Bırakma!

5K 283 3
                                    

Annen hep bir kız çocuğu isterdi. 3kez hamile kaldı 3ündede erkek oldu. Sonra zaten sen oldun. Senin doğduğun gün hastaneye Mustafa gelmiş. Anneni uyuması için tek bıraktım. Bende kantindeydim. Çok geçmeden anneni kontrol ediyim dedim...
Her yer kırmızı, her yer kan. Koşarak senin olduğun küveszlerin odaya geldim. Yoktun. Annen o gün sabah doğumdan sonra bana içinde kötü bir his olduğunu söyledi. Sonra eline bir flash verdi. Dedi ki 'bak sen kabul etmesene benim içimdeki his biliyor. Eğer.. Bana birşey olursa bunu kızıma ver.'
Yarım saat sonrası kanlar zaten. Ama onun son isteğinide yerine getiremedim. Çünkü sen ya ölüydün ya da kaçırılmış. Her yerde ama her yerde senden tek bir iz aradım. O sırada Alp büyüdü. Neredeyse 13 yaşındaydı. Onların haberi yoktu. 3 ü de evdeydi. Ama senin düşme riski olduğu için annen 4 5 ay hastanede yatılı kaldı. Bu süreçte çoğunlukla olduğu gibi ne Alp dışarı çıktı ne de hastaneye geldi. Hepsi merak etti annelerini. İşte eve gittim. Hepsi annelerini soruyor. Oturdum Alpe annesinin öldüğünü anlattım. İlkte ağlasada en büyük hayat desteğim oldu. Seni ararken geceleri uyumaz benim başımda yardımı olduğunca yardım ederdi. Seni onlara söylemedim. Alp zaten yardım ederken sormadı. Meraklı bir çocuk değildi. Her çocuğun aksine sadece işleve bakardı. İsim, yer, zaman onu için önemli değildi. O yolun sonu iyiyse yeterdi. 1hafta oldu, 2hafta oldu, 1ay oldu, 5 ay oldu, 1 yıl oldu, 2 yıl oldu, 23sene belkide daha fazla bilinmez. Kaçırıldığında ki video yu izleyince anladım. UMAY ASENA SAVAŞÇI yani benim en iyi askerim.... kızımdı."

Akan göz yaşlarım habersizken. Ayağa kalkdım. Çok yavaş bir şekilde duvarda asılı olan tablolara ilerledim. Elime aldım ve dizlerim bir anda çözüldü ve ben yerde oturur pozisyonda kalbime fotoğrafı bastırıyordum. Ağzımdan çıkan hıçkırıklara, kesilen nefesim, sızlayan burnum eklendi. Göz yaşlarım durmaksızın akarken ben sadece delirmemek için uğraşıyordum. Siyah saçlarıma elimi sertçe geçirip beynime parmaklarımı bastırdım. Tuttuğum saçım parçalara ayrılarak elime dolanıyordu. Hızlıca açılan kapıdan içeri girenler ilk bana bakıyor sonra hareketsiz kalıyordu. Alp kendine gelir gelmez önümde diz çöktü. Beynimi parçalamak için bastırdığı ellerini tuttu. Yavaşça geri çekti. Dizimin dibindeki tabloyu aldı. Hala olayı anlamaya çalışıyor gibi yüzüme bakıyordu. Arkadan gelen albayın ayak sesleri benim yanıma gelince dindi. Tek dizini yere koydu. Dağılan siyah saçlarımı geri attı. Gözlerine baktım. Yavaşça dinmeye başlamıştı. Ağlamam. Beni kendine çekip sarıldı. İkimizin ağlaması birden hızlandı. O benim saçlarımı okşuyor, ben tırnaklarımı bırakmak istemiyormuşçasına sırtına geçiriyordum.

"Bırakma! Nolur bırakma bi daha. Bırakma sakın!"
"Bırakmam bi daha bırakmam."

TEK AMAÇ VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin