktiriğimiz paraları yer dururuz."

"Ben hastaneye döneceğim diyorum sen bana bıraksam mı diyorsun..."

"Tüh o zaman iş başa düştü mecburen emekliliğimi bekleyeceğim. Ne kadar kaldı acaba?"

"Daha otuz yaşındayız Felix... Neredeyse elli yaşına kadar çalışacağız, sen boşuna bekleme bence yirmi yılımız var."

"Bi' on yıl sonra kırsaldaki bir hastaneye geçelim. Ben kırk yaşında Seul'ün gürültüsünü falan çekemem haberin olsun."

"Tamam ben de meraklı değilim zaten."

Sabahın dördünde saçma salak gelecek planları yapıyorduk. Kafam boşalmış gibiydi biraz daha iyi hissediyordum. Güneş doğarken esnememi durduramıyordum artık.

"Sanırım benim de uykum geldi." diyerek salıncaktan kalktım, bana gözlerini kısarak baktı. "Serin hava bütün uykumu dağıttı şu an, ne yapacağız şimdi?" dalga geçtiği her halindan belli oluyordu. Gözleri o kadar uykulu bakıyordu ki sebebi olmak vicdan azabı çekmeme neden oluyordu.

"Gözlerinden uyku akıyor, hadi kalk." Elinden tutup onu çekerek kaldırdım.

Evin içi sıcak olduğu için direkt üstümdeki kapşonluyu çıkarıp kenara koydum. Felix çoktan yatağa girmiş gözlerini de kapatmıştı.

Örtünün altına girip ben de gözlerimi kapattım. Hemen uykuya dalamayacağımı düşünüyordum. Kolay uykuya dalan birisi de hiçbir zaman olamamıştım zaten.

Birkaç dakika uykuya kapılmayı bekledim öylece, daha sonra Felix hareketlenip kolunu kafamın altından geçirdi. Şimdi tamamen kolunun üstünde yatıyordum. Yan dönerek ona sarıldım.

Hiçbir şey eskisi gibi olmasa da biz toparlamak için elimizden geleni yapıyorduk.

×××

GECIS BOLUMU

NEYE GECIYORUZ ARTIK??? HASTANEYE. COK SUKUR BIN SUKUR DOKTOR JISUNG COMEBACK YAPIYOR

demistim iste 5 bolumde giris yaparim sonra full hastaneden devam eder konu💀
on bolum giris yapmayan da ne bileyim ficin yarisi gitti 🧍🏻‍♀️

bu bolum bi yil önceki jisungun daha iyi hali diyebilirim yani

babay oy verin

Jae.

one house two broken hearts, jilix.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin