5

52 5 2
                                    

Jisung'un bakış açısı

Know beni arkadaşlarının evine getirmişti. Lanet olsun be! Geçen hafta sarhoş olmuştum ve ona, o anki kafamla birilerini hayatıma sokmak istemediğimi bu olursa onları kaybetmekten korktuğumu söylemiştim. O ise beni arkadaşlarıyla tanıştırıyor. Zaten yetmezmiş gibi ertesi gün beni psikoloğa götürdü o da arkadaş edinmen gerek falan diyip göndermişti. Bunlardan da bi bok olmuyor. " Peter, hadi odama gidelim mi? Sana birşey göstermek istiyorum." Sıska oğlanın sorusuna sessiz kalmıştım. "Oh , adımı söylemedim değil mi. Ben Yang Jeongin, sevgilim ise Seo Changbin. Senle de tanıştığıma memnun oldum." Ona karşı hala sessizdim. Ayakta, kafam yere bakıyordu. "Bu sessizliği evet olarak kabul ediyorum, hadi odama!" Yang beni kolumdan çekince eskiden hissettiğim o hissi tekrardan yaşadım. Güven hissini. Bu çocuğun aurası bana güven hissini yaşatıyordu. Sonunda odasına geldiğimizde dolabını açıp bi kazak çıkarmıştı. Siyah kazağın üstünde beyaz bir yazıyla"Life is always with you" (Hayat hep seninle) yazıyordu. "Senin fiziğin bu kazağa çok yakışır. Son zamanlarda modayla uğraşıyorum da bunu kendim yapmıştım. Sana vermek istiyorum. Ne dersin? Sevdin mi?" Kazağı bana uzatıyordu ve yüzünde "lütfen al" dercesine bi bakış vardı. Onu kırmak istemeyip kazağı aldım. "Denemek ister misin? İstersen odadan çıkayım sen rahatça dene." Konuşmadan üstümdeki sweatshirtü çıkardım. Ne de olsa her zaman sweatshirtlerimin içine bi tişört giyerdim. Beyaz tişörtümün üstüne siyah kazağı geçirip aynaya baktım. Yakışmıyor değildi şimdi. "Valla çok güzel oldu sevgilim." Know konuşana kadar Changbin'le bizi kapıdan izlediklerini farketmemişim. "Yaparken en çok bunu beğenmiştim, en güzel de sana oldu. Sana bunu hediye ediyorum."

"T-Teşekkür ederim."

"Sana en yakın zamanda başka bir tane daha yapayım."

"Gerek yok."

"Ben gerekip gerekmediğini sormadım ki. Bi dahaki görüşmemizde yeni bir tane daha yapacağım. En sevdiğin renk ne? Ona göre yapayım."

"Mor."

"Pekala, yapmaya başlarım."

Mor rengi bana annemi hatırlatıyordu. Kanlar içinde mor elbisesiyle olan duruşu aklıma gelmişti yine. Derin bir nefes alarak tekrardan teşekkür etmek için başımı eğdim. Yang'da bana uyarak başını eğdi. "Eeeeee arkadaşlar gelmişsiniz madem bişeyler yapak."

"Ne yapçaz Domuz."

"Bana bak Minho bi daha Domuz dersen bozuşuruz. O Dwaekki bi kere."

"Amaaan anladık be."

"Şimdi birşeyler yapalım."

"Ne yapıcaz Dwaekki?"

"İşte sorun o zaten. Sorun "Ne yapacağız"."

"Harikasın be. Süperzeka."

"Biliyorum canım sağol."

"Tamam, ikiniz de uzattınız. Hadi mutfağa geçinde Yongbok'un keklerinden ikram edeyim."

Yongbok? Muhtemelen Know'un başka bir arkadaşıdır. Herkes Yang'ın odasından çıkıp mutfağa dizilince ben hariç herkes masanın ortasındaki brownielere yamuldu. " Peter? Sen niye yemiyorsun?" Jeongin bana sorduğunda masadaki diğer ikili de bana döndü. " Hadi sevgilim bi tadına bak. Yongbok'un brownieleri harikadır. Kesinlikle denemen lazım." İstemeye istemeye ortadan küçük bir dilim aldım ve tadına baktım. Tadı gerçekten inanılmazdı. Bu Yongbok'un brownielerini hergün yiyebilirdim. "Eeeeee sevdin mi sevgilim." Başımı evet dercesine sallayınca herkesin yüzünde bir tebessüm oldu.

Sonunda eve geldiğimizde odamın balkonundaki kanepede yerimi buldum.

Üç gün sonra

Minho'nun bakış açısı

Oturma odasına girip televizyonun karşısında yerimi buldum. Changbin, Jeongin ve Felix ikilisiyle buluşup onların da fikirlerini almış. Jeongin ise lisede gördüğü zorbalıktan dolayı birkaç psikoloğu ziyaret etmişti. İçine de en çok sinen Chan adlı psikolog ile Jisung'u buluşturma kararı aldık. Ama bu öyle doktor randevusuna gider gibi birşey olmayacaktı. Adı üstüne, buluşturacaktık. Bu olaydan Chan'nın haberi var zaten. Ben Jisung'la kimsenin olmadığı bi parka gidip birşey unuttum bahanesiyle onu bi süre yalnız bırakacaktım. Chan ise bu sürede Jisung'la kısa bi sohbet edecekti. Yani ön konuşma gibi bir şey ayarlamıştık. Çünkü Jisung psikolog psikolog gezmekten sıkılmış ve artık reddetmeye başlamıştı. Bunu onun iyiliği için yapıcam, yapacağız. Eski Jisung'u geri getireceğiz.. Bunları düşünürken yarın çalıştığım kafeye gitmem gerektiğini hatırladım ve uyumak için odama girdim. Artık o kafede de çalışmayacaktım. Jisung'la daha fazla zaman geçirmem lazımdı. Ve yarın Hyunjin'le birlikte çalıştığımız kafede son günüm olacaktı. Kendimi yatağa attım ve son iş günüm için gözümü kapatır kapatmaz uyudum.

(Bu son gün birşeyler oluyor. Olayı "Anlaşılma | Hyunlix" ficinin yeni bölümünden okuyabilirsiniz. Kaçırmayın diyim. Hyunjin'in başına neler gelcek neler.)

...

 Mor his | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin